www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

18 Mart 2015 Çarşamba

Lale ve Gül - Hilal ve Yıldız - Hidrojen ve Oksijen

Lale Hilal ve Hidrojen Kardeştir
Tıpkı
Gül Yıldız ve Oksijen Kardeşliği gibi....
Lale sıradan bir çiçek değildir. O Anadolu yarım adasının özgün çiçeği olmakla beraber içinde sembolik olarak bir çok anlamı barındırmaktadır. Bir döneme adını veren bu çiçek Allah ve Hilal kelimeleri ile aynı harflerle yazılır Arap dilinde. Bu nedenle Hilal ile beraber Allahı simgelemiştir hep. Elementlerden Hidrojen tek elektronu, tek protonu ve tek nötronu ile Allahın tekliğini belirtmekte. Atomlardan Tevhidi en iyi temsil eden Hidrojendir.
Dilerseniz bu üç kombinasyonu inceleyelim.

LALE VE GÜL ( Gül'e LA ve İLLA'yı LALE Söyletir )

Lale yukarda belirttiğim özelliğinden dolayı camilerimizde süsleme sanatında kullanılmış ve hale kullanılmakta. Lale yetiştiriciliği öylesine büyük bir tutku olmuşki bir döneme adını vermiş. Avrupa'da Hollanda'da da yetiştirilen Lale'nin Osmanlı İmparatorluğundan Hollanda’ya Hollanda elçisi Buspecq aracılığı ile götürüldüğü biliniyor tarihsel kayıtlarda. Hollandaca Tulip olan Lalenin adının ise Osmanlı sarığından geldiğini çok az insan bilir. Hollandalı elçi kafasına Lale takan birini görmüş ve işaret ederek Wat is dat? dediğinde Osmanlı vatandaşının sarığını işaret ettiğini sanıp ona Turban ( http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrban_%28erkek_ba%C5%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1%29 ) demiş ve Elçi Lalenin adını Hollanda’ya gittiğinde Turpen olarak anlayıp söylediğinden adı Batı Avrupa'da bu sözden türetilmiş ve ingilizceye de TULIP olarak geçmiştir.

Lale kısa sürede Türkiye'de Lale devrinde olduğu gibi Hollanda'da da tutku olmuş ve halkı lale sevgisi kaplamıştır. Çeşit çeşit laleler yetiştirilmiştir.

Camilerimizde motiflerde görülen lalelin adı İstanbul Lalesidir. O lale artık günümüzde maalesef yoktur ve sadece resimlerde kalmıştır. Bu lalelin yok edilmesinin nedeni fakir ve aç İstanbul halkının Osmanlı Padişahı 3. Ahmed'e karşı Patrona Halil’le devrimci bir ayaklanma başlatmasıyla oldu. Patrona Halil ve yanında bulunanların öfkesinden yapılan tüm rönesans özentisi eserler ve Laleler de aldı. Halk o kadar kızgın ve açtı ki gözü dönmüştü. Padişah'ta Halkın öfkesini yatıştırmak için damadı İbrahim paşayı halka verdi. Halkta onu linç etti. Lale işte böyle acıklı olaylara tanıklık etti tarihimizde. Ancak İstanbul Lalesinin yok edilmesi bu devrimsel anlayışta vandalizmin hakkaniyet ve adalet ölçülerini çiğnediğini ve asla İslami etki göstermediğini bize anlatmakta. Şöyle ki Hz Muhammed Mekke’yi fethettiğinde Kabe’deki putları yıkmıştı iyi ve faydalı olan eskiye dokunmamıştı. Bu noktada Komünist devrim ve Patrona Halil'in ayaklanmaları benzerlik göstermektedir. Her ikisi de iyi yada kötü olmasına bakmaksızın adalet ilkesini yerle bir ederek hareket etmiştir kendi devrimlerinde.

Lale, Hollanda'da da benzer etkiler oluşturdu ancak sonu bizdeki gibi olmadı. Hollandalılar Lale'ye sonuna kadar sahip çıktılar ve onlar bugün bizim bize has bu çiçekten dünyaya milyarlarca adet satıp ülkelerinin ekonomilerine katkı sağlamaya devam etmekteler.

Lale başta belirttiğimiz gibi Allah ve Hilal kelimeleriyle geleneksel inancımıza Yahudi Kabalasından giren EBCED hesabına göre de yine bu kelimelerle 66 rakamını paylaşmaktadır. ( 666 yı Şeytanın sayısı olarak görme buradan ve 6666 ayet diye belirtilen Kuran ayetlerinden esinlenme yapmıştır Batı ).

Gül ise peygamber efendimizi simgelediği inanılarak her zaman sevilen bir çiçek olmuştur. Edebiyat ve müziğimize bile etki etmiştir bu durum. Türk sanat müziğinin çok ünlü ve çok sevilen bir şarkısı Hz Muhammed (SAS) için yazılmış ve bestelenmiştir ( Lütfen dinleyiniz https://www.youtube.com/watch?v=Q8kUr0Tdl0Q ). Gülün dikenleri aslında insanın neye LA demesi gerektiğini neye dokunamamasının da ifadesi. La İlahe demenin bir ifadesi. Aynı zamanda Neyhi anhil münker ve haramları sembolize eder. Gülün kendi içinde açılımı iç içe olması kırmızısının en önce düşünülmesi Allah’ı aşkla sevmeyi İLLA ALLAH demeyi bunun karşılığı olarak emri bil marufu görmeyi sevginin temelinin iyilik yani maruf olduğunu anlamayı ifade etmektedir. Bir diğer ifadeyle Lale Allaha imanı simgeliyorsa Gül'de bu iman için neye dikenlerde dokunmamayı Münkire yaklaşmamayı ama sevgiyle Marufa yönelmeyi ifade eder. Gül Hayatın içinde zıtlıkları dualizmi en iyi ifade eden çiçeklerdendir.

HİLAL ve YILDIZ

Bayrağımızda da bulunan HİLAL aslında ilkel Araplarda da kutsal sayılan semboldü ve baş Put HUBEL'in kafasında bulunan semboldü. Aslında Hilal Arapça olsa da bu dilin kardeşleri Aramice ve İbranice de de benzer seslere sahiplerdir. İslamda özellikle zamanın Ay'a göre olması, Ramazan ayının buna göre belirlenmesi vb bir çok sebeplerden dolayı kutsal sembol olarak kabul edilmiş ve İslam süsleme ve sanatına mimarisine yansımaları olmuştur. Allah ve Lale ile aynı ebced 66 sayısına sahip olmasıda ona prestij kazandırmıştır. Bugün dünya üzerinde bulunan onlarca İslam ülkesinin bayrağında ( Türkiye, Pakistan, Libya, Malezya, Tunus, Cezayir, Özbekistan, Malay, Azerbaycan vb) Allahı sembolize eden Hilal bulunmaktadır.

Yıldız Hilal'e göre daha küçük ve beş köşeli olarak sembolize edilmekte. Bu aslında İslam’ın beş şartını, bunların pratiğine, Hz Muhammed'in AHLAKINA ve KURAN'A PARALEL sahih sünnetine işaret etmektedir. Yıldız ayrıca beş vakit Allah'ın huzurunda duruşu, Ateş Hava Toprak Su ve RUH'un insan da buluşmasını insanın beş temel ilke ( Hava: Kibre karşı tevazu, Ateş: Zulme ve Şehvete Karşı Adil Öfke/Hilmet, Toprak: Cimriliğe karşı cömertlik, savurganlığa karşı tutumluluk. Su: Geçmişin acısı ve tatlısı ile günü heba etmemek. Geçmişi ırkçı yaklaşımla BABA değil rahmetle ANA görmek. Ruh: Bütün bunlarla ARINMA ÇABASI ).

HİDROJEN VE OKSİJEN

Hidrojen yukarda da belirttiğim gibi tek elektronu tek protonu tek nötronu olan tek atomdur ve Elementler tablosunda Allah'ın tekliğini tevhidi ve Yaratıcıyı simgeleyen ilginç bir atomdur.

Hidrojen yanıcı bir maddedir. En hafif atomdur. Hidrojen'in anlamı Hidro SU dan gelir. Çünkü yandığında Oksijenle birleştiğinde ortaya enerji çıkar ve hayatın membağı Allahın evrimle getirdiği yaşamın başlangıç noktası SU oluşur. Hidorhen'in sombol harfi H dir. H önemli bir harftir çünkü AllaH'ın adında da bulunur. Ağızdan çıkan bir nefestir H Allahına dını söylediğimiz her an nefesimizi veririz tıpkı çok yorulupta ağzımızdan çıkan "huuuu" der gibi. Allahın adı aslında TEVHİDİDE barındırmakta. Gerçekte L ile kapanan kısım tüm putlara vücudu kapatmaktır LA ile. Ancak derin bir nefesle HHHH uzun bir AllaHHHHH demek sonda HU ruhta bir açılımdır. Hidrojen bu açılımı Oksijenle yapar.

En önemli bağını Oksijenle yapar HİDROJEN. Oksijen element tablosundaki sembolü " O " dur. Bu aslında kulun hayatın merkezine Kabe ve değerlerini almasıyla sağdan sola çizdiği tavafın şeklidir. Kul çizdiği tavaflarla hayata 360 derece bakar, sığ değil, statik değil, dogmatik değil, yerinde sayan değil yürüyen düşünen, merkeze Kabe'nin dört köşesi olan Adalet Ahlak Sorumluluk ve vicdan'ı koyan bir kafadadır. Oksijen Kul merkeze aldığı Hidrojenle cem olduğunda ve yandığında ortaya SU çıkar. O SU ki Araf Suresinde belirtilen Allah arınma gayreti içinde olanlarla beraberdir gereğince bir kulun aklının arınması olan LA ve İLLA'ları neye ve kimlere söyleyeceğini belirlemesinden sonra AB(SU)-DEST(EL) ile gelen arınma çabasını oluşturmaktadır. Arınma çabası noktasal değil zamana lineal (Doğrusal) ve paralel giden bir süreklilik arz eder. Belli bir zaman sıkışan arınma çabası yoktur bu tamamen zaman çizgisine paralel bir emeği kapsar. Bu doğrusal hareket insanın SAFA (İhtiyaçların karşılanması ) tepesi ile MERVE (Cömertlik) tepesi arasında gidiş gelişlerinin tefekkür dolu yürümesi olan SA'Ydır (ÇALIŞMADIR EMEKTİR). Tavaf inancın Fatiha manifestosu 7 ilkeyi İMANI MERKEZE ALARAK TAVAFIN hayatın membağı oksijen'in sembolü " O " şehlinde hareketi ile üstünde taşırken SA'Y ise bu ilkelerin Lineal olarak ZAMAN EMEK bağlantı ik paralel çizgisinde arada bir bağlantı kurmak olan H ile hidrojenle özdeşleşen semboldür. Bunlar insan aklının kendi doğasında bulunan bilinçaltı ve bilişsel birikimlerinin yansımasıdır. H ve O'nun birleşimi ile H2O (SU) Kuran'da RAHMET olarak anılan Yağmurlarla gelmekte. O yağmur ki biraz önce anlattığım H ve O 'nin birleşiminde kendini bulur. Her çartma temas bir hayat enstrümanı oluşmasına aksiyona gebedir. Gebelik bile sevginin RAHİM'de çarpışmasıyla hayata yol bulur kendinde. Rahim merhametin kaynağı Allah'ın ismiyken işte böyle verilmiştir ANAlara. Analık bir CEMden sonra oluşur, sevdiği Hidrojeni ile yanan Oksijenin çıkarttığı enerji olan sonrasında gereken emek için bir hediyedir orgazm. Evlat bu çarpışmanın akabinde hayata gelir. Aslında aile H2O'dur. Topluma rahmet damlacığıdır. Analar ve babalar sorumlu ebeveyndir. Bu birleşim topluma hayat verir kan verir can verir. Evlenmek aile kurmak ve bu ailenin desteklenmesi tıpkı çevreci mantıkla suların kirletilmemesi gibidir. Bu anlattıklarımı dikkatle düşünen ve bağlantıları yakalayanlar görürler ki paranın maddenin altının put olduğu ortamlarda su kirlenecektir. Bir Müslümanın Kabeyi gördüğünde yaşadığı ruhsal çarpılmada bu türdendir. Aynı çarpılmayı yaşayan binlerce milyonlarca insan anlam kökü analık olan ÜMMET ailesini oluşturur yada oluşturması gerekir. 

Oysa biz H2O ile başlatmamış mıydık arınma çabamızı?

Selam olsun arınma çabasından vazgeçmeyenlere, amel (emek) harcayanlara, emeği sadece işçinin değil, ananın, babanın eşin emeğini de görenlere, Allahın her varlıktaki emeğini gören akıllara, karşılıksız seven tüm yüreklere selam olsun. Selam olsun anlama, hissetme sınırlarını genişletenlere....

Yazıklar olsun marufu kısıtlayanlara, münkiri kutsayanlara ve hayatlarında bir kez olsun TEVHİT ne demek düşünmeyenlere....

En derin saygılarımla...
Ayhan Özcimbit

Not: ( Son kitabım "Kabe'nin Hayat Şifreleri Sembollerin Dili'nden yer yer alıntı içermektedir )







HAYAT ve DÖRT İŞLEM

Hayatın
Dört Elementi ve Dört İşlemi Vardır.
İnsan bunun tam ortasındadır.

Akil x Düşünmek = Fikir
Bilgi x Akil x Düşünmek x Zeka x Hayal= Icat
Akil x Düşünmek + Bilgi x Fikir = Hikmet
Hikmet + Eşya = Hakikat
İnsan + Nihilizm = Nitsche
İnsan + Adil Düzen = Erbakan
İnsan – Vatan = Mülteci
Mülteci / İnsan = Çile
İnsan - Tefekkür = Muhafazakâr
İnsan - Vicdan - Adalet - ILM = ISID
İnsan - Adalet - Hikmet + Para = Kraliçe Elisabeth
İnsan - Ahlak x Menfaat= Ciamaat + Illimunati
İnsan + 6 ok = Kemalist
İnsan + 9 ışık = Ülkücü
İnsan + Emek - iman = Komünist
İnsan - Emek + Hırs + Para = Kapitalist
Polis + Ayakkabı Kutusu + Mossad = Paralel Emniyetçi
İnsan + Çocuk + Sencililik = Anne
İnsan - umut / çaresizlik = İntihar
İnsan + Kabe = Düşünsel Tavaf + Vicdani Tavaf
√Kuran⁴ = Tevhit
Tevhit⁴ = Kuran
√Sünnet = Nehyi Anhil Munker + Emri bil Maruf
(Tevrat – Kabala) + (İncil – Petrus) = Vahiy
İnsan X Cömertlik = Ebu Bekir
İnsan x Adalet = Hz Ömer
İnsan x Tevazu + İlim = Hz Ali
İnsan x Hilmet + Haya = Hz Osman
İnsan x Entrika = Muaviye + Mervan
İnsan + İntikam = Yezit + Kerbela
Ümmet – Kerbela – Analık = 0
Cadde + Ayetler = SIRAT
SIRAT – Ayetler = Tarikat
İnsan + HUŞU = Namaz
İnsan – Namaz = L
İnsan + Ramazan = Rahmet
Hayat – Umut = İntihar
Hayat – Güven = 0
Umut x Güven + Vahiy + Amel (Emek) = İman
İnsan - İhlâs = Münafık
İnsan + Fatiha = Müslüman
İnsan - Kuran + Hurafe = Yobaz
İnsan - Bakara = Yahudi
İnsan - Ali İmran = Hıristiyan
İnsan - Nisa = İtilmiş
İnsan – Ebu Leheb = Zeyd
İnsan + Hadis = İmam Safi
İnsan + Düşünsel Tavaf = İmam Azam

INSAN + Kuran = Muvahhit

17 Mart 2015 Salı

17 Mart MARS ve URANÜS Birleşmesi, 20 Mart GÜNEŞ TUTULMASININ ETKİLERİ (2015)


Bana Sosyal medya üzerinden Mars ve Uranüs'ün 17 Mart'ta aynı hizaya gelmesinin ve 20 Mart'ta ki Güneş tutulmasının astrolojik etkileri sorulmakta. İnsanlarda bununla ilgili bir telaş var. Bununla ilgili cevabım aşağıdadır.

Koç ve Akrebin yöneticisi Marsın insanlara ve dünyaya mücadele, hırs, kabına sığmama, savaşlar, aşk vb etkiler vermekte. Kova'nın yöneticisi Uranüs'de gökyüzünden insanlara özgürlük, bilgelik ışığının manyetik dalgalarını yayar. Bu iki gezegenin aynı hizadan (Birleşmeleri) ve etkilerini birleştirerek güçlü şekilde insanlara ve dünyaya yayacakları aşikar.

İnsanların genelinde siyasetçilerin veya cemaat liderlerinin konuşmalarına doyduğunu düşünür ve hepsini çöpe atma isteği uyanır. Kısacası bu ikisinin sosyal olaylarda kanın kaynamasına destek olabileceğine düşünüyorum. Küçük kıvılcımların geriye dönülmez sonuçlar vereceği anlardır bu zamanlar.

17 Mart Mars Uranüs Etkisi

Bu dönemde insanlar kıstılanmışlıktan daha fazla bıktığını anlar, özgür ve bağımsız olma isteği daha fazla artar. Kendisini kısıtlayan her şeyden daha fazla uzaklaşmak ister. 

Bu birleşim Doğum haritasında birinci evinde olan KOÇ'larda hemen her alanda olur.

Boğalar ve yüksleni boğalarda anlam vermemedikleri içsel sıkıntı yaşarlar. Kısıtlanmış bir şekilde hissederleri yüreklerini.

İkizler ise dost ve arkadaş çevresinin kısıtlanmışlığını yada bir organizasyon içinde kendilerini bunaltan bir sorumluluk içinde bulabilir. 

Burcu ve yükselen burcu Yengeçler ise kariyerlerinde istediklerini alamamış olmanın hüznü vardır. Hiç bir şey istedikleri gibi gitmediğini düşünerek başta Allaha isyan etme eğilimi içinde olurlar. 

Aslanlar ise inançlarını tekrar gözden geçireceği bir dönemi yaşarlar.

Başaklar ise biraz daha ileri giderek rutinlerden bıkıp arabasına atlayıp hızla otobanda seyretmek isteyebilir.

Teraziler ise evliliğin ve ortaklığın kendilerini ne kadar çok kısıtladığını düşünebilirler.

Akrepler ise çalışma yaşamasında istediğini alamamış olmaktan şikayet edebilirler bu dönemde.

Yaylar aşk ve çocuklar konusunda bu etkiyi hissederler. Sevdiğini bulmuşsa ondan bıkma eğilimi, bulamamışsa bulamamanın verdiği bir isyan ortaya çıkar. Çocuklardan kaynaklanan sıkıntılar ve onların sebep olduğu kısıtlılık duygusu hakimdir.

Oğlaklar ise baba ocağından gelen etkiyle kendilerini kısıtlı hisseder. Talepkar ve istekleri bitmeyen anne baba veya kardeşlerden bunaldığını hissedebilirler.

Kovalar ise iletişimde kendini yeterince ifade edememe de sıkıntı yaşar.

Balıklar ise uğraşıp didinip bir türlü tam anlamıyla gerekleşmeyen ekonomik özgürlüğü elde edememekten dolayı bunalmıştır. Bu sebeplerden dolayı isyan edebilir.

Bu birleşimin iç dünyamızada oluşturduğu ve her birimizi başka başka etkilediği bu dönemde en iyi edilecek dua şudur: 

"Hasbun Allahu venimel vekil ve nimel mevla ve nimennasir" olmalıdır. 

Özellikle tasavvuf eğilimli olan kişilerin bunu sürekli tekrarlamaları tam bir meditasyon iç rahatlama sağlarken Tasavvuf eğilimi olmayan Muvahhit Müslümanlar ise bu ayetin anlamını düşünerek geriye doğru bakıp "Ne geçmedi ki hayatta, ölüm var " demelerini tavsiye ederim.

20 Mart GÜNEŞ TUTULMASININ BURÇLARA VE YÜKSELENLERE ETKİLERİ

KOÇ: İç dünyanızda depremler olacaktır ve sorgulamadığınız ve sorgulamaya yanaşmadığınız konuları gündeminize alabilirsiniz.

BOĞA: Rutinleriniz ve dostlar konusunda her şeyi gözden geçirebilirsiniz. Bazı dostlukları bitirip yeni çevre edinme isteyebilirsiniz. Eski ideolojik düşüncelerinizi bırakıp yeni felsefeler geliştirebilirsiniz.

İKİZLER: Bu tutulma sizin kariyer ve şöhret evinizde. Kariyer değişiklikleri yapabilir ve şayet ünlü biriyseniz yeni fırsatlar ortaya çıkma ihtimali var olduğunu bilin. Allah bir kapıyı kapatır başkasını açar sözünü kariyerde yaşama ihtimali yüksek.

YENGEÇ: Bu konu eğitim, inanç düşünce sisteminizde değişikliklere sebep olabilir. Eskiden inandığınız ne varsa daha farklı bakış açısı getirebilir başka bir ülkeye taşınma yaşama fikri ortaya çıkabilir yada böyle bir fırsat ortaya çıkabilir.

ASLAN: Uzun zamandan beri elinizde tuttuğunuz yatırım araçlarını özellikle emlak konusunda farklı alanda değerlendirmek isteye bilirsiniz. Ayrıca beklemekte olduğunuz davaların sonuçlanma ihtimalide güçlü. Ölüme ve hayata farklı bakacağınız bir kapıdan girmektesiniz.

BAŞAK: Evli olanlar ve bir işe ortak girmiş olanlar bu tutulmadan sonra evlilik ve iş ortaklığını sorgular duruma gelecektir. Bekar olanlar ise evlilik konusunda daha farklı kriterler oluşturmaya başlar. Ortak iş yapmak isteyen başaklara yeni fırsatlar açılabilir.

TERAZİ: Kasım 2009 ve Ekim 2012 yılları arasında yoğun bir şekilde yaşanmış Satürnlü zor yılların, Ekim 2012 - Aralık 2014 arası yaşanan maddi yansımalarıyla yorgunluğunu hala atamamış olanlar için yeni pencereler yeni iş fırsatları gündeme gelebilir. Bu konuyu iyi değerlendirmelidirler.

AKREP: Aşk hayatında aradığını bulamayan akrepler için yeni başlangıçların arifesi denebilir. Eski düşünceleri ve ağır kriterleri hafifleterek "Nefes Alsın Yeter" moduna kadar düşmese de sevgilide aranan en temel kriter olarak adaletli ve etik biri olması her zaman iyidir. Çocukları olan Akrepler bu tutulmayla evlatları hakkında yeni bir vizyon oluşturabilir..

YAY: Tutulma yaylarda baba ocağı ve aile sorumlulukları konularında yeni gelişmeler ortaya çıkartır. Yeni bir eve taşınma isteği de artabilir.

OĞLAK: Bu tutulma oğlaklarda tarz değişikliğine neden olabilir. İletişimde ve insanlara yaklaşımında oğlaklar yeni bir üslup ortaya koyarlar. Zengin oğlaklar yatırımlarını iletişim alanlarında değerlendirmek isteyebilir.

KOVA: Tutulma Kovalarda maddiyat konularında etki ortaya çıkartır. Kovalar maddiyata ve gelir ediniminde farklı yenilikçi bir kapı aralayabilir. Sıkıntıları olsa da bunu aşabilecek kapının kolunu tutabilirler.

BALIK: Tutulma Balık burcunun son dekanın da gerçekleşmekte ki bu da Balıklarda (Özellikle son haftasında doğanlar) eskinin tamamen yıkılıp yeninin ortaya konmasına yol açacaktır. Balıkların bu değişime ihtiyacı var.

Sevgiyle kalın dostça kalın...




16 Mart 2015 Pazartesi

BRİTANYA; PARALEL VE İŞİD ORTAKLIĞI

Geçen, İngiliz vatandaşlarını ve parasını IŞİD'e ileten Kanada İstihbaratına çalışan Arap kökenli ajan Türk İstihbaratı tarafından yakalandı. MI6 kendi ellerini yalmamak için Majestelerinin Kanada'lı uşaklarını yani sömürgesini kullanmakta. İlginç olan şu Para Londra'dan çıkıyor aracı banka Bank Asya alan kişi Kanada istihbaratına çalışan arap bir Ajan.

Bunu nasıl okuyacağız?

Olay şu. Bu olay açığa çıkarsa olabildiğince kafa karıştıracak enstrümanlar kullanılmalı ki Londra temize çıksın. Olaya bakın yahu, arap ajan kullanıyorsunuz, Türkiye'de en güvendiği Banka ile parayı yolluyorsunuz İŞİD'e. Hem para hem insan kaynağı Londra'dan gelmekte. IŞİD ile Londra ve Tel Aviv'den emir almayı kesen PKK ve Kürtler cezalandırılmakta, Suriye kan gölüne çevrilmekte. Çeçenistan'dan sonra Suriye'de de vahabi selefi katiller ustaca kullanılmakta. Hemde kimin eliyle ve aracılığı ile?

Öyle görülmekte ki İngilizler Tayyip'i rahat bırakmayacaklar. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı koltuğu için geçecek olan tamamında RTE tıpkı hemoroid'i olan bir hasta gibi o koltukla rahat oturamayacak.

Hoş, Cumhurbaşkanı RTE'ninde koltuğunda boş boş oturmaya niyeti yok. Hakan Fidan'ın Milletvekilliğinin, Dış İşeleri Bakanlığına açılan kapıyı şimdilik erteleyen o. Çünkü kavga büyük. MIT'in, Jitem'in, Emniyet İstihbarat'ın içinde ABD Cumhuriyetçilerine dolayısıyla Kraliçe ve Siyonizme hizmet eden adamların tamamı temizlenmesede kabul edilebilir minimum seviyeye gelmediği Fidan'ın MIT'in başına tekrar getirilmesinden belli.

Fidan, madem Milletvekilliği ertelendi, görevine daha fazla asılmak zorunda. Ülkemizde en büyük sorunlardan biri İstihbarat'ın tek bir çatıda hala tam olarak birleşememe sorunu var.

Bütün istihbarat ağı tek ve büyük bir merkezde ya MIT'in çatısı altında toplanmalı yada Ulusal Haberalma Teşkilatı adı altında yine MIT bünyesinde yeniden yapılanmalı. Bir ülkede birbirinden bağımsız görünen bağımsız çalışması tehlikesi bulunan bu kadar çok istihbarat birimi olabilir mi Allah aşkına.

Cemaate bağlı çalışan Emniyette ki İstihbaratçıların MIT'e karşı komplosunu ne çabuk unuttuk. Böyle bir şeyin bir daha yaşanmaması adına İstihbarat yeniden yapılanmak zorundadır. Jitem, Emniyet İstihbarat ve MIT içinde çalışan ne kadar insan kaynağı varsa bunlar yeniden elden geçirilmeli. İçlerinden Paralel devlet örgütüne veya Britanya bağlantısı olanlar varsa derhal görevlerine son verilmeli. Güçlü devlet güçlü ordu ile sağlanamaz. Güçlü Devlet en başta sağlam güvenilir ve kaliteli haber veren, kaynak üreten istihbaratın sağladığı bilgiyle strateji üreten stratejistlerle gelir. Yanlış bir bilgi savaşta yanlış yerin hedef alınmasını sağlar. Gerek kıbrıs çıkartmasında gerekse paralel istihbaratçıların kumpası Uludere'de yaşanan bunlar değil mi? Ülke bunlardan ders almak zorunda.

İşte, yıllarca dost bilinen ülkeler nasıl da ülkenin kuyusunu kendi içimizde din kisvesi altında bulunan ajanlarına yaptırmakta.

Hükümete tavsiyem bu saatten sonra bu yaşananlara rağmen Paralel yapının üzerine daha fazla gitmeli.  Sadece paralel yapı değil onunla iş birliği hevesinde bulunan diğer paralel özentilerinin de üzerine gitmek zorunda.

Yoksa daha çok arap asıllı, Kanada istihbaratı ve cemaat bankası aracılı sıkıntılı durumlar ortaya çıkar. Elbette Türkiye bu sıkıntıları yaşıyorsa bunda büyük hayırlar var. Ne diyor Kuran "Güçlükle beraber kolaylık vardır".....


Lanet getiren büyük ikramiye paraları

Loto ve Piyango Paraları Neden Sahibine Uğursuzluk Getiriyor?
Şimdiye kadar büyük ikramiyeyi alan bir çok talihli aslında biraz zaman geçince bu paranın talih değil bela getirdiğini görmüştür.
Şimdi kendine büyük ikramiye çıkanların öyküsünü önce okuyalım sonra neden böyle olduğunu irdeleyelim.
- Üç Kez Büyük İkramiye Kazanan En Büyük Talihsiz -

1979, 1982 ve 1984 senelerinde yılbaşı çekilişinde üç defa büyük ikramiye kazanan Mustafa Savgan zor şartlar altında ayakkabı boyacılığı yapıyor. İkramiye kazanır kazanmaz hemen yıllarca beraber yaşadığı eşinden ayrılmak isteyen, başaramayınca da kendi ifadesiyle 'öldükten sonra paralar ona kalmasın diye' neyi var neyi yoksa hepsini harcayan Savgan, ikramiyeden kazandıklarını az zamanda bitirmiş. "150 memurun maaşını 2 ayda yiyordum. Lokantalarda ödediğim hesabın 5 katı bahşiş bırakıyordum." diye başından geçen süreci özetleyen Savgan'ın yaşadıkları 'Kaybedebilme Kabiliyeti' isimli bir belgesele bile konu oldu.

- 1995 Yılı Talihlisinin Başına Gelen Talihsizlikler -

Milli Piyango'nun 1995 senesi yılbaşındaki büyük ikramiye talihlisi Ayhan Yalçınkaya diğer kazananlar gibi itirafını yaptı ve "Kazandığım para bana hep uğursuzluk getirdi." diyerek memuriyete bir an önce geri dönmek istedi. Yılbaşı çekilişinde kazandığı 10 milyar liradan sonra diğerlerinin de yaptığı gibi önce işinden ayrılan Yalçınkaya girdiği hiçbir işte başarıyı yakalayamadı. Yalçınkaya, "Emek harcamadan kazandığım o paranın bereketini hiç göremedim, ne iş yaptıysam hep iflas ettim." diye üzüntüsünü dile getiriyor.

- Muğlalı Talihsiz -

Muğla Fethiye'deki Yakacık köyünde yaşamını sürdüren 33 yaşındaki Özcan Arıkan, yılbaşı öncesinde aldığı çeyrek bilete 3 milyon YTL isabet edince kafayı yemiş gibi oldu, eşini ve çocuğunu terk edip ortadan kayboldu, izini kaybettirdi. Sayısal Loto'dan 230 milyar lira ikramiye kazanan Samsunlu Ekrem Çetin da diğerlerinden farklı bir şey yapmadı; parayı kazanır kazanmaz 45 yıllık karısından ayrılmak için dava açtı. Denizli'nin Çivril ilçesinde yaşayan iki çocuk babası Osman Kaplan büyük ikramiyeyi kazanınca yaptığı ilk iş yine yıllarca beraber yaşadığı eşinden ayrılmak oldu. Yeşim Akyol da bir alışveriş merkezinin kendisine hediye ettiği bilete 2 trilyon lira isabet edince evliliğini sürdüremedi ve o da kocasından boşandı.

- Ecnebi Talihsizler -

Biraz da yurtdışından örnek verelim… Amerika Birleşik Devletleri'nde doğan Jack Whittaker 2002 senesinde piyangodan tam 410 trilyon lira kazandı. Evi tam 7 defa soyulan hırsızlık mağduru Whittaker'ın torunu da fidye isteyen insanlar tarafından katledildi. Alkol ve uyuşturucu bağımlısı olan piyango talihlisi çok zor bir hayatın ardından parasını son kuruşuna kadar harcadıktan sonra "Mutluyum, çünkü o uğursuz paradan kuruş kalmadı." diyerek başına gelenleri anlatıyor. İngiltere'de bir çekilişten 23,5 trilyon lira kazanan Michael Carroll, uyuşturucu nedeniyle karısı ve çocuğu tarafından terk edildi. Kanada'da lotodan 8,5 milyon dolarlık para kazanan Gerald Muswagon eline geçen parasını, lüks arabalar, alkol ve uyuşturucuya harcadı ve sonu acı oldu: İntihar etti.
Bunlar neden Başlarına Geliyor?
Çünkü,emek harcamadan kazanılan para, çevrede para almak için yapılan yalakalıklar ve insanın içinde hep sakladığı cinsel açlıklar, hepsinin üstüne Şeytanın telkinleri insana herşeyi unutturuyor.
İnsan bir anda ne oldum delisi oluyor, bunun sonsuza kadar süreceğini sanarak elinde avcunda ne varsa zevki sefası için harcıyor.
En başta, kendisine en zor günlerde destekçi olan, hastayken ona bakan annesini ve karısını ailesini bırakıyor. Kendisini sahte sevgililerin ve sahte dostlukların ve bilimum yalakaların kucağına atınca bu sahte dostlar ikramiye sahiplerine uzağı yakın yakını uzak gösterip saçma sapan yatırımlarla ellerinden bu paraları almaktadır.
İşte emek harcanmadan ele geçen paralar insanın içindeki kötüyü, vefasızlığı, açlıkları, kırılmaları ortaya çıkarmakta ve sahibine hiçte talih getirmemektedir aslında.
İşin tuhaf tarafı büyük ikramiye parasının zarar vermediği tek kitle zaten işadamı veya iş kadını olan kişilerdir. Zira bu insanlar zaten paraya dok oldukları için büyük ikramiyelerin kazanılması onları zaten zengin oldukları için fazla etkilemiyor.
Sorun ani zenginleşmenin getirdiği eskilerin tabiriyle "Ne oldum delisi" olmaktan kaynaklanmakta...

ELİF ADININ ANLAMLARI ve SIRLARI

Elif ve Kıyam

Elif adı Türkiye'de en popüler bayan isimlerindendir ve asla eskimeyen bir isimdir.

Halkımız Allah'ın isimlerinden ona kul olmakla türetilen Abdullah, Abdurrahman, Abulkerim, kızlara Fatma, Emine, Ayşe isimlerini artık çocuklarına eskidikleri için koymadıkları halde Elif adını koymaktadır.

Latincede ki karşılığı "Alfa", Yahudi Alfabesinde "Alef" olan Elif adının hikmetli güzel sırları vardır.
Alfabe içinde Elif Allah'ı simgeleyen bir harftir. Allah adı Elif harfiyle başlar. Elif sayı olarak 1'i simgelerken aynı zamanda Allahın tekliğini vurgular. Bu ifade hakkaniyet ve adalet'te kendini bulur. Zira adil bir akıl Allah'ı tekler ve bir çok ilah edinmez.

Elif yine Arapçada "Elf" olarak sayılardan 1000 anlamınada gelir ki bu Elif harfinin itikat olarak Allah'ın tekliğini, bu itikada sahip olduktan sonra ki itikadın getirdiği sorumluluk ve borçluluk bilinci olan gerçek din anlayışından kaynaklanan ( Zekat ve paylaşma olgularıyla) bereketi de sembolize eder.

Allah'ın Kuran'da geçen bir çok adında Elif ya başta ya da ismin içinde ses olarak bulunur. Yahudilerin  Allah'ın 72 olan isiminde de bir çoğu Alefle(Elif'le) başlar.

Elif adını taşıyan insan adı gibi zarif olmalıdır, adı gibi dosdoğru, doğru sözlü ve dürüst olması beklenilir. Bu ismin sahibinden beklenilen şeylerden biride hakka, hukuka eşyanın tabiatına uygun davranmaya gayret göstermesidir.
Bütün bunları yaşayacak birikime sahip olması için Elif'ler akıllıdır, akıllı olmak zorundadırlar. Lailahe illa Allah'ın içinde bir yığın Elif vardır ve bu eliflerin tamamı akılla söylenen bu söze kelepçelenmiştir fakat bu öyle bir sözdürki insana özgürlük verir, o özgürlük Allah'tan başkasına kul olmamanının manifestosudur. Bu manifesto mala, onun getireceği kibre, öfkeye ve onun getirebileceği zulme, şehvete ve onun getireceği ailevi ve sosyal yıkıma karşı adilce duruşun ifadesidir. Mal mülk, şehvet, üstünlük duygusu olmak üzere tüm insanı eğen ve büken unsurlara karşı direnerek hep ilerici bir başkaldırıdır Elif.

Elif ister Alfa isterse Alef olsun alfabenin başındadır. İnsanın elinde işaret parmağı, onu yazan kalem gibi doğruluğa hizmet etmek elifin hakkını vermektir. Yazıklar olsun dosdoğru kalemle yazı yazmayan onu tutan işaret parmaklarına.
Elif, tüm kötüleri ve kötülükleri devirmenin, kıyamın ve bir (iyilik) devrimin(in) adıdır.

Tüm Eliflere selam olsun...

Hz Muhammed'in Mezarı Neden Medine'de? Ensar Analizi. Ebu Leheb ve Hz Zeyd'in Adı Neden Kuranda Geçer?

Her şey oraya göç etmekle başladı. Bizim için Milat bu kente (Medine'ye) gelmekle oldu. Uzun çöl kumlarında dostu gönüldaşı ile beraber doğduğu ve sevdiği şehri ve Kabe'yi terk edip geldi Medine'ye. Arkasında onu öldürmek için sıraya girmiş olan eskiden dost olduğu nice insanları bırakarak, hatta o doğdu diye cariyesini azad eden Ebu Leheb amcası bile düşmandı artık. Kendi akrabaları eski dostları bile yapmadığını bırakmamıştı ona.

Medine'de kesin inanmışlar vardı, biz onlara ENSAR diyoruz. Öylesine bi inançtı ki bu için de riya ve kibirden esinti yok. Onca gelen insana şehirde kucak açtılar, sofralarını evlerini açtılar, aileler beraber yaşadılar. Kan bağından gelen kardeşliğin ötesinde bir bağla kardeş oldular, aslında gönüldaşlıktı, duygudaşlıktı, kaderdaşlıktı. Kolaymı aylarca evinde misafir ağırlamak, yediği yemeğin fazlasını bağışlamak hatta kendisi bu yüzden fakir duruma muhtaç duruma düşmek. Kolay mı? Değil. Vallahi de değil billahide değil.

Kolay mı  Müslümanda olsa farklı adetleri olan ve farklı kültürden insanlara katlanabilmek. Neticede insan. Herşeylerini bırakıp gelen ve beşparasız muhtaç bu insanlara bakmak?

Akabe'de verdikleri sözü ENSAR tuttu. Evet bizler çok fazla HİCRETE odaklandık. HİCRET dedik, HAC (KABE) dedik, MUHACİR dedik ama daha az ENSAR dedik, daha az MEDİNE dedik.

Oysa Mekke değildi İslam Medeniyetinin ilk ŞEHRİ. Medineydi. Mekke'de kurulan DAR'ÜL ERKAM'ın uzantısı SUFFA MEKTEBİ Medine'de bilinçli toplumu oluşturdu. Medine şehri ilk İslam Caddesini (SIRAT) inşa etti. Medine'nin bu caddelerinde Muhacir ve Ensar arabalarını birbirilerinin hak ve hukukuna riayet ederek sürdüler. SIRAT (Cadde) de kurdukları dükkanlarda teraziyi düzgün tarttılar. Münafıklarda boldu bu şehirde ama onları zaten herkes tanıyordu.

Hz. Muhammed neden doğduğu ve büyüdüğü yere, Kabe'ye değilde Mediye gömüldü? Neden çok sevdiği Kabe'nin yakınlarında bir yere değilde Medine'de kaldı mezarı? Düşündük mü hiç?

Nasıl gitsin ki Mekke'ye? Kendisine kucak açan, Arabistan yarımadasında ilk İslam Şehir Devletini kurmasına yardım eden YOLDAŞLARINI (SIRATDAŞLARINI) nasıl bırakabilirdi ki? Bırakamazdı. Zeyd'in adı neden Kuran'da yazıyor? Onca sahabinin adı yokken onun adı neden var? Bu sorunun cevabı Hz. Muhammed'in işte bu tercihinde saklıydı.  Zeyd'in kendisini almaya gelen Yemenli babası "Oğlum, hadi gel gidelim, anneni hiç mi özlemedin, arkadaşlarını, dostlarını, yemen'in yemeklerini, havasını suyunu hiç mi özlemedin? beni sevmiyor musun, ben senin babanım, hadi gidelim yurdumuza. Sen burada KÖLE kökenlisin bu senin üzerine azadlı olsan bile yapışır. Özgür Zeyd ol, gel Yemene benimle" dediğinde bakın Zeyd ne cevap veriyordu  "Babacım, Yemen'i seni, annemi çocukluk arkadaşlarımı ve Yemen'in yemeklerini çok ama çok özledim, sizler benim parçamsınız.  Lakin gelemem, benim kalbim burada, İnsanlık, onur, şeref davam var bu şehirde. Medine medeniyeti ve Sırat'ı (CADDESİ) ni bırakamam, Hz. Muhammed gönlüme sahip, Medine davamın merkezi" demesi onun emekçi yüreğinin ve dava aşkının karşılığıdır Kuran'da adının geçmesi kafir olan Ebu Leheb'e karşılık bir diyalektiktir.

Bir yanda kan bağı olan Ebu Leheb, diğer yanda kan bağı olmayan ama gönül bağı olan Zeyd. Birbirinin zıddı. Hani derler ya Kuran araştırmalarını yapanlar, Kuran içinde kendine has bir dualizmi barındırır diye. Ne de doğru!

Zeyd bile Yemen'e gitmedi, koskoca Peygamber mi gidecekti Mekke'ye doğduğu yerlere.

Ensar'a ve Medine'nin ruhuna ihanet mi olur. Bu dünya tarihinin eşine çok az rastladığı en büyük Misafirperverleri nasıl bırakabilirdi Hz. Muhammed ve nasıl bırakabilirdi Zeyd.

Mekke feth olunduktan sonra kalpleri ısınsın diye Allah Rasülü Mekkeli eski müşrik yeni Müslümanlara bolca ganimetten ikramda bulunduğunda Ensar'ın bu durum gücüne gitmişti. Bunu Rasul neden yapıyordu? Ayrımcılık gibi görünen bu uygulamayı neden yapmaktaydı, sebebi neydi bunun diye merak ettiler, sorguladılar durumu. Elbette bir nedeni vardı. Lakin yoksa Peygamber Muhacir'i mi tercih ediyordu, oysa onlar evlerini kapılarını açmışladır, en zor zamanlarda beraberdiler. Neden şimdi ganimetlerin önemli kısmı yeni Müslüman olan Mekkelilere veriliyordu, Ebu Sufyan neden bunca mal varlığına gark ediliyordu?

Ensar bu, yaptıklarının karşılığını istemiyorlardı tabiki, bu yakışıkta almazdı zaten. Lakin onlar bunun gerekçesini Rasulün ağzından duymak istiyorlardı.

Hz. Ali'ye bütün ENSAR'ı bir vadide toplamasını rica eden Hz. Muhammed, Veda hutbesinden daha duygusal belkide en duygusal konuşmasını yaptı.

"Sizler bana 'Sen, akrabaların ve kabilen tarafından kovulmuşken biz sana kapımızı açtık, diyebilirsiniz, ekmeğimizi bölüştük, mirasımızı paylaştık, omuz omuza düşmana karşı mücadele ettik, en zor zamanlarda senin sağından solunda önünde ve arkanda kılıç salladık, seni ve İslamı koruduk' diyebilirsiniz, HAKLISINIZ. Allah sizlerinde arasında bulunan Evs ve Harzeç çatışmalarını ENSARlık bağıyla birleştirdiğini, Medine'de sizi birbirinize zaman zaman düşüren Yahudiler'e karşı, yeryüzünde zulme ve kötülüğe karşı Allah size rehber olarak beni tayin ettiğinide unutmamanızı rica ederim."

Konuşmasını gözleri dolarak devam eden Allah Rasulü, "Evet ben kovulmuştum yurdumdan, kendi arkadaşlarım ve hatta akrabalarım canıma kast ettiğinde yanımda sizi buldum, siz bana verdiğiniz sözde durdunuz, beni ve İslamı savundunuz. Ne diyebilirim ki? Yeni müslüman olan Mekkeliler yanlarında dünya mallarını, ganimetlerini götürdüler, sizlerse ebediyete kadar beni yanınızda alıp götürceksiniz, gönlüm sizinle, nasıl bırakabilirim sizi, bir peygambere yakışır mı onu en zor zamanında bırakmayan ve sözlerinde duran arkadaşlarını, yoldaşlarını bırakmak? Hayır ben sizinle kalıyorum, yüreğim sizinle burada Medine'de ve hep böyle kalacak."

Bu sözler onun dudaklarından dökülürken sadece O ağlamıyordu, Medineliler yani ENSAR asıl servetin gönül olduğunu zaten bilen bu yürek insanları, yürekleriyle Müslüman Yesrib'i Medine'yi kuran yiğitler, kadınlar, yaşlılar erkekler hep beraber ağlamaktaydılar. Göz yaşlarına Allah, Gökler, yerler, ve orada bulunan tek Mekkeli Hz. Ali şahit olmuştu.

Nerde şimdi bu ENSAR, hani?

Ensar demek VERMEK demek, paylaşmak değil önce Muhaciri düşünüp ona vermek demek.

Suriyeliler ülkemize geliyor diye hayıflananlar aman sınırlar kapatılsın diyenler. UTANIN. Utanın ve başka birşey demiyorum....

Allaha Emanet Olun

Selamlarımla ve Saygılarımla

Not: Ensar konusunu açmamı ve yazmamı isteyen sevgili dostum Kadir Yavuz Bey'e selamlar olsun....

Saygılarımla

Ayhan Özcimbit

Muhacir: Mekkeden Medineye hicret edenlere verilen isim.

Ensar: Mekkelilere evlerini açan Medineli Evs ve Harzeçli Müslümanlar

Dua ve Beddua'nın Kabul Olmasının Şartları Nelerdir?

İnsan, tarihten günümüze hep bir Yaratıcı'ya, İlah'a sığınma ihtiyacı duymuştur. İnsanın içine Allah tarafından verilen iz olan Ruh, insanda Allah'a kulluk etme, dua etme ihtiyacı oluşturmuştur.
İnsanlar o yüzden gelen tarihteki uyarıcı Peygamberleri kabul etselerde, belli bir zaman sonra o peygamberin getirdiklerini önceki inanış ve gelenekleriyle harmanlayarak gelen peygamberin mirasına göz boncukları, ağaçlara çabut bağlamak vb şirk bulaştırmışlardır.
Sonradan yeniden bir peygamber gelerek bunu düzeltsede her seferinde tahrifat olmuş ve Peygamberilerin mirasları gelenek ve göreneklerle ya da önceki inanışlarla kirletilmiştir.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşamlarını antik çağlarda sürdüren İsrailoğulları en çok uyarıcının geldiği nesillerdendir. İbrahim Peygamber'in soyundan bir çok peygamber gelmiş ve her seferinde bu peygamberlerin miraslarına sahip çıkılmayarak öncekilerin veya gücü elinde bulunduranların ilahlarına meyledilmiştir.
Bunun en önemli kanıtlarından biride Musa Peygamber'in dağa çıkıp 10 emri getirdiğinde Musevi Monoteist Müslümanların daha sonradan Altın Buzağı inek yaparak tapmaları olmuştur. Zira bu Firavun'un kavminin putuydu.
Musa tekrar onları tevhit akidesine yönlendirsede İsrailoğulları ne Mısır'ı ne piramitleri asla unutmamış piramitleri simgeleyen iki eşkenar üçgenden Davut'un yıldızı olduğu iddiasıyla Yahudiliğin simgesini oluşturmuşlardır.
Hz. İsa, bu inanışa karşı İsevi Müslümanlığı getirsede zaman içinde İsevilik özünden sapıp şimdiki St. Peter'ci ve St Paul'cü Teslis Hıristiyanlığına dönmüştür.
İslam, hem Yahudiliğin hem de Hıristiyanlığın yanlışlarını Fatiha'dan sonra Bakara suresi ve Ali İmran'da vererek Müslümanlarıda öncekilerin tuzaklarına düşmemeleri konusunda uyarmıştır.
Peki ben neden bunları yazdım ve hemen sadede gelmedim?
Çünkü dua demek ibadetin özüdür ve dualara şirk bulaşmaması önemli bir şarttır.
Dua eden kişi öncelikle ettiği duanın hayırlı sonuçlar dilemesini istemelidir. Zira insan Allah'tan çoğunlukla kendisi için hayırlı olmayan şeyleri de dileyebilmektedir.
Dua ederken tekil ve özel şeyler istemekten ziyade çoğul ve tüm iyi ve inanan insanlarıda duanın içinde yer vermek çok önemlidir. Aksi takdirde edilen dua BENCİL dua olur. İnsan, duasında sadece kendisine yer verirse bu son derece çirkin ve ne imana ne ihlasa yakışan bir tarzdır.
İnsan ettiği duada kesinlikle tüm, iyilikleri, bağışlanmaları, kaza ve belalardan korunmaları tüm Müslümanlar için istemelidir.
Duanın kabulünde önemli şartlardan biride işte bu çoğulcu olması gereken "Bencil" olmayan "Bizcil" olması konusudur. Zira bu yüzden Fatiha da sürekli "Biz yalnız sana kulluk eder yalnız senden yardım dileriz", "Bizi doğru yola ilet, gazaba uğrayanların ya da sapanların yolundan değil" denilerek aslında bunun bir tüyosu insana verilmektedir.
Söylemeden geçemeyeceğim bir diğer konuda insanın elleriyle, aklıyla elinden gelen herşeyi yaptıktan çabaladıktan sonra sonuç için Allah'a yalvarması önemlidir. Eğer bizim kendimizin elimizde yapacak bişeylerimiz varsa önce onları yapıp sonra dua etmemiz lazım.
Mesela, ekinleri attıktan sonra yağmuru dilemek, kalbimizin ısınmasını istediğimiz insana güzel söz söyleyip hediye almak gibi. Önce filli dua edilmeli sonra gönülden dille dua etmek gerek.
BEDDUA'NIN KABULÜ
İslam inancı beddua etmeyi hoş görmesede, zulme uğramış insanların beddualarının kabul olduğunu bilmekteyiz.
Gerçekten bunun örnekleri çoktur. Zulme uğramış anne ve baba, zulme ve haksızlığa uğramış komşu, haksızlığa uğramış evden kovulmuş misafir, yolda zulme uğramış yolcu, hamile kadın ve yetimin haksızlık sonucu edeceği beddualar kesinlikle ve kesinlikle kabul edilirler.
Bunun gibi bir çok canlı olaya tanık oldum hayatımda.
Bununla beraber inanan insanların başlarına gelen kötü gibi görülen bazı olaylar onun daha büyük belalardan sakındırılması veya olgunlaşması içindir. Bu konu ayrıdır. Buna bela veya şer demekte doğru değildir. Zira zorluklar, acılar, sıkıntılar hep bizim ruhsal eğitimimizin bir parçasıdır.
Mesela büyük bir inanca sahip Yusuf Peygamber'in başına gelenler bu konuda en büyük örneklerdendir ve onun inançsal olarak yetişmesinin birer parçasıydı yaşananlar, sadece onun değil babası ve kardeşleri hatta Züleyha'da bu eğitimin içindeydi.
Yıllarca her durum ve şartta asla inanç çizgisi dışına çıkmayarak YUSUF'un hayatı bugün bile kutsal kitaplarda en az tahrif edilerek ulaşabilmiştir. Çünkü Yusuf'un hayatı o kadar çok açık ibretler barındırmaktadır ki hayatı en çok hafızlara kazınan ve üç semavi dinde de ismi en çok konan ve hala ismi eski olarak görülmeyen eskimeyen bir isim olarak çocuklara konmaktadır. Kabe'nin içinde üç tane direk vardır, bu direk o çatıyı nasıl ayakta tutuyorduysa Yusuf kıssasında bulunan üç tane gömlek bu kıssanın bozulmasına izin vermemiştir.
Bu yüzden benim bu yazıma okuyan insanlara tavsiyem asla adaletsizlikler yapmamalarıdır, zira birisine adaletsizce ve haksızca davranan insan mutlaka edilen BEDDULARIN yüzünden, az ya da çok yaptığı zulmün karşılığını Allah tarafından görecektir.
Beddua eden haksızsa o zaman Allah bedduayı edene ceza verecektir.
Beddua etmeden önce dikkatli olmalı ve kesinlikle haklı olduğunuzda ve zulme uğradığınızı kalbiniz ve adalet duygunuz onaylıyorsa edin. Zira aksi takdirde bunun cezasını Allah sizden veya daha kötüsü sevdiklerinizden çıkarır.

Allah, Kuran'daki Surelerin Sırasını Neden Değiştirdi?

“Şüphesiz onu, TOPLAMAK ve onu okutmak bize aittir. Biz onu Cebrail’e okuttuğumuz zaman, onun okumasını dinle.” 
KIYAMET 17-18
Surelerin SIRALARININ Sonradan Yer değiştirmesinin nedeni nedir?
Yıllar önce Antalya'da bir Alman arkadaşım benden Kuran'ı kerim'in Almanca tercümesini istedi, bende Diyanetin tercümesini Ankara'ya gittiğimde Diyanet'ten onaylı bir çevirisini hediye ettim. Hemen hergün Kitabı okuyor ve ne kadar ilginç ve güzel bir kitap diye iltifattada bulunuyordu.

Birgün elinde Kuran bana " yeterince okudum " dedi ve iade etti. Ben şaşırmıştım " Bitirdin mi? " dedim, "hayır" dedi ve neden hepsini okumadığını bana asla söylemedi. Sonra kitabın ipini koyduğu sayfaya baktım, ipi ya bilerek ya bilmeyerek Bakara adlı 2. Surede bulunan " Hıristiyan ve yahudileri veli edinmeyin zira onlar birbirinin velisidirler" adlı ayetin bulunduğunu fark ettim. Kendi kendime "keşke bu ayet son sıralarda olsaydı, bu adam bu yazıyı görünce gücendi herhalde" dedim. Tabi benim keşke dememin bi anlamı yokru, kitap yazılmış ve Cebrail tarafından şimdiki sıraya göre tasnif edilmişti. Ben kendi kendime "Yaratıcı önce kendisini tanıtan sonra emir ve yasaklamalarını anlattığı bir sırayla olsaydıya Kuran" diye hayıflandım.

Bu arada ben ateistlikten sonradan Müslüman biri olarak Toplumcu düşünce sisteminin bana kazandırdığı sorgulamacı öğrenme ve düşünme kafa yapısı içerisinde bu konuyu iyice araştırmaya kararvermiştim. Yaratıcı kitabı ilk önce Alak Suresinde "Oku seni yataratn Rabbının adıyla diye başlatıyordu" , ikinci inen Sure Kalem Suresi Kalem'e işaret ediyordu, Üçüncü ve dördüncü inen sureler Hz. Muhammed'in yaşadıklarına binaen inen sureler şeklinde bir İniş sırasıyla tüm sureler 23 senede inmiş. Nuzül de denen iniş sırasına göre Kuran okunduğunda çok kolay anlaşılmakta. Oysa Fatiha ile başlayan ve Bakara, Aliimran, Nisa ile giden şimdiki sırada insanın kafası karışıyor ve herşeyi yerli yerince tam oturtamıyor.

Şu soruları senelerce araştırdım, tatmin edici bir cevap bulmam yıllar aldı;
1-Neden Kuran 23 senede indikten sonra Yaratıcı Cebrail aracılığı ile tüm surelerin yerlerini değiştirerek Peygambere bu şekilde ezberletti?
2-Neden bugünkü sıra esası teşkil etti? Neden daha kolay anlaşılmasını sağlayan Nuzül (iniş) Sırasına göre tasnif olunmadı?
3-Neden Fatiha başa konuldu? Neden Fatihasız Namaz bile olmuyor?

Bunların tam olarak cevabını bulmam yıllarımı aldı, ama inat ettim, özellikle Surelerin sıraları neden değişti? sorusunu din adamlarına sordum bilmiyorlar, çevremde kim var kim yok araştırdım, kendine dindar diyen insanların hali içler acısıydı, ne Allahın 99 adından 5 tanesini doğru dürüst biliyorlar ne de inandıklarını iddia ettikleri Peygamberin yaptığı çok önemli 3 anlaşmayı biliyorlar, Peygamberin 5 tane arkadaşını bilmiyorlar, karısını kızı, kızını karısı sanıyorlar.

Teffekkürle araştırmalarımın ve bağdaştırmalarımın arkasından keşfettiğim ve bulduğum cevapları aşağıda...

Kuran ilk defa okunuyorsa mutlaka iniş sırasına göre ve Hz. Muhammed'in Hayatı ile beraber okunmalı, o zaman çok iyi anlaşılır, yoksa manalar ancak %40-50 anlaşılır ve çözülür . Bundan sonra bir kezde şimdiki sırayla okunmalı ki insanlar Yaratıcının en çok neye önem verdiğini anlasınlar. Fatiha başta ve onsuz namaz bile olmuyor, çünkü bize özellikle gazaba uğrayanların (Dünyayı çok sevip yahudileşen) ve sapanların (Ahireti çok sevip peygamberi Tanrının oğlu yapan Katoliklik) yolundan gitmeden dosdoğru barış ( Kapitalizmin işbirlikçisi olmayan İslam )yolundan gitmemiz için dua ettiriyor Yaratan....
( Lütfen okuyunuz; http://blog.milliyet.com.tr/bir-kulluk-manifestosu--fatiha-ve-kodlari/Blog/?BlogNo=425939 )

Peki açalım biraz bu gazaba uğrayanları ve sapanları, işte tam bu noktada açılımı Kuran'ın en uzun suresi olan ve adını Yahudilerin Musayı bırakıp Hittitli bir adamın kandırmasıyla inandıkları altından bir inek heykelinden alan BAKARA Suresi dikkati Yahudilere ve onların sistemi KAPİTALİZME detaylıca çekiliyor, onların hayatlarından, inanç ve para çelişkilerinden örnekler veriyor.
Bakara (Altın İnek) sermayeyi, KAPİTALİZMİ, parayı ( Dünyayı ) tercih ederek inancı faşistleştirmelerinin ve Kapitalistleşerek bencilleşmenin sonucu başlarına gelen yıkımlardan ve gazaplardan bahsediyor. Bakara sıradan bir inek değil, o tarımı ve Kapitalizmi, paraya tapmayı sembolize eder.
ASLINDA BU SURENİN AÇILIMI VE ANLAMI Kulluk Manifestosu ve ANTİ-KAPİTALİZM suresidir.
Günümüzde bir çok müslüman bu tuzağa düşmektedir, Bakarada dikkati çeken KAPİTALİZME neşteri MAUN suresi VURUR, Maun Suresinde namaz kılan KAPİTALİSTLERE tehditler savurur Allah.

Fatiha'da Sapanlar ise, bu seferde Ali İmran'ın ve baştaki vurgu yapan diğer sureleri incelersek bu kişilerin Dünyaya ve Çalışmaya, emeğe sırtını dönüp tamamen ahireti düşünen teslise inanıp İsa'ya Allahın oğlu ve Meryem'e de Tanrı diyen kiliselerde hiçbir emek ürekmeden fakir halkı sömüren katolikleşme dikkat çekilmiştir ( ben araştırmamı durdurmadım İncili ve katolik, protestan ve ortodoks mezhepler arasındaki farkları inceledim ).

Bu durumda yaratıcı bir müslümandan Ne Dünyayı nede Ahireti bırakmadan yaşaması ve dengeyi sağlaması için Fatiha, Bakara ve Ali İmranı başa koyuyor.
Bu her iki surede Elif Lam Mim ile başlar ve benim kendi görüşüme göre bu ILM ( yani ilim - Bilim ) kökünden gelir ve bu Hakikati Yunus "İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir"- diyerek özetlerken bu iki sure İslam yolunun ne olduğunu (ILM) tam olarak çiziyor en başta. Alak Suresinde ki ilk emir "OKU" kökünden fazla uzaklaşılmasın yakın olunsun diye buraya konduğu görüşündeyim ( Doğrusunu Kitabı indiren bilir)..

Kadınların haklarının, bir gün Sultanizm tarafından yeneceğini bilen Yaratıcımız, Nisa (KADINLAR) suresini hemen bu surenin arkasına getirmiştir. Yaratıcı, İslam inancının kadınların omuzlarında yükseleceğini bildiği için buraya 4. Sure olarak Nisayı tasnif etmiş olduğu görüşündeyim. Kapitalizm kadınlara BİR GÜN VERİR, "KADINLAR GÜNÜ" SAÇMALIĞINI YUTTURUR. Allah ise KURAN'DAN Bir sureyi ve CENNETİ Onların ayağının altına serer, özellikle Anne olduklarında. Bir kadın anne olduğunda merhamet ve sevgisi coşar ve bu onun Allahı anlamasına yardım eder, evrenselleşir kadın, yaratıcının can veren bebeğine vesile olunca. Annelik KUTSAL ve evrensel olduğu için NİSA 4. Sıraya gelmiştir. Ah bunu eşlerini döven erkeklerde bilse.... 
Araplarda kadına zerre kadar miras verilmezken, kadına pozitif ayrımcılık İNCE BİR DEHA İLE YAPILMIŞTIR. Erkeğe 2 kadına 1 pay verilmesi görüşü ataerkil yapıdaki geleneksel Araplarda sosyolojik kabul görmüş fakat kadın'a evlenirken Mehir ( para, altın, ev, deve vb ) verilmesi gerektiği hükmü ile kadın avantajlı konuma gelmiş fakat Muaviye ve Yezit'in soyu bu hakları tektek geri almasını ve kadını cahil cühela bırakmayı iyi bilmiştir. Çünkü kadın cahil olursa çocuklarıda cahil olur ve cahil nesiller idare edilenler koyun gibi her yöne çekilirler kolayca. 
Bu gün de islam ülkelerinin geri kalmasının tek ve enbüyük nedeni kadınlarının çok cahil olmasından dolayıdır. Bu düzelmedikçe İslam ülkeleri asla Batı'yı geçemez....

Bu topraklarda ve tüm islam ülkelerinde en büyük talihsizlik, " Genelde okuyanların ateist, cahillerin dindar olması "dır.
Bunun suçu tamamen içtihat ( Yorum ) kapısının kapanmasının dinamizm bitirip dogmatizmi getirmesinden dolayıdır. Bu suçu ilerici olduğunu söyleyen ama asla geleneksel dogmatizmden kurtulamamış sözde ilerici solcularımızda işlemektedirler. 
Allah, yıllarca bu halka "sağcı" diye yutturuldu. Oysa Yaratıcı ne sağcıdır ne solcu, hatta daha çok emeğin ve toplumun yanında yer alır, toplumun geneline göre hüküm koyar ve o toplumu ya ihya eder yada yok eder.

1. Kanıt ( Musa çölde susuz kaldığında dua etmiş yaratan ona asayı yere vurmasını söylemiştir, burada sağcı bakış açısı şudur, KUTSAL ASA DEYİP ONU ÖPMEK, SOLCU BAKIŞ AÇISI İSE "SENDE BİŞİ YAP EMEK HARCA" SADECE MIR MIR DUA İLE OLMAZ, EN AZINDAN ASAYI YERE VUR, BEDAVA SU YOK, EMEK LAZIM )

2. Kanıt, ( Eyüp peygamber çok hasta olmuş, tüm vücudu yara bere içinde kokuyorken biri ona " Eyüp sen Allahın iyi kulu olsan Allah sana bu belayı vermez der, bu laf Eyüp'ün çok zoruna gider ve dua eder iyileşmek için, biraz sonra Cebrail geldiğinde Eyüp için dünyanın en zor şeyini yapmasını ister, parmağını bile kımıldatamayacak Eyüp'ten ayağını yere vurmasını ister, Eyüp söylenileni yapar ve yerden çıkan su ile yıkanır ve iyileşir, bu hikayelerin yerine saçma sapan emek düşmanı menkıbeler uydurulmuş yıllarca ve bizler inancı hep sağ zannettik, bu yüzden hep " elinde Kuran, göğsünde iman, geliyor Ispartalı Süleyman " dedikleri adama işi aşı ve eşi devletten bekleyen sosyalizme yakın yığınlar oy verdiler. Sosyalistler Marks temelli düşündüklerinden halkının değerlerini küçük görüp kendilerini marjinalleştirdiler.
3. ( Devamını lütfen kitaptan takip ediniz)
4. ( Devamını lütfen kitaptan takip ediniz)
5. ( Devamını lütfen kitaptan takip ediniz)

Kısacası şimdiki sıra önem sırasıdır. İniş Sırası ise kolay anlamak içindir. İniş sırası ilk defa okuyorsanız çok kolay anlamanızı sağlar. Şimdiki sıra ile okuyorsanız bunun önem sırası olduğunu bilmezseniz karıştırırsınız.
En derin saygılarımla,

Ayhan Özcimbit

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları yazara aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 

Kesinlikle Okunması Gereken Kitaplar ve İzlenmesi Gereken Filmler

Aşağıda okumadıysanız veya izlemediyseniz diye çocuklarınızın ve kendinizin okuması gereken kitap ve izlenilmesi gereken filmleri listeledim.
Bu kitaplar okunup ve bu filmler izlenirse inanılmaz bir bilgi temeli oluşturacaktır. Mutlaka yapmanızı tavsiye ederim. Yalnız bazı kitap veya filmleri piyasada bulamayabilirsiniz. İnternette satanları bulabilirsiniz sanırım... 
KÜLTÜR SERİSİNDE EN FAYDALI KİTAPLAR:
1- Simyacı: "Her şey de Bir Hikmet vardır" sözü bu kitabı özetler.. 
2- Martı: "Yapılan hiçbir şey boşa gitmez" sözü bu kitabı özetler. 
3- Palto: "Elimizde olanın değerini bilirken paylaşmayı da öğrenmeliyiz" 
4- Sefiller: "İyilik her zaman galiptir" 
5- Taras Bulba: " Evlat Vatandan dahamı az kıymetlidir?" 
6- Çalınan Hayatlar-Mülteci: "Her türlü ayrımcılık çatışmaların anasıdır - Adalet Barışın ve Huzurun Temelidir" 
7- Issız Ada: "Sahip olduklarımız geçici olsa da önemlidir" 
8- İnsan Ne İle Yaşar? "İnsan için önemli olan ne?"
9- Vesselam: "Olayların detayına bakmalı insan"
10-Kalbimi Vatanıma Gömün: "Hırslarımız ve kör sevgiler zulmün en büyük nedenleridir"
11- Gazap Üzümleri "Paylaşım ve Adalet Duygusu"
12- İslam'da Astroloji Doğum Haritası Analizi " Astroloji, İslam, Doğum Haritası ve Hayatın Anlamına, Dört elementten Dört melek ve Halifeye" 
13- Kabe'nin Hayat Şifreleri - Sembollerin Dili " Kabe ve Tavaflar, Hac insan ve hayatla derinden alakalı. Tüm İslamın mesajının sembolik ifadesi bir küpte ve Hac ibadetinde nasıl toplanmış? Tüm sorular en sade ve yalın cevaplar buldu"
14- Vav Gibi Sevilmek: Yazar Yavuz Selim Pınarbaşı'nın kaleminden çıkmış güzel bir eser. Editörlüğüne katkıda bulunduğum bu eseri gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum. Aşk konusu günümüzde Trend yazarlarının en popüler konusu ancak Pınarbaşı son zamanlarda aşk'tan iğrenecek duruma gelen edebiyat severlere farklı güzel kapılar açmakta. Bu anlamda kendisini Aşkı Trend maymunlarının elinden kurtardığı için teşekkür ediyorum. Kendisinin bu kitapla kirletilmiş aşka abdest aldırdığını düşünmekteyim.
15- Cebrail'in Gözyaşları: Konusu itibarıyla tek eserdir. Zira Cebrail'in kendisinin Kainatın yaratıldığı zamandan beri İnsan ve Peygamberlerle olan ilişkisi BEN ANLATICI'yla anlatılmış durumda. Kitapta insana yaratılışa ve Allahın Yaratma nedenine ve hayatın gizemli hikmetlerine dair çok şey bulacaksınız. Kitapta bulunan tek hata Hz Ayşe'nin evlilik yaşıdır. Hz Ayşe 19 Yaşında evlenmiştir. Bu ikinci baskıda düzeltildiğinde çok daha başarılı bir eser olacaktır.
İNANÇ VE İDEOLOJİ SERİSİNDE EN FAYDALI KİTAPLAR;
1-Kuran Tefsiri: Kuran Mesajı:  Özlü Kuran Mesajı ( Prof. Dr. Hasan Elik/Muhammed Coşkun ) Kuran Mesajını ilk Müslümanlar nasıl anladılarsa günümüze taşıyan muhteşem eser.
2-Kitabı Mukaddes ( Eski ve Yeni Ahit): İncil ve Tevrat: Eski Ahit Ayrımcılıkların, Yeni Ahitse Sevginin Tanrısal Aşkın merkeze alındığı kitap
3-Hz. Muhammed'in Hayatı: Yazar İzzet Derveze: Hz. Muhammed'in hayatı Kuran Ayetlerine paralel olarak çok güzel bir incelemeye tabi tutulmuş. İçinde Kuran dışı ekleme ve mitolojileştirme bulunmuyor asla. Akademik ve Doğru bir Siyet bilgisi için gerekli.
4-Özgürlük Peygamberi: Abdurrahman Şarkavi: Kul Muhammedi tanımak için, nasıl bir insandı? 
5-İmamlar ve Sultanlar, İmamı Azam'ın Hayatı: İslam inancının Siyasal şirke bulanmasının hikayesi, Bu Kitap gerçekten nereye nasıl geldiğimizin YEZİDİZMİN portresini sosyolojik olarak ve tarihsel olarak çizmekte, "İmamı Azam Ebu Hanife'nin Hayatı" kısmı özellikle bir ilk olması dolayısıyla gelenekçiliği İslamın ve Tevhit'in önüne koyanların suratında patlıyor. 
( Mustafa İslamoğlu'nun diğer eserleri de (Yürek Devleti ve Yürek Fethi) okunmalı, özellikle değerli ALİM Muhammed Esed'in tefsir ekolünün paralelinde olan "Hayat Kitabı Kuran" önemli bir çalışmadır) 
6-Nutuk: "Bir Ulusun Kendini Emperyalist Çakallardan kurtarmak için verdiği amansız mücadelenin adı". Atatürk 
7-Kavgam: Avrupayı Kana bulayan Faşistin zararlı zihniyeti olsada kitapta bazı doğrularda var. Hitler 
8-Siyasi Vasiyetim: Hitler'in kendisini yok oluşa götüren itiraflarını anlatması, Hitler 
9-Kapital: Kapitalizmin yıkımlarına karşı durabilecek ayağı yere sağlam basan bir ideolojinin kitabı. Ateist yanı ve insanın görünmeyen yanlarını ( Adalet, merhamet, sevgi, cömertlik, vb ) açıklayamaması üzücü. Karl Marks 
10-Doğu ve Batı Arasında İslam: Bosna'nın yetiştirdiği siyasal dehanın İslam inancını ve diğer inançları ve ideolojileri tahlili. Aliya İzzet Begoviç
11-Üç Muhammed: Müslümanların peygamberlerine yaptığı haksızlıklar. M. İslamoğlu 
12-İslamı Nasıl Yok Edelim?(İngiliz Ajan Hempher'ın Anıları)Suudi Rejiminin Resmi mezhebini kuran Ajan'ın anıları, Orta Doğuyu anlamak için mutlaka okunmalı. 
13-Türkiye'de Petrol Kime Saklanıyor: Hakan Yılmaz Çebi'nin Muhteşem sorgulaması, Doğal kaynakları zengin ülkemiz 127 Trilyon dolarlık Toryumu, Petrol denizi üzerinde yüzmesi ile Kitabın özeti şu "Türkiye'nin eli hamur ama karnı aç". Ülkeye sahip çıkmak, yoksullukla savaşmak adına okunmalı, okutulmalı, bu olay gündeme gelmeli. Facebook ve Twitterla ataraftar toplayıp Tunus'u, Mısır'ı, Suriye ve Libya'yı kana bulayan Batı, ülkemize de el atmadan ve dahada karıştırmadan acilen okunmalı ve uyanmalıyız. Ülkemize Batı'ya ve engellemelerine fitnelerine karşı sahip çıkmak için okunmalı....
14- Şeytan ve Satanizm: Yazar Aslan'ın en iyi eseri. Şeytanı ve onun Müritleri Satanistleri, Şeytanlaşmayı ele alan zararlı akım Satanizmden korunmak için evde bulunması gereken bir eser. 
15- Bilinmeyen Tarihi Gerçekler - Müslüman İllüminati: Bu kitap sizin tarihe bakışta bazı yanıt verilmeyen hususları cesurca irdelemiş bir eser. Müslüman aydınlanmasının nerede başladığını ve nasıl yeniden başlanması gerektiğini ayrıca unutulan en büyük sünneti Müslümanlara hatırlatması yönüyle önemli.
16- Ellerimizin Dili ve Şahitliği: El çizgilerinin Parmaklarımızın İnsan, Hayat, Kabe ve Kuran Sureleri ile olan ilginç alakasını hem Çizgilerin ne anama geldiğini öğrenirken hemde konunun felsefi ve eztoterik yönlerini göreceksiniz.
17- Müslüman İllüminati (Bilinmeyen tarihi Gerçekler): İstanbul'un alınması neden bir çağı açtı? Akşemseddin ve Da Vinci arasındaki bağ nedir? Ebu leheb'in adı neden Kuranda geçen tek kafir isimdir (Peygamberimizin zamanında), Zeyd'in ismi neden Kuranda geçen tek sahabe ismidir?
18: Yıka Beynini: Barış Muslu'nun yazmış olduğu ilginç bir kitap. Sıradan İnanıyorsan Başarırsın serilerinden çok farklı bir kişisel gelişim kitabı. Bu kitabı mutlaka okumalısınız çünkü hayatınızı işinizi ve sağlığınızı farklı ve iyi yerlere taşıyacak bir eser. Hayata gülümseyerek yeniden bir başlangıç yapmak isterseniz mutlaka okumalısınız.
19- %100 Düşünce Gücü: 1990'ların başında çok popüler olan ilk dahiyane kişisel gelişim kitaplarından. İnsan beyninin sırlarını çözmeye ve hayata farklı gözle bakmayı sağlayan çok önemli bir kitap.
ÇOÇUKLARIN VE GENÇLERİN OKUMASI GEREKEN ESERLER:
1- Beyaz Diş: Jack London'ın güzel eseri, çocuklar bu eserle sadakati, sevgiyi, bağlılığı, adaleti yüreklerinin derinliğinde hissedecek. 
2- Kaşağı: Ömer Seyfettin'in eseri, ne yapıyorsan önceden iyice düşünmeliyiz, aldığımız kararlar bizi büyük pişmanlıklara uğratmasın. 
3- 80 günde devri alem: Jules Verne, diğer kültürleri tanımak ve hayal gücünün ve azmin çok şeyi başarmamaıza katkı sağlayacağına çocuklarımızı inandırmamız için gerekli. Jules Verne'nin diğer kitaplarıda faydalıdır. 
4-Demir Maskeli Adam: Alexander Dumas, diğer eserleride muhteşem olan bu yazar mutlaka okunmalı, bu sayede arkadaşlık, adalet duygularının çocukta pekişmesinin yanında, genel kültürü arttırırken Kıta Avrupa'sının Orta çağdaki sosyal siyasal, ekonomik, psikolojik laşkalıklarını ve geri kalmışlığını öğrenen çocuklarımız hayata bu eserlerle daha sağlam tutunacaklardır. 
5-Kirbitçi Kız: Hans Kristian Andersen, çocukların vicdanlarına ve adalet duygularına dokunuyor... 
KESİNLİKLE İZLENMESİ GEREKEN FİLMLER:
1-Esaretin Bedeli: "Umut herşeydir, Bilgi ise özgürlüktür"
2-Yeşil Yol: Mesajı "Ön yargılarımız bizi canavarlaştırabilir"
3-Dövüş Kulübü: "Kapitalizm ve onun Modern hayat aldatmacası ruh hastası bir toplum yaratmaktan başka bişey yapmıyor. Çare arayan insan çıkış yolunu kendisini bu hale getiren sistemi yıkmaya çalışmakta arıyor"
4-Ben Hur: Hıristiyanlığın Doğuşu - Hz. İsa'nın bir aile üzerinden anlatılması.. 
6-Durgun Akardı Don: "Rus devrimi ve ailelere yansıması, " 
7-Lust for Life: "Ünlü ressam Van Gogh un sefaletle geçen hayatı,  "
8-Taras Bulba: "İki sevgi arasında, Evlat ve Vatan ikileminde kalmak. Aşk vatandan daha mı az kıymetli? Vatan evlattan daha mı önemli? Yoksa değil mi?"
9-Güneşi Gördüm: "Her Türlü Ayrımcılık Çatışmaların Kaynağını Oluşturur " 
10-Güneşin Oğlu: "Hayat, Ölüm ve Tutkularımız, elimizdekinin değerini bilmeliyiz" 
11-Babam ve Oğlum: "Hayatta en önemli şey; Paylaşmak ve Ailedir" 
12-Devrim Arabaları: "İnanılınca herşey yapılabilir, tabi engellenmezsek
13- Hatırla Sevgili; "Samimiyet Her türlü ideolojinin üzerindedir" 
14-Tanrının Kitabı ( The Book of Eli): "Gelecek korkunç olabilir" 
15- Al Yazmalım: "Sevgi EMEK demek" 
16-Tatar Ramazan: "Zulme karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır-sakın güçlünün pazusunu öpme zira kıyamet bundan kopar"
17-Pompei'nin son Günleri "İnsan azar" 
18-Hz. Musa "İnsan Nankördür" 
19-Çağrı ; "Bedevilikten Medeniyete-Tevhit'in Adaleti" 
20-İhtiyar Adam ve Balıkçı: "Sabır ve umut insana herşeyi verir" 
21-Silahlara Veda: Savaş içinde Aşk 
22-Casablanca: Savaş içinde Aşk 
23- Arabistanlı Lawrence: İngilterenin en iyi 2. Ajanı ( Hempherla kurulan Vahabilik mezhebinin Lawrence ve İngiliz altınlarıyla başarısı Modern(!) Suudi Arabistan'ın kuruluş tarihi) 
24-Gazap üzümleri "Paylaşım Kavgaları" 
25-Kunta Kinte "Batı'nın batasıca köle ticareti ve acımasızlıklarının tarihsel izleri" 
26-Malcolm X: Kuzey Amerikan İslami hareketinin sorgulanması "Her sakallıyı dede sanmamak lazım" 
27-Che'nin Hayatı: "Okumak, düşünmek, savaşmak devrim yapmak, samimiyet ve adalet duygusu cesaretin kaynağını oluşturursa ortaya CHE çıkar" 
28-Gerenimo: Kızılderili reis'in yaşadığı Devlet zulmü. 
29-Spartacus: Romayı titreten büyük insan,  
30-Hz. Yusuf'un Hayatı, "Tüm hapistekilerin, sevdiklerinden ayrı kalanların, devleti idare edenlerin izlemesi ve dikkate alması gereken bir film" 
31-Kibar Feyzo: "Eşek olmayalım ki semer vurmasınlar" 
32-Ben Efsaneyim: Bilim Kapitalizme hizmet ederse ne olur? "Ben Efsaneyim" adlı güzel bir film olur... 
33-Cesur Yürek: Gerçek Aşk ve Cesaret, samimiyet göz yaşı ve kanla birleşirse EFSANE ortaya çıkar... 
34-Omer Muhtar: Libya Kurtuluş Savaşı ( Teşkilatı Mahsusa'nın adamı Ömer Muhtar'ın Libya ayaklanmasını başlatması ve destan yazması ) 
35-Cennetin Krallığı : Kudüs neden önemli. "Kudüs herşey demek" Selahaddin Eyyubi, ( Kudüs hangi medeniyetin elindeyse o medeniyet dünyaya üzerinde hakimiyet sahibidir - Bugün Batı'nın elindedir ve Batı dünyaya hakim görünmektedir) 
36- Bee Wolf: İngiliz tarihinin "Kral Arthur ve Merlin" kadar önemli destanlarından olan Bee Wolf'un bizdeki karşılığı Alp Er Tunga Destanı, bu destanın malesef çizgi sinema şekli var. Bu filmin öğrettiği temel değer, insan başarılı olduğunda alçak gönüllü olabilmeyi de unutmamalıdır. 
37- Forrest Gump: Tom Hanks'in muhteşem oyunculuğunun yanında filmin verdiği en önemli mesaj IQ nuz yüksek olmasada Yaratıcı size başka özellikler vermiş olabilir, Nice IQ su yüksek insanlar avar ama SQ ve EQ su sıfır. IQ su yüksek kibirli ve hayırsız bir evladınız olacağına IQ su Forrest Gump gibi düşük ama karakterli otistik bir evladınız olsun. 
38- Life is Beautiful (Hayat Güzeldir): Sinema tarihinin en güzellerinden. İçinde yok yok. Yahudi bir babanın bir nazi kampında evladı için yaptıkları, evladı için ölüme bile gülümseyerek şaka yaparak giden ama kalbi kaygılarla dolu zeki, cesur ve iyi bir babanın ve küçük çocuğunun hikayesi. 
39-MONGOL (Cengiz Han): Moğol Türk İmparatoru Cengiz han'ın hayatını konu alan film. Esrarengiz, eğitici bir film. Sıkılmadan seyredebileceğiniz güzel bir yapıt. E büyük özelliği ne olursa olsun asla dostlarını satmayan, herkese prensiplerini aynı derecede uygulayan adam ayrımı gözetmeyen, eşine değer veren ve hatta başarısını borçlu olduğu kişiye kadirşinas davranan, tarihin en büyük imparatorluğunu kurmuş bu adamın filmi kesinlikle izlenir. 
40-HÜR ADAM: Yeni izlediğim bir film. Filmin verdiği en büyük mesaj çok açık "Cahillik her türlü Ayrımcı savaşların çatışma ve yıkımların sebebidir". Hem film senfonisi hem filmin kendisi ile güzel bir yapıt olmuş. Filmin içinde almasını bilene muhteşem mesajlar var . Bediuzzamanın Risaleleri Latin harfleriyle yazılmasını isteyen Üstada karşı çıkan ilk öğrencilerinin bile onu anlamadıklarını anlıyorsunuz filmde, Ülkemizde Jakobence uygulanan Laik anlayışın bizi nasıl ayrıştırdığına böldüğüne ilişkin mesajlar var. Şeyh Said İsyanının yanlış olsa da Kürtçü bir ayaklanma olmadığını Halifeliğin Kaldırılışına ve katı Laik uygulamalara başkaldırı olduğunu görmektesiniz. Bir anlamda bugün ki PKK isyan hareketine alt zemin hazırlayan nedenleri görebilmektesiniz tüm filmde. Eminim ki şayet Bediuzzaman Said Nursi olmasaydı Anadolu çoktan parçalara ayrılmış, İslama bakış açısı daha yobazcasına olur ve ülkemiz Talebanlı Afganistandan daha beter olmuş olabilirdi. Onun vizyonu sadece Anadoluyu değil tüm Dünyayı birleştirici ve umut vericidir. Mehmet Tanrısever'in ve diğer tüm emeği geçenlerin ellerine ve emeğine sağlık. Bu filmin Nurculara verdiği mesajda çok açık; "Risalelerin Latince harflerle basılmasına karşı çıktığınız gibi modern Türkçeyle basılmasına da artık karşı çıkmayın ve Bediuzzaman'ın risaleleri geniş genç kitlelere ulaşsın, yoksa vebal altındasınız"... 
41-Küss Mich Kismet; Bir Alman komedisi olsada içinde çok mesajlar barındırmakta, Almaya'da yaşamakta olan Türklerin Alman ve Türk kültürü arasında kalışları, inançlarını gelenekselleştirmişken inancın temeli olan dürüstlük, adalet, merhamet, doğruluk toplumumuzda hak getire. Alman Götz müslüman olup sünnet dahi olsada Türk aileye parası olmadığı için yaranamıyor. Küss mich Kismet'te Almanya'da yaşayan Türklerin Almanlardan daha çok materyalist olduklarına, inançları çıkarlarına göre eğip büktüklerine, şaşa ve gösterişe meraklı olduklarına, gerçek sevgi ve aşka asla saygı duymadıklarına şahitlik edeceksiniz. Elbette herkes böyle değil ama eğitim seviyesi düşük geleneksel kitleler için son derece doğru bir yapıt. Mutlaka izlenmeli... 
42-Sihirbazın Sırrı: Bu filmi sahne sanatları ve edebiyatla ilgilenen herkez izlemelidir. Filmin  içinde bir çok unsur ustalıkla film içine serpiştirilmiş. Senaryosu mükemmel. Hapisten sihirbaz bir mahkumla kaçan aslında masum birinin hapisten kaçtıktan sonra başından geçen ve sonu asla tahmin edilemeyecek olan olaylar zincirini anlatmakta. Özellikle yaşı 40'ın üzerinde olanları ve film kültürüne sahip izleyicinin çok hoşuna gidecek bir yapıt.
43-Pi'nin Hayatı:(The Life of Pi): Film tek kelimeyle muhteşem. içinde bir çok sorgulamaları bulundurmakta. Özellikle okyanus'ta vahşi hayvanlarla bir kayıkta yaşam mücadelesi vermek. Bir yanda akıl ve diğer yanda Yaratıcı'nın yardımı ile bir mucize gerçekleşmekte. Bu süreçte izleyici bir çok duyguyu aynı anda yaşamakta, endişe ederken hüzünlenmekte. Yaşamın vahşi ve merhametli yönünü tüm ikilemleri bir kayığın içinde görebilmektesiniz. Mutlaka izlenmeli.
44-Revolver (Tabanca): Jason Statham'ın muhteşem oyunculuğu var. Film aksiyon ve Shakespeare dramalarını birlikte harmanlamış. Kendi iç sesiyle konuşma yüzleşme, kendini yenme, realiteye başkaldırırken kendi egosunu altetme, akıl oyunları, bir çok sürpriz sizi beklemekte. Sonuç hiç beklediğiniz gibi olmayacak. kesinlikle izlenmeli.
45-Üç Aptallar (Three idiots): Hint Filmlerinde "Milyoner"den sonra en beğendiğim yapıt bu film. İnsanı gıcık eden bazı Hint danslarını ve şarkılarını bir yana bırakırsanız çok ayrıcalıklı bir konumda yapıt izleyeceksiniz. Üç gençten Farhan, Raju, Raço Mühendistlik fakültesinde okumaktadır. Raço, İngiliz sömürge döneminin Ezberci eğitim anlayışını ve bir halka nelere mal olduğunu kıyasıya eleştirir. Rektörle arası bu yüzden açıktır. Rektör onun haklı oluşunu egosuna yediremez. Olaylar bazen komik bazen trajik şekilde sizi hem ağlatacak hem güldürecek bazen her ikisini aynı anda yaptıracaktır. Sonu şaşırtıcı ve beklenmeyen bir şekilde bitecek olan eğlenceli bir yapıt. "All is well" i de unutamayacaksınız. :D
46-Melekler Şehri: Nicholas Cage ve Meg Ryne'ın güzel bir filmi. Film aslında Tolstoy'un ünlü eseri "İnsan ne ile yaşar'ın" değişik bir versiyonu. İnsanı ve hayatı bir meleğin gözünden incelerken AŞK için sonsuz bir hayattan vavgeçebilen bir Meleğin hayat hikayesi. Ana fikir, oyunculuk ve kurgu sarsıcı güzellikte. Bu filmi izledikten sonra sonsuz bir yaşamı olan ama bazı şeyleri bilmeyen bir melek olmak yerine sonlu bir yaşamda aşkı, sevgiyi ve hayatı tatmanın ne büyük bir lezzet olduğunu düşüneceksiniz. İnanın film bittiğinde bir çok sorgulamayı derinden yapacaksınız. 
47-Yeni Hayat: Aslında bu filmi nasıl unuttum anlamıyorum. Bu film Pi'nin hayatına benziyor. İki filmin birbirine benzeyen yanı çok, sadece Pi'nin hayatında verilen sorgulamalar Yeni hayat'ta daha fazla görsellikle sorgulanıyor. Sanatsal açıdan Yeni Hayat Tom Hanks'in usta oyunculuğu ile muhteşembir seyirlik kazanmakta ve göz doldurmakta.
48-Benim adım Khan: (My Name is Khan) Film Hint filmlerinin yüz akı gerçekten. Bollywood'un Hollywood'a bir tokatı. Filmin konusu biraz Forrest Gump'a benziyor. Otistik Müslüman Hintli çocuğun dürüst, zeki, duygulu bir hikayesi. Bu hikaye her ne kadar özel birinin 11 Eylül olaylarında yaşadığı dramı içeriyor gibi görünsede aslında film bundan çok daha farklı. Film tamemen ANNE olmayı ele almış. Anne olmanın ne gibi sorumluluk olduğunu ve annelerin duygusal dalgalanmalarını ve sevgiyle merhametle hayatın içinde ne kadar önemli olduklarını, dünyayı değiştirecek en büyük unsurun anne ve onun verdiği sabırlı eğitim olduğuna şahit olmaktasınız. Geleneksel İslamın öfkeli ve intikamcı yüzünün aslında nasılda İslamla ters düştüğünüde görebilmektesiniz. Filmde terörize olmuş olan vahabi El Kaidecilerinin ekollerinin iflas edişinide görebilirsiniz. Üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir çok konu ve replikleri bu filmde göreceksiniz ve asla filmi unutamayacaksınız. Aslında bu filmi 5. Sıraya koymam lazım.
49-Her ( onu) : Filmin konusu çok ilginç. Büyük şehirlerde yaşayan insanların nasılda zamanla o kalabalıklarda yalnızlığa itilişinin resmi. Filmin kahramanı yalnız kalmak ve biriyle arkadaş olmak arasında kalmıştır. İmdadına bir bilgisayar programı yetişir. Bu program yapay zekaya sahip bir kadındır. Sanal bilgisayar kadın artık onun dert ortağı olmuştur. Ancak gelişen olaylar hem şaşırtıcı hemde filmin kahmanı için hayal kırıklığına sevk edicidir. Mutlaka izlenmesi gereken modern çağımızı kapitalizmi sorgulayan ve insanın ne denli yalnızlaştırılıp zavallılaştırıldığının anlatıldığı enfes bir film.
50- Oldboy 2013 (ihtiyar delikanlı): Filme 2013 eklemek zorunda kaldım zira aynı isimle başk filmde var. Filmin kahramanı bir projeyi müşterisine kabul ettirmiştir ama baltayı taşa vurur. Başarısız geçen gecenin ardından kızının doğum gününe gidememenin de verdiği sıkıntıyla çok içer ve sarhoş olur. Sonrasında kaçırıldığını ve otel odası gibi bir yere kapatıldığını anlar. Odada bir tv vardır ve dış dünya ile bağlantısını orası sağlar. Kendisi tutsakken karısına tecavüz edilir ve öldürülür, suç kocasına atılmıştır. Artık dışarı çıksada mahkum olacaktır. Bütün bunların nçin olduğunu bilemez. Tek amacı birgün tutsaklıktan kurtulmak ve ona bunu yapanlardan hesap sormak, karısının katillerini ve kızını bulmak vardır. 20 yıl aynı odada tutulur ve odada TV den kavga etmeyi öğrenir, spor yaparak vücudunda yağ bırakmaz. Sonunda tutulduğu yerden kaçar. İşte burada aklınıza hayalinize asla gelemeyecek gizemler silsilesi başlar. Filmin sonunu asla tahmin bile edemezsiniz. (Erotik ve şiddet içeren sahneleri mevcut, çocuklarla izlenemez.)
51- Can Dostum : Bu film sıra dışı ve eğitici Avrupa sinemalarından bir yapıt. Filmde zengin ve boynundan aşağısı felçli olan Filip ve onun bakıcısı Driss arasında geçen diyaloglar izleyiciyi bir çok konuda sorgulamaya bırakıyor. Filip, Türkiye'deki çoğunluğu parayı bulmuş ama Kültürü asla bulamamış kibirli ve kendini ilah sanan egosu şişkin şımarık sınıfın tamamına ders verecek konumda. Onun bu alçak gönüllülüğünün ve sıfır egosunun nedeni aslında edinmş olduğu kültür ve sanat düzeyinin yanında hayatı okuyan bir kişilik oluşundan dolayıdır. Driss, genç ve heyecanlı, olduğu gibi görünen kalbinde ne varsa aynen söyleyen, iki yüzlü kaypaklık nedir bilmeyen mert bir tiptir, Filipten farklı kültürel zevklere sahiptir. Filip'te onu keşfeder, birbirlerine çok şey katarlar ve öğretirler. Filmde gizemli olan konu Filip'in yüzünü dahi görmeden yazıştığı mektup arkadaşıdır. Bu filmde sanat, kültür, dostluk, zenginlik, aile olma, sadakat, insanlık, paylaşım çok güzel ele alınmış. Espirileri anlamak ve gülmek içinde belli bir kültür ve sanat, tarih, genel kültür birikimine ihtiyaç var.
52-Lucy: İnsanın biyolojik olarak ne muhteşem bir yapıda olduğunu, anneliği bilim kurgu üzerinden aksiyonla bu kadar yi anlatmışlar. Filmin son kısımları uçuk kaçık gelebiir ancam mutlaka bu türü sevenlerin izlemesi gereken bir film.
53-Evrim: Morgan Freeman'ın olduğu hemen her film gibi bu film de muhteşem. Film bilimsel olarak insanın nerelere gelebileceğini, bilimin hedefini, evrimi, insanın biyolojik, sosyolojik ve psikolojik sorgulanmasını, sevgiyi, sadakati ve daha bir çok konuyu masaya yatırmakta. Düşünen herkesin hoşuna gidecek bir film.
54-Uyumsuz: (Divergent) Film bilim kurgudan hoşlananlar için muhteşem bir film. Kendi kitaplarımda Astroloji ve Kabe'nin Hayat Şifrelerinde belirttiğim 5 element, beş çeşit insana göre toplumun şekillendirilmiş halinde herkesin kendi yolunu belirlediği ancak herhangi bir gruba ait olmayan uyumsuzların (arada kalanların) zorda oluşlarını anlatan geleceğe dair mcera ve kurgu türü. Filmin aksiyon yönünden ziyade sosyolojik olarak ayrışması, bir çeşit piramitsel kast sisteminin oluşması ile başlayan mücadeleler güzel. Bununla beraber filmde öne çıkan mantık hataları da yok değil. Eğer o mantık hatalarını görmezseniz film baştan sona iyi vakit geçirtecektir.
55- Self/less: Muhteşem bir bilim kurgu. Bilim kurgudan hoşlananlar için kaçırılmayacak bir film. Film zengin ve hasta yaşlı bir adamın ( Ben Kingsley) ölümüne sayılı günler kala kendisine genç bir beden almasını konu ediniyor. Genç bedene transfer edilen beyni zaman içinde transfer edinmiş olduğu vücudun aslında sıfırdan yaratılan bir beden değil başka ve hafızası silinmiş aile babasına ait olduğunu anlmasıyla işler karışmakta. Zira gerçeği öğrendiğinde tam bir seçim yapması gerekmektedir. Kesinlikle izlenmesi gereken bir film...
56- Grimsby Brothers: Komedi filmi genelde paylaşmam ama bu film gerçekten çok komik. Sache Cohen daha önce Borat karakteriyle Kazakları çok kızdırmış ve kendisi Yahudi olmasına rağmen yahudilerle dalga geçmesi Yahudileri kızdırmıştı. Bu filmde tipik alt sınıf cahil tek zevki Futbol olan işçi sınıfından birini canlandırmakta. Film aynı zamanda 007 aksiyon ajan filmi. Hayatınızda ilk defa karşılacağınız komik ve müstehcen sahneler var. Bu yüzden filmi yalnız seyretmenizi tavsiye ederim zira akrabalarınızın yanında yüzünüz kızarabilir. Ancak terör yüzünden morallerimizin alt üst olduğu bir dönemde birazcık moral bulmak için iyi bir film. Kişisel gelişime bir katkısı yok sadece İngilizcenizi geliştirir. İngilizceniz varsa film çok ama çok daha komik. Özellikle Cahil ingilizin Therapist'i The Rapist diye okuması sizi kopartıyor.
57- Interstella: Eğer bilim kurgu filmlerden hoşlanıyorsanız uzayı Yaratılışı Uzay Zaman ve 5. Boyutu bilmek istiyorsanız hayret edebileceğiniz bir film zira film sizi Blackhole'ların sırlarına Uzay Zaman ve Dünya Zaman farklılıklarını düşünerek inanılmaz yolculuklara çıkacaksınız. Filmin sonunu asla kestiremiyorsunuz.
58-Fountainhead: Çok eski bir film. Ancak kişilik gelişimi için çok önemli bir film. Filmde birey olmak birey hakları ve toplumun basın yoluyla nasıl da maniple edilişi, kendin olmak, ilkeli olmak vaz geçmemek başarılı bir kişilik oluşturmak ve toplumsal ilerleme için şart oluşunu konu almakta. Kesinlikle izlenmesi gereken bir klasik. Zira hayatınızın belli aşamalarında karşılaşabileceğiniz tüm sıkıntıları nasıl aşabileceğiniz konusunda yol göstermekte.
59- Larry Crowne: Romantik komedi türünde olan usta Tom Hanks filmi ve yine usta bir kadın oyuncu Julia Roberts ona eşlik etmekte. İşini Kaybeden Larry parasızlık sorununu çözmeye çalışır ve iş bulma amacıyla kurslara gider bu sırada tanıştığı öğretmeniyle duygusal ilişkisi başlar. Film izlenmeye değer. Özellikle orta yaş grubu için güzel bir film.
60-Eagle Eye: Film Beyaz Saray'ın Yapay zeka ile suç ve suçluyla mücadele edişini anlatmakta. Yapay Zekayı üretmek Beyaz Saraya yaramaz ve Yapay Zeka ABD'nin yaptıklarını gördükten sonra ABD'ye düşman olur. Tabi Filmi doğru okursanız aslında konu bu. İzlemeniz gereken güzel bir aksiyon filmi. 
61- Passengers (Uzay Yolcuları): Sonunu kolayca kestiremeyeceğiniz ilginç bir film. Filmi izlerken bir çok şeyi sorgulama imkanınız olmakta. Zira film insanın uzay hariç kolayca karşı karşıya kalamayacağı bazı sorgulamaları açmakta. Yalnızlık, sevgi, nefret, fedakarlık, akılcılık, uzay, çaresizlik, çözüm odaklılık, anıların acılarını ve geleceğin beklentilerini bir kenara bırakarak ŞİMDİYİ yaşamak vb bir çok konu kurgusal olarak işlenmiş. Özellikle Bilim Kurgu Aşk Macera ve Uzay filmlerinden hoşlananların kaçırmaması gereken bir film.
62- Adalet: Aksiyon macera ve dövüş sanatlarından daha fazlasını bulabileceğiniz bir yapıt. Filmi 18 yaş altı şiddet içerdiği için izlememeli ancak filmde ciddi sorgulamalar var. İnsan olmayı, bana ne dememeyi, çevresinde olan biten haksızlıklara karşı şuurlu ve farkındalıklı davranmayı zulmün önüne gerilmeyi izleyebileceğiniz yüreğinizi ısıtacak güzel filmlerden. Denzel Washington ilerlemiş yaşına rağmen muhteşem bir oyunculukta sergilemiş.

İletişim Bilgilerim:
Gmail:                 ayhanozcimbit@gmail.com
Youtube:             http://www.youtube.com/user/ayhanakelli48
Twitter:                twitter.com/Ozcimbit_Ayhan
Facebook:          www.facebook.com/ozcimbit
Web:                    www.ayhanozcimbit.com
Köşe Yazılarım: http://www.korkusuzmedya.com
Blog Yazılarım:   blog.milliyet.com.tr/ayhanozcimbit