2001 yılından beri ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan ülkemizin gelişmesi ve
kalkınmasına çok büyük ve faydalı işler yaptı. Yapmış olduğu faydalı ve büyük işleri saymakla bitiremeyiz ancak Türkiye'ye istemeden çok büyük bir kötülük yaptı ve hala yapmakta.
Peki nedir yapmakta olduğu en büyük kötülük?
Bu konuya girmeden önce Türkiye'nin bağımsızlaşması ve Batı'ya karşı inisiyatif geliştirerek ben buradayım demesi, ABD'nin Ortadoğu'da ki dayatmacı siyasetine karşı Rusya federasyonu, Çin ve İran ile beraber dayanışma oluşturması Latin Amerika'da Venezuela ile Müttefiklik oluşturması da Dünyada ABD öncülüğündeki tek kutuplu yok oluşa dur deme adına çok iyi bir siyasal çizgi oluşturuldu. ABD, Türkiye'de her siyasal ve dinsel akımın kendisi ile beraber iş birliği yaptığı Gülenvari unsurları ustaca oluşturmuştur. MHP'ye karşı yandaşı İyi Partiyi, Vatan Partili Solculuğa karşı CHP'yi ele geçirmiş, AK Partili Muhafazakar ABD Muhalifliğine karşı Saadet Partisini ve Türkiye'de Gülen, Adnan Oktar ve Nazım Kıbrısi gb Müttefikler bulmakta hiç zorlanmamıştır.
Halkımız ABD'nin Orta Doğudaki yanlış siyasetlerine karşı daima Erdoğan'ın yanında olmuştur. Erdoğan ustaca Rusya ve Ortodoks Dünyasını Ortodoks Kilisesi de açarak veya Temel Atma törenine katılarak yanına çekmeyi başarmış ve Bosna'da Bosnalı Sırpların Referanduma giderek ( Bir ABD ve FETÖ Planıydı) Bosna da Yeni bir Müslüman Ortodoks savaşının başlamasına Putin ile beraber DUR demiştir.
İşte tüm bu siyasetlerin tamamı çöpe gidecek eğer Erdoğan sonrasında ABD Yanlısı Ekrem İmamoğlu 2023 de Başkanlığı kazanırsa.
Ekrem İmamoğlu'nun Rum kökenli oluşu ve Ortodoks Dünyasına yakın olacağını sanmayın. Zira Yunanlılar Ortodoks olmalarına karşın ABD bloğunun içinde yer almaktadırlar. Fener Rum Patrikliği de Ukrayna Kilisesinin Rusya Ortodoks Kilisesinden Bağımsızlığını tanıyarak ABD ve NATO siyasetini desteklemiş iki kardeş halkı (Ukrayna ve Rus Halklarını ) mezhepsel olarak Ortodoks olmalarına rağmen bölmüştür. Dolayısıyla Fener Rum Patrikhanesi Rus Ortodoks Kilisesine muhalif ABD yanlısı olarak çalışmaktadır. Bu gibi nüansları bilmeden Ekrem İmamoğlu'nun da CHP ninde konumunu anlayamayız.
Neyse konu bu değil Konu Erdoğan'ın Türkiye'ye yapmakta olduğu en büyük kötülük. Nedir bu?
Hatırlarsanız Eski Belediye Başkanı Kadir Topbaş görevden alınmış ve yerine İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal getirilmişti. Ben o zaman belediye başkanı olarak ağzı laf yapan geleceğin RTE sonrası lideri olabilecek ve Türkiye'yi yönetebilecek kabileyete İstanbul'u yönetmekle başlayabilecek bir lider ruhlu adam getireceğini sanmıştım. Oysa gitti ve silik bir kişiliğe sahip asla Lider Ruhu olmayan bir adamı İstanbul'u küçümsercesine Mevlüt Uysal'ı atadı Ak Parti ve Erdoğan. Bu son derece ama son derece yanlıştı. İstanbullu seçmen Mevlüt Uysalı değil güçlü ve geleceğin Türkiyesini yönetebilecek bir adamı İstanbul Belediye Başkanı olarak görmek istiyordu. Amerika ve Türkiye'deki yandaşları fırsatı iyi değerlendirdi. Durmadan çalıştı CHPliler, her sokakta semt pazarlarında sonuna kadar propagandalarını yaptılar. Deyin yerindeyse AK Parti nal topladı. Başbakanlık Meclis Başkanlığı yapmış olan Binali Yıldırım gibi dava adamı bile toparlayamadı ve alamadı seçimi. Seçimin kaybedilmesinde AK Parti içindeki Damadın grubu da etkili oldu. İstanbul Halkı Emevivari bir şekilde akrabanın Bakan yapılmasını da onaylamadı. Damat geleceğin lideri asla olmayacak olamayacak. Eğer Erdoğan onu lider olarak geleceğe hazırlıyorsa bu tam bir fiyasko ile sonuçlanacaktır.
Geleceğin lideri olarak aşağıdaki üç isimden biri çoktan bunun için hazırlanmalıydı.
1- MIT Müsteşarı Hakan Fidan
2- Rahmetli Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan
3- Numan Kurtulmuş
Evet Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisinden sonra güçlü bir lider yetiştirmeliydi ve onun önünü açmalıydı. Bunu görmezden gelerek Türkiye'ye en büyük kötülüğü yapmış oldu.
Oysa 2023 için sahneye Ekrem İmamoğlu ve Hapisteki Demirtaş'ın bile güçlü adaylığı olacaktır. Niye mi?
- Türkiye'de Türk ve Hanefi Mezhebi kökenli nüfus hızla erimektedir. Batıda yaşayan Türkler evlenmiyor evlensede çocuk yapmıyor ve boşanma oranları son derece artmış durumdadır.
- Kürt ve Şafi kökenli nüfus hızla daha fazla artmaktadır. Yapılan hesaplamalarda Kürt nüfusu Türk Nüfusunu 2050 de geçecektir. Geçsin sorun değil elbette ancak Kürt Şafi Nüfus içinden PKK yanlısı insan sayısı da gittikçe artmaktadır ( PKK içinde Karadenizli ve Türk veya Alevi olan unsurlarda bulunmaktadır ama bunların sayısı çok değil). Türkiye Asimilasyon olmasa da bir Entegrasyon siyaseti geliştirememiştir hala. Kürt sorununa Öcalan ölmeden kökten ve kalıcı çözüm bulunmalıydı ve bu hala yapılamadı. Çözüm Sürecindeki başarı Fetö Nato ortaklığının planlarıyla yok edildi. Eğer Selehaddin Demirtaş, 2015 de 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi bölgesel ve bölücü siyaset yerine tüm Türkiyeyi kucaklayan Sosyal Demokrat ve Evrensel Adalet çizgisini savunursa kesinlikle en güçlü adaylardan olacaktır.
Terörle veya Bölücülükle sadece askeri başarıyla sonuca ulaşılabilineceği sanılıyorsa bu ciddi bir yanılgıdır. Devlet adil ve etik çizgisini yönetsel manada korumak zorundadır. Bu sayede Anadolu'da halkımız barış içinde yaşayacaktır ve terör bölücülük Amerikancı Dincilik ( Fetö ve diğerleri) asla başarılı olamayacaktır...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tavsiyem Putin'in konumuna bakmasıdır. Putin sonrasında gerek Sergei Shoygu, Peskov veya Maria Zaharova Rusya'nın en güçlü lider adaylarıdır ki benim favorim Peskov ve Shoygudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.