1500'lü yıllarda güçlenmeye başlayan Rusya Devleti Osmanlı yükselişine engel olmuş bir devletti. Okul kitaplarına Lozan'la beraber sokulan Rusya düşmanlığı ve İngiliz Amerikan dostluğu da yıllarca Türk halkını Rusya ve Ruslara düşman etti. Cüneyt Arkın'ın Kafkasya filmleri de bu bakışa katkıda bulundu. Ülkemizde ABD'den maaş alan bazı yönetmenler yapmak istedikleri Geçmişte Rusya Çarlığı'nın yayılmacı siyasetine İngiltere kendi çıkar siyaseti gereği engel oldu. Kırım Savaşı'nda İngiltere Fransa ve Osmanlı Rusya'ya karşı zafer kazandı.
Sovyetler Birliği döneminde Türkiye'nin Britanya'ya karşı olan mücadelesinde Lenin Türkiye'ye silah sağladı. Zira Çanakkale savaşında İngilizlerin yenilmesi Komünistlerin Rus Çarı'nı öldürmesine kadar olan süreci başlatmıştı. Çanakkale Savaşı'nda ki kahramanlık destanına o kadar odaklandık ki o savaşın sadece Türkiye'nin değil Rusya'nın da kaderini değiştiren savaş olduğunu anlamadık pek. Tarih de Rus Türk ilişkileri işte böyle karmaşık bir seyir içinde devam etti.
Vladimir Putin'in 2001'de 11 Eylül'den yararlanarak Rusya'ya karşı İngilizlerin kontrol ettiği YEŞİL KUŞAK'ı kırma siyaseti başlattı bu islamcı siyaset aslında Çeçenistanda Rusyanıngüçlenmesini sağlayıp Kafkasya'da Rusya lehine istikrar oluşturup Amerikanın ve Batının elinden bu kozu alınca Orta Doğu'da da ABD'nin ve BATI'nın yenilgisi ile sonuçlandı her şey. Bu başarıda RTE'nin Rusya ile ilgili yakın ve dengeleyici siyaseti zaman içinde (her ne kadar NETO/FETO ortaklığındaki uçak krizi olsa da) Putin Erdoğan ortaklığına dönüştü.
15 Temmuz 2016 da Türk halkına ve seçtiklerine yönelik BATI güdümlü darbe başarısız olunca Rus Türk ilişkileri daha da derin bir yola girdi.
Bu ilişkinin ve Suriye'de barışın bozulması için NATO/FETO/LONDRA siparişi Karlov cinayeti de bu ilişkiyi bozamadı çünkü Uçak Krizinde oynanan oyunu gören Ankara ve Moskova bu cinayetle daha da yakınlaşmaları gerektiğini anladılar. İyi ki de anladılar.
Bir Londra stratejik planı olup londra TAŞERONU ABD'nin uygulamaya soktuğu DAEŞ le ciddi mücadele Fırat Kalkanı'yla başladı. Bu mücadelede DAEŞ'in EL BAB'ı bırakması demek savaşı kaybetmesi demek. Rakka bile EL BAB'ın yanında stratejik olarak bir hiçtir. El BAB'ı PYD'de dolayısıyla ABD de çok istiyordu hatta orayı TR'nin ele geçirmemesi için her türlü terör enstrümanı Londra orkestra şefliği ve Washington'un organizatörlüğünde sergilendi.
EL BAB'da Daeş her türlü gelişmiş Amerikan ve İngiliz silahlarıyla saldırmakta ve kıran kırana mücadele devam etmektedir. Rusya Federasyonu gelişmiş savaş teknolojisiyle ve Türkiye'nin Fırat Kalkanına destek vermeye başladı bile. Düşünebiliyormusunuz İncirlikte ki Müttefikimiz olan sözde dost ülkelerin uçakları değil de Rusya'nın Suriye'deki üstlerinden kalkan uçaklar EL BAB'da DAEŞ'e karşı savaşıyor. Bunda düşünen her Türk Vatandaşı ve Rus vatandaşı için çok önemli ibretler var. Rusya ve Türkiye Amerikalı dolar trilyonerlerinin ve Şeytani İllüminatinin hedefindeki ülkelerdir bu nedenle bu savaşta beraberce hareket etmeleri çok önemli. Bu önemi bilen Rusya ateşkes ihlali yapan ESED rejimine bile en ağır cevabı vermiş ve buna bir son vermezse müdehalede bulunacağını bile söylemiştir zira Ateşkes'in ihlali ve barışın bozulması Amerikan Londra ortaklığının işine yarar.
İşte Rusya ve Türkiye müttefik olup Amerikan terör enstrümanı Daeş'e karşı mücadele etmelerinin EL BAB'ı kurtarmak istemelerinin sebebi budur. El BAB düşerse DAEŞ Rakka'ya kadar çekilir.
Bu saatten sonra Rusya ve Türkiye Orta Doğu'da inisiyatifi ele almıştır, Orta Doğu'da Türkiyesiz ve İransız bir barış mümkün değildir. Rusya, İran ve Türkiye'yi müttefik olarak yanına almakla ABD ve Londra ortaklığına dünya tarihindeki en büyük golü atmış bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.