24 Eylülde haritasını çizip adını açıkladığım DİCLE OPERASYONU 25 eylülde gazetelerde başlık oldu. |
paylaştığım FIRAT KALKANI OPERASYONUnun ikinci aşaması paylaşır paylaşılmaz tıpkı #dövizinitürkiyeiçinboz kampanyasını başlattığım gibi hemen birileri tarafından b.k sineği gibi yapışılıp hemen sahiplenildi.
Neyse konu bu değil. Konu referanduma Türkiye'nin aldığı tavır. Ne kadar ciddi? Ne kadar samimi? Ne kadar diplomatik?
PKK/Amerikan güçlerinin ortadoğuda iki büyük hedefi var Müslüman İsraili kurmak için.
1- Fıratın Batısına yayılmak ve Akdeniz'e ulaşmak
2- Diclenin doğusuna ulaşmak ve Kuzey ırakla entekre olmak.
Bu aslında sürecin ilk iki basamağı idi. Bildiğiniz gibi Akdenize ulaşma hedefi şu an durdu. Çünkü Rusya Türkiye ve İran anlaşarak Fırak kalkanı operasyonu gerçekleşti ve PKK Amerikan güçlerinin Afrinle birleşmesinin önü kapandı. Diğer ve asıl çıkış noktası olan Amerikanın gizli desteklediği El Nusracıların İdlip bölgesinde kontrolünün sağlanması için Türk Rus ve İranlı güçlerin bölgeye yerleşmesi de Amerikan PKK güçlerinin hayallerini heveslerini yıktı.
Irak Kürtleri şu an referanduma gitti. Bunu aslında PKK Amerikan güçleri kışkırttı. Hedef belliydi.
1- Türkiye Kuzey Irak ilişkilerini zora zokmak Barzaniyi Amerikan PKK paktına çekmek (bunu gizlemek için ABD PKK referanduma yalandan karşıymış gibi oynadılar.)
2- Irak Kürtlerini daha fazla Milliyetçileştirmek ve PKK Amerikan İsrail paktının yanına çekmek ve Müslüman İsrailin alt yapısını sosyolojik olarak güçlü şekilde oluşturmak.
3- Türkiyeli Kürtlere Türk devletinin Kürt düşmanı olduğu, İran ve Irak devletlerininde Kürt karşıtı olduğu imajını vererek uzun vaade de Türkiyeli Kürtleri devletinden soğutmak ve Irakta Suriyede defakto bölünmeyi desteklemeleri sağlanmaktadır.
Nasıl çakallık ama?
Peki Türk devleti Barzani'yi neden yakın zamanda devlet başkanı gibi karşıladı? O zaman referandum konusu masaya gelmedi mi? Geldi. Peki o zaman karşı çıkılmadı mı? Çıkıldı. Neden o zaman tepki verilmedi? Konu başka çünkü.
Konjonktürel olarak Irak Kürtlerinin gazı alınması lazımdı. Barzani için referandumu yapmak Iraklı Kürtlerin gözünde en azından cesur olduğu izlenimi için şarttı. Referandum yapılmalıydı.
Türkiye'de ise referanduma karşı çıkmak zorundaydı. Sınırda tatbikat yapmak zorundaydı. Kerkük ve Musulla ilgili harekat kabiliyetini göstermek zorundaydı. Kendi halkının gazını alacaktı.
Neticede bu referandum bir çok gazı alacak bölgedeki karnı şişen siyasetin gazı alınıp rahatlaması sağlanırken en avantajlı konumda olan görünürde PKK Amerikan güçleri olacaktı.
Referandum olduktan sonra bağımsızlık süreci başlayacak, Irak merkezi hükümeti müzakere etmeyecek konuyu, Barzani konuyu müzakere etmeye çalışsada Bağdat uzaklaşacak müzakere masasından. Barzani, PKK Amerikan güçlerinin ilerde yoğun baskısıyla Bağımsızlığı Barzaniye bir süre sonra ilan ettirecek.
Bu olduğunda Türkiye nasıl ki Fırat Kalkanıyla PKK Amerikan güçlerini Cerablusta böldüyse Dicle Operasyonuyla da Musul ve Kerkük üzerinden Kuzey Irak Barzani güçleriyle Suriyedeki PKK Amerikan güçleri arasına girmiş olacak ki kendisine yönelik güvenlik tehditini yok etmiş olacak.
Neticede nereden bakılırsa bakılsın PKK Amerikan güçleri orta doğuyu yangın yerine çevirecek, ABD ve NATO diğer yandan İŞİD'e desteği vererek PKK Terör güçlerine Mali Silah ve Eğitim desteklerini meşrulaştırma gayretine devam edecek.
Nereden bakılırsa bakılsın Türkiye asla ama asla Referandumun defakto bağımsızlık sürecine gitmesinden dolayı eli kolu bağlı durmayacak değil ve DİCLE OPERASYONU kesinlikle şart olacak...
Hadi hayırlısı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.