1- Allah, Sırat'ı Kuran caddesi olarak bu dünyada medeniyetin yolu olarak belirlemişken Köprü olduğunda bu dünyanın sınav alanı olmaktan çıkarak Kuran Caddesi de 1400 yıldan beri kullanılmayan patikaya dönüşmüştür. Çünkü müslümanlar kendi alın teri ve emekleriyle samimi çabayla bu yoldan yürüdüklerinde önemli olanın yolda olmak olduğunu unuttular. Sonuca odaklanmakta direk sonucu kısa kestirme yollardan elde etme arayışını gündeme getirmiştir.
Mesela Cehennem korkusu Cennet sevdası Müslümanların süreci umursamamalarına yol açtı. Kısa yoldan dünyada Vali'yi Hükümette adamı olma Torpilci olmayı öncüllerken Ahirette de Allahın bu şekilde çalıştığını sandıran Geleneksel İslam mentalitesi Hz Muhammed'in Kainatın 2. Allahı olduğunu ilan eden Kainatın Efendisi (Rabbul Alemin) yapılması onun soyundan gelemenin temizlik arınma ve Allahın sevgili kutsal kulu olma ayrıcalığının doğmasına yol açarak Müslümanların o kişilerin Yüzü Suyu Hürmetine affedileceği saçmalığı geleneksel kafa yapısı içinde yıkımların başlamasına neden oldu. Amel veya Komüsnist kafasıyla Emek tamamen İslam Dünyasında rafa kalkmıştır.
2- Sınava hazırlanan genç bir öğrenciyi düşünün, sınava uzun ve sistemli çalışmayla hazırlandığını düşünün ve elinden geleni yaptığını düşünün, diğer taraftan sınava çalışmadan o türbe bu türbe gezen birinin sınavdaki halini düşünün. İlkinin sınavı kazanması çok kuvvetle muhtemeldir, ikincisinin ise sınavı kazanması neredeyse imkansızdır. İkincisi sınavı kazanamadığında Allaha o kadar yalvardım ama sınavı kazanamadım diyerek Allaha küsmekte ve deistleşmekte. Aslında ikincisinin deistleşmesine neden kesinlikle geleneksel din anlayışıdır. Bugün Türkiye'de İslama Hizmet ediyoruz diye Cemaatlerine kölelik şeyhlerine kulluk yapanların durumu da işte böyledir. Hizmet ettiği din aslında din değil Şeytanın dinidir. Niye mi?
"Ben sapmazdım, madem beni saptırdın bende Adem'i saptıracağım" demiştir kuranda. Şeytanın bakış açısıyla Geleneksel islamın bakış açısı arasında zerre fark yoktur. Şeytana göre sapan kendisi değil saptıran Allahtır. Aynı şekilde geleneksel islamcılar "Allah saptırmasın" gibi sapık dualar etmektedirler. Allah insanı asla saptırmaz. İnsanın kendisi sapar. Allah kulunu saptırıp hesap sorarsa bu onun Adalet ve Etik ilah olma prensibine aykırıdır.
Bu sadece basit bir örnek.
Geleneksel İslamı dikkatle incelediğinizde Şeytanın Din anlayışıyla hemen hemen aynı olduğunu Kurandan anlıyoruz. Bu nedenle geleneksel islamcı güruh Kuran Merkezli Müslümanları, Hadislerin Kurana göre sorgulanarak Sahih Hadislerin belirlenmesinı kesinlikle sevmezler. Bunu küfür bile sayarlar. Aslından kendilerinin Buhariyi Peygamber, Ebu Hureyreyi Cebrail, Hz Muhammedi de Kainatın Efendisi ( Rabbul Alemin) görmeleri sonucunda Allahu da Buhara Şehrinde Buhari tarafından Buharlaştırıldığını Allahın yok edildiğini anlamadı bile müslümanların çoğu. Biz bu gerçekleri yıllardan beri yazdığımızda bizlere Vahabi dediler, sapık dediler, Hadis İnkarcısı dediler. Oysa biz düşünen müslümanların sadece talebi DÜŞÜNMEK. Düşünen İslam modeli getirmek, sorgulamayı günah sayarak direk inanmak. Bunu da İman saymak akide sanma saçmalığına düşmek. Bu yüzden Ateizm doğru yerden başlar LA İLAHE ( İlahlar Yoktur) diyerek tüm ilahları temizlemesi gerek Sol Beyinle insan aklının. Bu daha sonra bilimsel düşüncelerle İlla Allahı oturtur sağ beyinle.
Tam da bu noktada Allah insana Sıratta bir kopya verir Tevhit Üzerinden.
Ne ye LA neye İLLA diyeceğini bilmek.
La İlahe İlla Allah demek İlahlar Yoktur Allah vardır.
La Galibe İlla Allah. Galibler yoktur tek Galip Allahtır.
La yani yasak mantıksız olan herşey, İlla yani helal yasal olan mantıklı olan herşey.
La İlahe diyebilmek için AKIL lazım.
AKIL İslamda Kalpten önceliklidir. Çünkü dünyada kalbi temiz nice samimi müşrikler, kafirler, bilmeden zulm edenler vardır. Akıl ise önce ölçüyü bulur. Doğru ölçü doğru parametrelerle doğru veriler kıyaslanarak yürünür.
İnsan için geçerli en iyi samimiyet, LA ve İLLA arasında samimiyetle neye LA ve neye İLLA diyeceğini düşünerek yürümektir.
Eğer bu düşünsel Tavafı yapmaz ise Ahirette Şefaat Köprüsü haline getirilen Kutsal Sırat köprüsünden geçebilmek için bu dünyada durmadan anlamını ve derinliğini çözmeden La İlahe İlla Allah zikrini 50.000 kere çeker durur.
Elbette tekrar eden harmonide bunu söylemek %70 i su olan insan için etkilidir ancak asıl etki beynin eğitimi ve ellerin çabasıyla olandır.
SONUCA ODAKLANMAK STRES DOĞURUR. Cenneti kazanacakmıyım? Cehennemde yanacak mıyım? Temel soru sorun bu.
Asıl soru acaba ALLAH BENDEN RAZI MI? Yeterince Yetimlere garibanlara yolda darda kalmışa ulaşabiliyor muyum? Sorusudur. Eğer Cennete ve Cehhenneme insan çok fazla odaklanırsa o zaman samimiyeti kaçırır g.t. kurtarma derdine düşer, bu korku ondan giderse inancıda bırakır. Oysa yetime garibana darda olana odaklanıldığında onlar için samimi çaba harcandığında elbette Allahın rızası bunda olacaktır.
İslama yapılan en büyük kötülük SIRAT'ı Ahirete Köprü yapmaktır. Oysa o Medine'de KURAN Caddesiydi.
Ota b.k herşeye cadde adı veren yetkililerin hiç birinin aklına Tevhit Caddesi, Kuran Caddesi, Vahiy Caddesi adını vermek gelmemiştir?
Niye?
Çünkü insanların çoğu geleneksel Müslümandır ve sorgulamayan aklademeyen Zombileşmiş bir imana sahiptirler de o yüzden. Allah İslam Dünyasını Maymun ve Zombi imanından korusun....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.