1988 1989 da Müslüman olduktan sonra en çok sorduğum sorulardan biriydi neden önce Eunzubillahimineşşeytanirracim denir neden sonra Bismillahirrahmanirrahim denir? Önce Şeytan'ın adının geçtiği kısım söyleniyor sonra Allah'ın adının geçtiği kısım. Besmele ile ilgili en popüler açıklamalardan birini Saidi Nursi yapmıştır.
Ancak onun Besmele açıklaması bana çok pragmatik geldi. Sözler adlı eserinden Besmeleyi söylemenin faziletini anlatırken iki kişi üzerinden örnek verir. İki kişiden biri çöl de bir ağanın adını andığında her yerde hüsnü kabul görür diğer gurur yapar ve o ağanın adını anmaz ve onun referansıyla geldiğini söylemez o yüzden de sıkıntılar yaşadı diye anlatır Saidi Nursi.
Kendisi bir çok onuda zamanın zeka seviyesini göre elbette ileri düzey bir açıklama yapmıştır ama böyle bir açıklamayı günümüz gençliğine yaptığınızda hemen patlatırlar size eleştiriyi. Nasıl mı?
1- Adama bak lan, Allah'ın adını çıkar amaçlı rahat etmek için almayı anlatıyor. Ağanın adını referansını kullanarak çölde rahat yaşayacağıma kimsenin adını almam daha iyi. Diyebilir.
2- Allah'ın ismi veya onun adıyla meselelere başlamak pragmatik bir yaklaşım. Peki neden "Eunzübillahimineşşeytanirracim" neden önce söylenir?
Evet gençlik bu soruları da sorar adama zınk diye kalırsınız.
İlk Müslümanlar "Eunzubillahimineşşeytanirracim"den anladıklarıyla bizim anladığımız diyanetin veya cemaatlerin anladığı aynı şey değil. Nasıl mı? Gelin kulak verin yazdığıma...
İlk müslümanlar Taşlanmış RACİM kelimesinden iki şey anladılar.
1- Taşlanmış
2- Taşlaşmış
Birinci kısımda taşlanmış demek o dönemde yalan söyleyen yalakalık yapanlar yüzüne övenlere kum veya taş atılırdı yüzüne sussun diye. Hz Muhammed de kendisini övenlerin suratına kum atardı bırak salavatı ve mevliti. "Adımı duyunca bana salavat getirmeyen ve beni övmeyenin burnu sürtülsün" der mi bir peygamber. Bu kadar bencil ve çıkarcı mı olur bu egodur. Bu uydurulmuş Muhammed figürünün danıskasıdır...
Birinci konuda uyarı Ahlaksızlık yapmamak vicdansızlık yapmamak uyarısıdır. Her kim ahlaksız ve vicdansız davranırsa taşlanırdı itilir toplum dışına çekilirdi oto kontrol vardı.
İkinci konu ise taşlaşmış ki bu Türkçe de bile fardır. Bu Taş kalpli sorumsuz umursamaz bencil çıkarcı yavşak tiplere denir.
Dolayısıyla Besmeleyi çekmek için önce bir insanın adil ve etik olması sorumlu ve vicdanlı davranması gerekir. Bu iki unsur yoksa o zaman Allah'ın Rahman ve Rahim yani Merhametli sıfatlarını çağırarak meselelere başlaması boştur zırvadır.
Bu konu benim 25 30 senelik bir sorgulamamdı. Bunun gibi sorguladığım yığınla meseleyi kafamda mantık, diyalektik, araştırma ve komünist realist perspektifle çözdüm. Çözüklerimi de sizlerle paylaştım.
Esasen bu konu diğer sorguladığım bir konu olan ve 10 sene önce de bloglarda yazdığım LA İLAHE neden önce söylenirle aynı sebebi taşımakta.
La ilahe, önce tüm sahte ilahlara hayır demekten geçer. Bu sahte ilahların içinde Emevilerin oluşturduğu kendi Peygamberine aşık olup sırf onun hatrı için varlığı kendi El Halik ismini unutarak yaratmış olan Paralel Allah ta var. Evet malesef toplumun kafasındaki Allah Kurandaki Allahla asla örtüşmez. Kuransda kendi peygamberine Ya Muhammed diyen aklı başında adil ve esmalarla kendine kişilik belirlemiş Allah var.
Emevilerin uydurduğu Allah ise kendi peygamberine aşık, aklı bi karış havada, sırf bir kulunu seviyor diye onun sevgisini hak etmeyen bir dangalağa da hadi sende gir cennete canımm diyecek kadar nepotik kör ve aşktan mecnun olmuş Allah da var. Aslında böyle bir Allah yok. Bu uydurma Allahtır. Esasen Kurandaki Allah'ın ortaya çıkmaması için Kuran'ın okunması yanlış anlaşılır diye insanlara açıklaması yapılmamış. Çünkü onlar yani geleneksel islamcılar yürüttükleri Din Ticaretinin sekteye uğramasından korkmuşlardır. Kaderin içine Allah'ın şerli olduğunu da belirterek Şerin de Allahtan geldiğini ilan ederek en büyük haksızlığı Kurandaki Allaha yapmışlar ve oluşturdukları Esmalarda olmasada EŞ Şerr isimli Allah'ın zalimliğini de ilan etmişlerdir.
Geleneksel İslamcılık bugün Ateizm ve Teizm'in değirmenine su taşımakta olup yarattığı Nepotik Allah modeli ile din içkisini Rabıta üzerinden yürüterek Sorumluluktan insanları uzaklaştırarak içip içip sarhoş olmaktalar ve kendileri gibi inanmayanlara da acımaktadırlar.
Benim okuyucu ve takipçilerimden ricam daha cesur olmaları. Aslında toplumumuzda bir değil İki tane hatta daha çok Allahlara inandırıldığımızın altını daha güçlü çizmemiz lazım.
Eğer cesur olmaz isek geleneksel kesim iki milyar müslümanı hala atalet içine sokup aptallaştırarak sömürülerine devam edecekler. Bunun önüne sonuna kadar geçmemiz lazım.
Daha çok düşünmeli, diller öğrenmeli ve ürettiklerimizi de cesurca daha fazla yazmalı ve konuşmalıyız....
ÇÜNKÜ
"Cesareti olmayanın esareti bol olur..."
Yazar Ayhan Özcimbit
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.