www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

17 Haziran 2022 Cuma

POLİS NE DEMEK? POLİS'TEN NE ANLAŞILMALI?

 


Polis mana olarak Yunan dilinden gelmektedir ve anlamı Şehir demektir. Şehir anlam olarak Arapçada Medine demektir. Medeniyet kelimesi Medineden yani şehirden gelmektedir. Polis'in medeniyetle çok yakın alakası var. Hatırlayacağınız üzere Sırat'ın bir köprü değil bir Cadde olduğunu kelime kökünün antik yunancadan geldiğini mana olarak Medeniyeti ifade ettiğini zira Caddenin üzerinde kurallar bulunduğunu bu kurallarında yapamazsın diyen yasakların sınırların olduğu sol taraftaki haramlar, sağ tarafta müsade edilenler Helaller olarak görebileceğimizi ve Trafik işaretinin de arapçad a AYET anlamına geldiğini ve Medine yani şehirde medeniyetin Caddedeki hal ve hareketlerle kontrol edildiğini açıklamıştım. 

Neden bunları yazmaktayım? 

Lütfen dikkatle okuyunuz...

Polis, şehirde medeniyeti temsil eder ve halkın şehre ait yaşam düzeninde kontrol gücüne ve devletin tüm emir ve yasaklarını uygulamakla görevli güvenlik güçleridir. GÜVENlik diyorum Güven çok önemlidir. Güven yoksa İman da yoktur inançta yoktur. Bu nedenle Polis kesinlikle kendisine duyulan güvene inanca asla ama asla halel getiremez. Polis armasının üzerinde bulunan ve ay yıldızın kenarında yazan küçük yazılarda Polisin Medeniyete nasıl bir katkısı olacağı aslında belirtilmiştir. Bu nedenle Polis kendisine olan Güveni boşa çıkartmamakla ve halka özellikle de ülkemizi bizlerden teslim alacak olan örnek olduğu ilkokul anaokul orta okul çocuklarına kesinlikle rehberdir ve takip edilen özenilen meslektir. 

Polis asla devletin kendisinin koyduğu kuralları çiğneyemez. Çünkü korumakla yükümlü olduğu kanunların bile üstünde olamaz kendisi. Anayasada ne varsa ilk önce kendisi örnek olması gerektiği için o yasalara uyar. Mesela Kırmızı ışıkta durur, yaya geçiyorsa yay geçidinden ilk önce o durur ve geçişe izin verir. Acil ve sıkıntılı bir durum yoksa asla Emniyet Şeridini meşgul ederek o yolu kullanmaz. 

Benim kızım küçüklüğünden beri çok dikkatli. Kızım polis olmak istiyordu küçükken. Ancak kırmızı ışıkta polis arabası geçerken gördü, yayalara yol vermeyen bazı polis araçlarınıda gördü. Çakarlı ve hız kurallarını ihlal ederek acil görevde olmasa bile emniyet şeridinden giden Polis araçlarınıda gördü. Kızım bana sorduğunda "Baba hani polis medeniyeti temsil ediyordu?" Devletin kanunlarını ilk önce Polis amcalar ihlal ediyor dediğinde bir şey diyemedim...

Umarım polis okullarında bu yazım okunur ve polis adayları devletin koyduğu kanunları uygulamada çok hassas davranırlar ve küçük çocukların bile gözlerinden yaptıkları hataların kaçmadığını anlarlar...

23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı çocuklara armağan olmuş bir bayramdır.. Çocuklar bu özel ve güzel bayramla kendilerini öz güvenli hissederler. 

Ancak çocuklarımıza değer vermek sadece bayramla olmaz. Anneler babalar ve Polisler hal ve hareketlerine dikkat etmeli zira cin gibi gözleri olan çocuklar onları izliyor...

Çocuklarımıza eğer Gönlü Zengin Gönül Türklüğünü ve İslamı Medeniyet olarak bırakacaksak onların gözlerinden kaçmayacak ihlalleri asla ama asla hiç bir kamu memurunun yapmaması gerekir. Güçlü Türkiye sadece İHA SİHA İDA roket füze MMU uçaklarını yapmakla değil, sağlam kişiliği olan adil ve etik dürüst ve güvenilir nesiller yetiştirmekle olur ve bu sadece anne ve baba ile değil GÜVENlik Güçlerinin de hal ve hareketlerine dikkat etmesiyle olur. 

Unutmayalım ki Türkiye ancak iyi yetişmiş öz güvenli çocuklarla geleceğe uzanır. Anadoludan İslam ve Gönül Türklüğünün silinmemesi için Polisin Medeniyetimizin ve Cumhuriyetimizin Bekçisi olduğunu anlamamızdan geçer. 

Vatanı sevmek önce görevini doğru yapmaktan geçer. 

Bu medeniyetin de can damarı olan unsurdur...

Görevini hakkıyla yapan tüm polis bekçi kardeşlerimizi kucaklıyor onlara ALLAH RAZI OLSUN SİZDEN diyor ve selam söylüyorum....

Ayhan Özcimbit


16 Ocak 2022 Pazar

TÜRK OLMAK NEDİR? TÜRKLÜĞÜN KISA ANALİZİ

 


Türklük ikiye ayrılır 

1- Kan ve Irk Türklüğü

2- Gönül Kalp Yürek Türklüğü...

İlki Orta Asya'yı Amerikan Kızılderililerini, İnkaları Aztekleri Mu uygarlığını kapsayarak bir ucu Amerika kıtasını bir ucu kutuplardaki Eskimoları, diğer ucu merkezde Orta Asya kalmak kaydıyla Japonya Kore, Altay olmak üzere Anadolu Macaristan Balkan Türkleri, Orta Doğuda Aşkenaz Yahudilerini, Kırımda Karay ve Kırımçak Yahudilerini, Kuzey Afrika Tuareglerine kadar uzanır. Kuzeyde Tataristan ve Estonya Fin Laponya güneyde ise Mısırdaki Kölemenlere kadar geniş bir coğrafyada bulunur.

İkincisi ise belli bir coğrafyaya asla hapis değildir. İkincisi Ay ve Yıldızın temsil ettiği İslamın sembollerine sahip çıkan bir ucu Orta Asyadan Pakistan Endonezya Bangladeş ve Arakan Filipin Müslümanlarından tutun diğer ucu Fas'a Nijeryaya Mali Senegal Somali gibi Afrika ülkelerinde Hz Bilal'in memleketi ve ÜNLÜ OSmanlı İstihbarat Elemanı Zenci Musa'dan Kuzeyde Tataristan, Balkan Müslümanları Kafkas Müslümanlarını Suriye'yi Ürdünü Filistini kapsar. 

İşte Türkler ve Türkiyenin kapsama alanı Turkcell'den daha geniş bir alanı çekmektedir. Ben eski bir Komünist ve araştırarak müslüman olmuş biri olarak Gönül Yürek Kalp Türklüğünü seçenlerden ve öenmseyenlerdenim. Elbette ilki de önemsiz değil. Ancak ilki ikincisine Hizmet etmek zorundadır ikincisi ilkine değil. NİÇİN?

ÇÜNKÜ, Türklüğe ruh veren bir anlayış vardır bu anlayış 750 yılı Talas Savaşından sonra tekamül yaşamıştır...

Bu tekamül geçiren Türklük kendi değğerleriyle İslamın ilkelerini birleştirmiştir. Peki Türklüğün İslamın ilkeleriyle özdeşleşen kendi ilkeleri nedir?

Bir kere söz konusu yurdu değerleri ülkesi vatanı olduğunda asla ama asla korkmaz ölüme gitmekten. Bu uğurda can da verir can da alır. Korkaklık ve Türklük aynı anda yer alamaz. Korkaktan Türk olamaz. Diğeri nerede aman dileyen mazlum varsa onlar için mücadele edebilir. Mesela Zalim olan kendi ırkından olan biri bile olsa Mazlum olan ırktaşı olmasa bile kesinlikle mazlumdan yana yer alır. Karadağ'da Ermeni işgalinden kurtuluş mücadelesi verirken aynı Ermenistanla husumeti devam ettirmenin anlamsızlığını bilerek masaya oturup Anlaşma yolunu ve sınırları açmayı da adalet gereği konuşabilir. Kan davası gütmez. Bilirki ataların günahlarını torunları çekemez bu da İslama da aykırıdır. Savaşta yendiği insanların yaralarına tuz basmaz Türklük.

Gönül Türklüğü aşağıdaki İslamın Kuranın ve Fatihanın 7 Temel İlkesine göre hareket eder. Bu Temel İlkeler için var olur. 

1- Racimle gelen Ahlaklı Olma İlkesi. Önce Ahlaklı bir dil el ve bele sahip olacak ki Bi İsmi Allah demek için Eusu ve Racim başta gelir. Bu Eline Diline Beline Sahip olmadıktan sonra Allah demenin İman demenin boş olduğunu bilir. ( Eusubillahimineşşeytanir RACİM)

2- El Hamdu ile gelen Nankör olmamak ilkesi. Gönül Türklüğü kendisine her nimeti bağışlayan Allaha ve iyilik sahibi her insana Şükrünü ve Teşekkürünü sunan bir Centilmen ve Bir Hanım Efendi Medeni KİŞİLİKTİR. (El Hamdulillah İlkesi)

3- Er Rahim ile gelen iyiliği karşılıksız beklentisiz yapabilme Samimiyetidir. ( Er Rahman Er Rahim İlkesi

4- Yeumiddin İlkesi, Bir Türk yaptığı her kötü ve iyi eylemin ne olursa olsun özellikle Yurt dışında Türklüğe ve İslama etiketleneceğini bilerek SORUNLU DEĞİL SORUMLU DAVRANMAK ZORUNDADIR. Bundan dolayıda Ayrıca Allaha hesap vereceğini bilir. 

5- IYYAKENASTAİN İlkesi, Aracısız ve sadece Allahtan umarak azim ve kararlıklıkla yürümek. Torpil beklentisi ile veya kendisini Şefaatçi diye tanıtan Din Şarlatanlarına bakmadan beklediğini umduğunu Allahtan umarak Tevhide helal getirmeden yürümek.

6- SIRAT İlkesi, Sıratı bir ahirette bir köprü değil üzerinden bu dünyada yürünen şehirlerde olması gereken kuralları ayetlerle (Ayet Trafik İşareti demek) belirlenmiş yolda yürüme Süreç odaklı olmak sonuç değil, sefer odaklı olmak Zafer odaklılık değil şeklinde paragmatik kafa yapı ve materyalist makyavelist zehirli düşüncelerden uzaklaşmak. SÜREÇ ve SÜREÇLEME (Algoritmik ) Hareket etme ilkesi.

7- VELADDALİN İlkesi, kimseye benzememe çabasıyla Araplaşmadan Bedevileşmeden Mümin, Batılılaşmadan Gavurlaşmadan MEDENİ olmanın yolundan gitme ilkesi takip etmektir. Taklitçi değil Tahkikçi olma ilkesi. 

Gönül Türklüğü ay ve yıldıza tapmaz, onun sembolleştiği ( Hilal Allahı Kuranı, Yıldız Hz Muhammedi ve Sahih Sünneti sembolize eder) bayrağa saygı duyar. 

Diğer milletlerle Varlıkta Allahın yarattığı insanlar olarak görür ve onların kültür dil ve inanışlarına saygı duyar zorla değiştirmez. Onların mazlumlarına yardım eder zalimlerine karşı mücadeleden veya gerekirse savaş açmaktan çekinmez. Adalet en önemli Türklük ve İslamın ilkesidir. 

Kan Türklüğünün sınırları bellidir ama Gönül Türklüğünün sınırları yoktur. Nerede bir mazlum varsa o Gönül Türklüğünün sınırları içinde yardım edilecek uğrunda mücadele edilecek insandır. 

           Gönül Türklüğü Fedakar Merhametlidir, Yürek Türklüğü Cesur Adil, Kalp                             Türklüğü          ise               RABBINA AŞIKTIR. Rabbını secdede Alnıyla öper,                  Rabbına Samimiyetini            Cebindeki elindeki          Garibanla paylaşarak                         gösterir. Rabbı için gerekirse Canını          da verir.  

         Aptal, Cimri, Korkak, Ayrımcı bir kişi asla Gönül Türkü asla olamaz...

Selam olsun Adil Cesur Cömert Bilge ve Merhamet sahibi her GÖNÜL TÜRKÜNE!!!!!

( YAZI kitaplarımdan alıntılar içerir. Kaynak verilerek paylaşım yapılabilir. Bu yapılmaz ise FSEK Kanunları ve Kul Hakkı İhlak edilmiş olur).... 



28 Temmuz 2021 Çarşamba

HUKÜMETİN GÖÇMEN POLİTİKASININ 2023 SEÇİMLERE ETKİSİ


 2023 seçimleri hızla yaklaşmakta. Hukümet gerek pandemi döneminde gerekse göçmen politikasında son derece kötü sınav vermeye başladı. Her gün on binlerce kaçak göçmen Afganistan Suriye, Orta Asya ve Afrika ülkelerinden Türkiyeye giriş yapmakta ve sınırlarımız kevgir gibi malesef. Ülkemiz tek başına kaldırabileceğinden çok daha fazla göçmeni taşımakta. Şimdiye kadar halkımız gerek Suriyeli göçmenlere savaşın başından beri yardım etse de ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve pandemi şartlarında yaşanan işsizlik sıkıntılar kendi halkımıza devletin yetersiz yardımları ile son derece zorlu bir süreçten geçilmekte. Hukümet AB ile imzaladığı gerikabul anlaşmasında Vize Serbestiyetini bile sağlayamadı. Esasen Hukümet 2004 den beri KIBRIS Siyaseti dahil hiç bir AB Siyasetinde gözle görülür başarısı malesef yok. Elindeki hiç bir kozu kullanamadı kullanamıyor...

Türkiye'de halkımız daha fazla göçmen istememekte. Çünkü bunun çok çeşitli nedenleri var.

Bunlar sırasıyla;

1- Suriye ve Afganistandan gelen insanlar arasında sıradan ve halktan insanlar değil aynı zamanda Amerika bağlantılı İşid Taleban terör örgünlerinden de insanlar gelmekte. Çinden Türkiyeye gelen Çeçenistandan Türkiyeye göç edenler arasında İŞİD EL KAİDE gibi Selefi düşüncesine yakın terör örgütleri sempatizanlarıda gelmişti geçmişte. Onların gelmesine izin verildi sonrada hepsi tutuklanmaya başlandı ve bir kısmıda tutuklanacağını anlayıncada bir kısmı Letonya Lituanya Polonya gibi bu unsurları Rusyaya karşı kullanabilecek Batı ülkelerine Rusya ile sınırdaş yada sınırına yakın ülkelere geçişine izin verdi Nato. Afganların içinde de Taleban sempatizanlarının olması ülkemize Afganistanın iç sorunlarının taşınması demek. Helede bu insanlara ilerde oturma izni verildiğinde çoğu muhafazakar ve Cumhuriyet düşüncesinin düşmanı olanlar kesinlikle ülkemizdeki Cumhuriyet düşüncesine düşman olanlarla birleşip ülkemizde iç savaş veya karışıklıklar çıkartma potansiyeli bulunmakta.

2- Gelen göçmenler her hangi bir entegrasyon programı görmeden İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlere akın etmekte ve kağıt arabalarıyla motorlarıyla şehrin içinde hiç bir polis veya zabıta kontrolü olmadan kağıt toplamakta veya görmezden gelinmekteler. Çoğu sınırı kaçak geçtiği için kayıtları olmadan yaşamaktalar. İşledikleri suçlarda asla bulunmamaktalar. 

3- Şu anda Türk halkı tıpkı bir zamanlar AB ülkelerinin vatandaşları gibi gelen göçmenlerden dolayı duydukları kaygıların aynısını yaşamaktalar hatta daha fazlasını. 2023 den sonra tüm dünyada baş gösterecek olan kuraklık ve düzensiz yağış rejimin oluşturacağı gıda pahalılığı ülkemizide etkilerken, daha beter durumda etkilenen ülkelerden kaçak gelmeye çalışanlar daha fazla olacaktır...

Diğer yandan bu insanların kayıtları olmadan yaşamaları organ mafyasının da işini kolaylaştırmakta ve kimi göçmenler organ ticareti yapan insanlarında eline düşmekte. Moskovada binlerce kaçak Özbek göçmen kaybolmakta ve çoğunun organ Mafyasının eline düştüğü sanılmakta. Tıpkı ABD içinde Meksikalı göçmenlerin durumu gibi. 

Hukümet derhal bir göç politikası oluşturmak zorundadır. Bu kadar insanla tek başına Türkiye baş edemez...

AB ile yapılan Göç anlaşması derhal iptal edilmelidir. Bu göç anlaşmasında AB kendi yükümlülüklerini asla yerine getirmemektedir. Bu anlaşmayı Erdoğan ülkemizin AB ye karşı kozu olarak tutmak istiyor ama bu anlaşma şu an Erdoğanın kendi siyasal geleceğini tehlikeye atmaya başlamıştır. 

CHP gibi bir lideliği olmayan partiye halkımız şimdiye kadar oy vermek istemiyordu, hatta İYİ Parti gibi ABD ve AB ile dirsek temasında olan partiyede halkımız güvenmiyor ama böyle giderse halk herşeye rağmen daha fazla göçmen istemediği için muhalif partilere oy verecektir ve 2023 seçimlerini Erdoğan kesinlikle kaybedecektir eğer başarılı bir iç ve dış siyaset uygulamazsa.  

Zaten Erdoğanın doğum haritası 2022-25 yılları arasını hiç de iyi göstermiyor ve kendise Astrolojik olarak haber verilen bu zor dönemi atlatması oldukça zor....

Seçimler 2022 yılında erken alınırsa kazanma imkanı daha fazla. 2023 ise ben kesinlikle iktidar olacağına inanmıyorum. Üstelik 2023 de karşısına kim gelirse gelsin kazanma imkanı olmadığını düşünüyorum Satürnün sert etkisinden dolayı...

Benim tek üzüntüm şu. Herşey 2010 öncesine dönecek. ABD tekrar Türkiyeyi ve MIT'i kontrol ederek bir seri cinayetleri işletip masum insanların üzerine suç yıkılarak PKK yeniden güçlenme imkanı bulacaktır...

Keşke yanılsam...

4 Ocak 2021 Pazartesi

KAN TÜRKLÜĞÜ’NDEN GÖNÜL TÜRKLÜĞÜNE, TÜRKLÜĞÜN SERÜVENİ NEREYE YOL ALMALI?

 


Orta Asya’nın sert bozkır ikliminde göçebe kültürü ile bu şekilde doğan Türklük, tarihsel süreçte dünyanın gidişatına askeri, sosyal, kültürel, bilimsel olarak yön vermiş olan bir olgudur. Orta Asya steplerinde tüm Asya’da kuzenlerimiz olan Moğol ırkıyla beraber adaleti, düzeni, medeniyeti taşıyan bir ırktan bahsediyoruz. Düşene el uzatan, aman dileyene kılıç vurmayan, mazlumu koruyan zalime kan kusturan bir ahlak anlayışından ve sorumluluk duygusundan bahsediyoruz.

Türklük ailesinin iki kolu var. Birisi yukarda saydığım ilkelerle bezenmiş olan ve bu olguyu atasından anasından aldığı kültür ve yüksek ahlakla yoğuran KAN TÜRKLÜĞÜ, diğeri ise bu ülküyü Orta Asya’dan alarak başta Avrupa’ya Anadolu üzerinden taşıyan ve özünü Hoca Ahmet Yesevi’den alan İslamla yoğrulmuş olan bu hamuru sabırla ve azimle mücadele ile pişiren gönlünün ekmeğini mazlum ezilen halklarla bölüşen ve bu yüksek misyonu görüp de buna hayran kalarak gönlünü TÜRKLÜĞE kaptırarak İSLAMLA şereflenerek Türklük ailesine farklı bir ırktan gelse bile severek bu aileye katılan GÖNÜL TÜRKLÜĞÜ MİSYONUDUR.

Kan Türklüğünün sınırları Batıda Edirneden, Budapeşte’den, Estonya, Sancak’ta ki, Üsküp’te ki, Kırcali’deki Balkan Türklerinden başlar kandaş olduğumuz kuzenlerimizin yaşadığı Ulan Bator, Seul, Pyon Yang, Tokyo’ya, Altay dağlarını aşıp Bering Boğazından geçip Kuzey Amerika Eskimoları, Amerikan Kızılderilileri, Maya ve Aztek kabilelerine kadar en Doğu’ya ulaşır. Kuzeyde Finlandiya’nın Laponya’dan, Moldova’dan Gagavuzya’dan başlar ve Kuzey Afrika’daki Tuareglere ve Mısır’daki Sudan da yaşamış orada kalmış olan kandaşlarımıza kadar gider.

Gönül Türklüğünün sınırları ise AY YILDIZ’IN gölgesinde En Batıda Fas’tan, Senegalden başlar, Pakistan, Afganistan, Hindistan dan en doğuda Malezya ve Endonezya’ya kadar uzanır. Kuzeyde Tataristandan Kazan’dan başlar güneyde Afrika’nın güneyindeki Tanzanya ve Darus Selam’a kadar uzanır.

Görüldüğü gibi Türklük küçük bir coğrafya değil neredeyse tüm dünyayı kaplayan büyük bir misyon ve gönül olayıdır.

Eğer bir mazlumun eline diken batsa gerçekten kan ve gönül Türkü olan bir insanın içi daha başka sızlar. Türk asla ölümden korkmaz, mazlum ve doğru ilkeler için savaş bir onurdur. Kınayanın kınamasından korkmaz. Kandıran, korkan, etik ve vicdan dairesi dışında olan ve güvenilmez olan bir tip asla Türk olduğunu iddia edemez. Çünkü ilkeleri parametreleri çiğnemiştir ve bu dairenin dışına kanı Türk bile olsa itilir. Ancak, Türklüğe hayran olan kendini Türk gibi hisseden Adalet ve Ahlakı ilke edinen her insan bu dairenin içine isterse siyah derili olsun fark etmez Türklüğün sınırları içine girer. Türkler beyaz ırktır ama kim ezilmişse, ezilen Afrikalıysa yüreği Afrikanın renginde olur, ezilenin deri rengi Türkün kalbiyle aynı renkten olur. Çünkü bir Türk bencil olamaz.

İslamın AY ve YILDIZI bugün hem Kan Türklüğünü hemde GÖNÜL Türklüğünü birleştirmiştir. Azerbaycan Türklerinin acısını Türkiye Türkleri kalbinde kafasında hem Kan hemde Gönül Türkleri olarak hissetmiştir. Pakistan ise kanı Türk olmasa da gönlü her daim Türk olan ve daima Türkleri desteklemiş olan GÖNÜL TÜRKÜ bir ulustur ve kardeşimizdir. Bu kardeşlik bayrağı Ayyıldız olan Libya’da da geçerlidir Arap olsalar da. Türklüğü desteklemeye söz vermiş olan Emirlerin ülkesi Katar için de bu geçerlidir ve tüm Araplar arasında Katar’ın ayrı bir Türkiye sevdası vardır. Katar Türklere kılıç çekmeyen ihanet etmeyen Arap kabilelerinin kurduğu bir ülkedir ve Orta Doğudaki Pakistan gibidir.

Türkiye, Azerbaycan, KKTC artık ortak bir çatı altında Konfederasyon olmalıdır. Bu konfederasyona daha sonra diğer Kan Türkü ve Gönül Türkü ülkeler katılarak yeryüzünde adaletin ve vicdanın hakimiyetini kurabilirler. Tıpkı eskiden olduğu gibi. Bu kapsamda Rusya Federasyo’nunuda bu konfederasyon içinde olması gereken ülkelerden görmek zorundayız. Rusya Federasyonu’na asla sırtımızı da dönemeyiz. En çok Türkün yaşadığı ülkelerden biridir Rusya Federasyon’u. Çünkü Lenin, Putin vb hangi Rus’un geçmişi kazınsa altından mutlaka bir Türk köken, Tatarlık çıkmaktadır. Rusya Federasyonu’nun geleceği Türklükle beraberdir. Çünkü ülke topraklarında bir çok Türk yaşamakta ve Türk Cumhuriyetleri bulunmaktadır. Şu anki Rusya federasyonu Savunma Bakanı Sergei Şoygu da bir Tuva Türkü’dür ve Türkçe anlamaktadır. Rusya Federasyonu da Türkiye ile ilişkilere önem vermektedir. Dünya Türkleri vizyonunu dar tutamaz. Sadece kan Türklüğüne sıkışamaz, sadece Gönül Türklüğüne de sıkışamaz. İkisi beraber bir kuşun iki kanadı gibi düşünülerek hareket edilmeli. Ancak bu sayede dünyanın huzur bulacağı adalet ve vicdani bir düzen kurulabilir.

Türkler kesinlikle ahlakı bozan şimdiki dizileri yapamazlar, bunun yerine kendilerine gelmelerini sağlayacak ERTUĞRUL, METEHAN, FATİH, ATİLLA, CENGİZHAN, TOMRİS, BERKE KAĞAN, ATATÜRK gibi nice yiğitlerin yüksek ahlak ve adalet olgularını konu alan filmler yapmalıdırlar. Bu diğer ırkları küçümseyen bir misyon değildir, bu kendi ırkındaki güzellikleri tanıtan yayan bir misyondur.

Kendine ben Türküm diyen her bir birey bu geniş vizyon ile hareket etmek zorundadır.

 

 

4 Aralık 2020 Cuma

NEDEN KURAN HZ MUHAMMED'E "ARKADAŞINIZ" DEMEKTE? Kul ve Huzur, Köle ve Saadet - Kavramları Doğru Okumak


 Köle ve Kul arasında İngilizce çok güzel bir ayrım yapmış. Mesela Köle demek Slave demek yani köle mana olarak birisinin sahipliğinde hareket özgürlüğü asla olmayan kendi iradesiyle özgürce hareket edemeyen ve Efendisinin sözünden istesede çıkamayan tüm özgürlüğü elinden gitmiş kişi demek. Bu kişi zamanla düşünemez. Kendisine Efendisinin öğrettiği öğretilerden emir ve yasaklardan dışarı çıkamaz ve asla efendisini kesinlikle eleştiremez eleştirmesi beklenemez. Efendisine bağlılığının temelinde sahiplenilmişlik vardır. Kendisini mal gibi hisseder ve zihniyeti de kesinlikle mallaşmıştır. Düşünmesini üretmesini zor zamanlarda kurtuluş reçetesini asla bir köleden bekleyemezsiniz. 

Diğer kelimemiz KUL, bu kelime her ne kadar köle ile karıştırılsada Arapça'da bunu İngilizce yine çok iyi bir şekilde aktarır ve bu kelimeye Servant der. Servant kelime olarak KUL'un karşılığıdır. Servant mana olarak Türkçe'ye Hizmetkar demektir. Hizmetkar özgürdür. Allahı sevdiği için onun hizmetinde bulunur. Ancak The CIAmaat bu kelimenin içini boşaltmış her ne kadar Allaha hizmeti kastetseler de aslında ABD Emperyalizmine hizmet bunun kapsam alanı içindedir. Neyse, biz dönelim KUL'a. Kul sadece Allahı Efendi görür, ancak Allah kulunu KÖLE gibi görmez. Allah kendi kuluna tercih hakkı vermiştir, haramlar ve helaller bellidir ve hangisine uyarsa onun sonucunu sadece inancı değil inancının gereği yansıma olan Ameli emeği gereği karşılığını alacaktır. Çünkü Allah asla Kulunu angarya çalıştırmaz emeğini zayi etmez. Günah bile işlese emek harcamıştır ama yaptığının kötü sonuçları olduğu için onunda karşılığı olacaktır ama ceza şeklinde. 

KÖLE ZİHNİYETLİ OLMAKLA MÜCADELE

İslam dünyası 2 milyar nüfusa sahiptir. Allahı Hz Muhammed'i Vahyi tamamen olması gerekenin zıddı olarak algılamakta ve tam bir KÖLE ZİHNİYETİNE sahiptir büyük çoğunluğu. Nasıl mı? Açıklayayım.

1- Kendisine öğretilen hurafeler kesinlikle Kuranın üstünü örtmüş ve aklı kullanmanın satrancın günah sayılmasının teslimiyeti Sünnetullahı görmezden gelme olarak algılamanın kaçınılmaz yanlışı içindedir. Kader anlayışı Kuranda anlatılan Şeytanınkiyle aynıdır (Madem beni saptırdın bende bunları saptıracağım der şeytan. Saparken Allahı suçlar ama başarıyı saptırmada görür ve buradan Allahı kovar kendi kanısına göre) , Sabır anlayışı da Şeytanınkiyle aynıdır ( Allah mücadelede yılmamada zorluklara karşı dayanma gücünü kast ederken geleneksel müslümanlar zalimin zulmüne ses çıkarmama veya hakkını aramamaya kuru kuru oturup Allahın yardımını beklemeye Allahı Kul gibi Hizmetçi görme saçmalığına sabır der. Aslında Allah insandan bekler ama bu inanışta insanda Allahtan bekler herşeyi). 

2- Bir çok islam ülkesinde kadın sosyal hayatın dışında ve öözgür düşüncesi tamamen elinden alınmış kendisine güvenilmeyen her an yanlış yapma potansiyeli olan kimi yerde araba bile sürmesine izin verilmeyen ve cehennemin çoğunu onların dolduracağına inanılan, muayyer günlerinde PİS sayılan geleneksel İslamcılığın tamamen zırvalarıyla zavallı konumdadır ve İslam toplumlarının sol bacağı sol eli sağ beyni yok edilmiş durumdadır neredeyse.

3- Kuran ve Sünnet diye ikiye ayrılmış, zamanla Sünnet uydurulan hadislerle şişirilmiş, YETİM'E garibana yardım Maun suresince Namazın kabulüne baş şart iken Ritüel Huşuyu boğmuş iki yüzlü namazı severek kılamayan zorla kıldırılan Kabir azabıyla sadist Allah modeli ile herkesi Hz Muhammedin hatrına affeden Nepotik Allah paradigmaları içinde kendi ilahlarıyla dalga geçen rivayetleri esas sanarak vahyin önüne getirmişler ve o sahte Sünneti gerçek sünnet sanmışlar, o Sünneti Hz Muhammedin gerçekten uyguladığı Kuranda örnek alın denilen sünnet zannederek Şeriat'ın Sırat olduğunu unutrak onu Ahirete köprü Fatihanın 7 çok önemli ilkesini boğarak onu KASALAR MASALARA SIRALARA YOLLARA HAYATA yazacakları yerde ölülerin Mezar taşına layık görmüşlerdir. Bu kafanın 6 milyonluk İsraili yeneceğini sanmak tamamen boştur. Çünkü Yahudi Muhaddisler sonradan Müslüman olduk görüntüsüyle Müslümanları fena tongaya düşürmüşlerdir ve olayın kilit noktası işte bu Kurandan kopuk sünnetlerin "Onu takip edin derken" kimsenin aklına Buharinin Ebu Davut'un vb Yahudi kökenli olduklarını araştırmak bile gelmemiş. 

4- Kuranda Allah Hz Muhammed Cebrail Musa Kadın Selam (Huzur) kavramları tamamen doğru çizilmiş Allah Kurana muhalif Kuran gibi Hz Muhammedden geldiğinin sanılacağı ama Kuranın örtülmesine vesile olan kitapların Kuran benzeri gb sunulacağını uyarsada asla buna kulak asılmamış. Kul, Arkadaş, Rehber olduğunun vurgusu defaatle yapıldığı halde Hz Muhammed bugün bir Şefaat putu, Kainatın Efendisi (Rabbul Alemin demektir ve bu sadece ALlaha denir), Namazda camide Allah ile aynı Kıble yönünde adı yazılan Allaha neredeyse eşit denk ve benzeri şeklinde lanse edilen tamamen Kulluğu ve Elçiliği rafa kaldırılmış bir kişilik olmuştur. Bu yüzden Selam (Huzur veren Allah demek) olan Allahtan, vahiyle gelen İslam (Huzur veren sorumluluk demek) Müslim olan(Huzuru verene inanıp Huzur veren inancın sorumluluklarını yerine getirerek Huzur dağıtan güvenilen Teslim olmuş Kul demek) manalar rafa kalkarak tamamen rivayetlerle daha mahkeme yüzü görmeden işkenceye mezarda başlanılan, namazı kaçırmanın büyük suç olup da Yetimin hakkının verilmesinin göz ardı edildiği ( Tüm malların en az kırkta biri ve mirastan kesinlikle garibana yetime pay ayırmak gerekliliği) ritüele boğulmuş bir islam şeklinde, namaz kılmayanın, sakalsız kuran okuyanın idamının, vb şeriat sanıldığı terörün ve teröristin şiddetin meşrulaştırıldığı kölelişme ve köleleiştirme anlayışının yerleştiği bir inanç sistemi haline getirildiği görülmemekte. Oysa Allah insanı özgür bırakmış dinde zorlama yoktur denilmiş ama tüm zorlamalar zorluklar hurafe ve rivayetlerin Kuranın üzerini örttüğü Vahiy İslamının üzerinin kapandığı Kafir bir İslam türü ortaya çıkartılmıştır. Burada Kafir kelimesi kelime anlamıyla kullanılmıştır yani gerçeğin üzeri bile bile örtülmüştür. Bunu bizzat Müslümanlar yapmıştır yapmaktadır ve yapmaya devam edecektir. Bu gün dünyada İslam denilince İŞİD ve benzerleri, İslam ülkelerinin cahilliği onların nasılda sporda sanatta edebiyat kültürde uzak kalışları kendi kitaplarının bile içinde yazdıklarından bihaber olduklarını görmekteler. Ben dahil bir çok insan yani sonradan Müslüman olanlar Kuran'dan etkilenerek Müslüman olduk asla buna gözle görülebilecek hah şuda harika örnek diyecek birini doğru dürüst göremedik. Ben şu an 51 yaşımdayım bu şekilde gördüğüm tamamen güvenebileceğim insan sayısı ancak 5 kişiyi geçmez. Hani biz birbirimize Huzur veren Güven veren MÜSLİmlerdik? Neden değiliz? Çünkü virüs sokulmuş her kavrama. Mesela Selam Huzur barış demek islama ve Müslime Teslime adını vermiş. Hah dananın kuyruğu burada kopmakta. Saadet Asrı, Sadeti Ebediyye, Kimyayı Saadet, Saadet Partisi, bu ne demek? Müslümanlar Saadet (Mutluluk) tuzağına düştü. Emevi yezidizmi İslamın ayarlarını bozmak için Yahudi Muhaddislere öyle bir alt zemin de hazırladı ki Müslümanlar saadet tuzağına düştü, Evliliği Cinsel Saadet, İnancı Asrı Saadet, Siyaseti Saadet Partisi sandı. Hala bu saçmalığa inanıyorlar. Karnında taş bağlı olan resul ne kadar saadetli olabilir? Kimse müslümanlarda dahil saadetinden ödün verme peşinde değil ki Huzuru bulalım. 

Köle zihniyetinden kurtulmamız okumak düşünmek ve farkındalık çalışması yapmakla olur. Saadetin Mutluluk zırvalarının bu sayede nefsin kölesi olmaktan kurtulmak kavramları doğru anlama anlamlandırma üzerinden geçer. 

Önce taşladılar Taifte, sonra kovdular Mekkeden, baktılar olmuyor onu överek aşırı överek çıkarttılar örneklikten. Tabak sıyırarak sünnet olmaz, bu göz bağcılığıdır, en pahalı arabalara binme ver o arabanın parasını yetime garibana gurebaya o zaman görelim senin Sünnetçi olduğunu, yanmaz kefen, sakal suyu satarak cahilleşmiş aptallaştırılmış aklı alınmış insan topluluğuna sahte din satarak kızının son model Porschesinin (2017 taksitleriyle ayda 50 bin tl, o saçam sapan kitaplarından kazandığı para ayda 200 bin tl idi o dönem) taksitlerini ödeyen soytarılardan kurtulmadıkça bu ümmete kurtuluş yok. 




9 Ekim 2020 Cuma

Garo Paylan Yalnız Değildir - Yanındakiler Kim Garo ?

 Sosyal Medya'da Garo Paylana yönelik linç girişimi olduğu iddia ediliyor ve onu destekleyenler ise #GaroPaylanYalnızDeğildir hashtag'i ile destek vermektedir. Gerçekte Garo Paylan temiz mi? Yanındakiler kim? Onlarda temiz mi?



2016 yılında Ermenistan'ın Başkenti Erivan'da çekilmiş bir resim. Üzerinde oynama PhotoShop yoktur.
Garo Paylan Yalnız Değildir evet, yanındakiler kimler peki?
General Vladimir Pogosyan (en sağda oturan) . Ermenistan'ın geçmiş cumhurbaşkanı Serj Sarkisyanın milli istihbarat  yardımcısı görevinde çalışmıştır. Serj Sarkisyanın yakın arkadaşıdır ve 90 lı yıllarda Karabağ'daki savaşta "eli kanlı cellat" olarak tanınır.
Hocalı katliamının senaryosunu, planını kuran bu generaldir. 1991 -1992 lı yıllarda da Ermenistan'ın Savunma bakanı, 1992-1993 lı yıllarda Ermenistan milli istihbarat Başkanı olarak görevini yapmıştır...
Nikol Paşinyan Ermenistanda hakimiyyete geldikten sonra ona muhalif olan tüm Sarkisyanın yakın adamlarını hapse attığından Vladimir Pogosyan Erivandan kaçmış ,bir süre Amerikada ,Los Anceleste yaşamıştır.
2019 da Paşinyan hükumeti tarafından geçmişteki Azeri katliamları hizmetinden dolayı da affedilmiştir. General Narek Gabrielyan (Garo Paylanın arkasında ayakta duran ) . Lübnan ordusunun ermeni asıllı generalidir. 1980 lerin sonu, 90 ların başında Asalanın emriyle Lübnan ,Ürdün ve Suriyeden topladığı ermeni katillerinden ibaret "Arabo " alayının yaratıcısıdır. Narek Gabrielyan bu alayın başına amansız cellat Manvel Yegizaryanı getirmiştir. 90 larda Azerbaycanın Karabağ ve etrafındaki illerinde amansız vahşilikler yaparak binlerle Azerbaycan Türkünün ölümüne sebep olmuştur. Ancak 1992 yılında 26 haziranında "Arabo " alayı Azerbaycan ordusunun Gence alayı tarafından Çaykend operasyonunda büyük yenilgiye uğramıştır. Çaykend operasyonunda Azerbaycan alayına komutanlık yapan Mehman Allahverdiyev'in başında durduğu alayın yaptığı savaş planında tuzağa düşen "Arabo " alayı 168 kişilik büyük bir kayıp yaşamıştır. Manvel Yegizaryan alayını başsız bırakarak savaş meydanından kaçmıştır. Garo Paylan böyle temiz(!) barış yanlısı(!) insanların yanında duruyor işte.
 


Evet bu resim de Garo Paylan açıkça görülmekte yanındakilerinde kim olduklarını Azeri Türk kaynaklarından öğrendim ve burada sizinle paylaşıyorum. Garo Paylan ve partisi her seferinde barıştan kan dökülmemesinden bahsediyor. Tamam güzel. 
Ancak peki neden Azerbaycan topraklarında kan döken zulüm yapan Ermenilerle ne işin var kardeşim demezler mi insana? Çıkın Azerbaycan topraklarından kan dökülmesin o zaman. Üstelik Azerbaycan ordusu Ermeni Ordusu gibi masum insanları tecavüz edip katletmiyor. 
Gerçekten kandan beslenen kim? Sizin düşünceleriniz ve yanınızda dikilenler oturanlar sayın Paylan.

Hadi bunu geç. Abdullah Öcalan PKK'ya HDP ve Demirtaş üzerinden 2013 de "Artık silahlı mücadele yapamazsınız. Türk devleti yakında çok ama çok gelişmiş silahlara sahip olacak. Keleşle meleşle mücadele olmaz. Silahları bırakın, sınır dışına çıkın, gerçek demokratik bir barış zemini oluşsun. Eyaletli Başkanlık sistemine Çözüm sürecine destek verin" dediğinde "Çözüm Süreci" başarılı olacakken PKK içindeki Amerikancı kanat bunu kabul etmedi. Ermeni kökenli PKK'lılarda zaten asla Çözüm Süreci istemediler. Dertleri Kürt kardeşlerimizin haklarının alındığı eşit ve demokratik şartlarda yaşamak değil Türkiye Cumhuriyetinden Doğuyu koparıp Ermenistan'a bağlamak vardı çünkü. 

İşte o dönemde Öcalan'ın dediğini yapan HDP ve Demirtaş bu yüzden çözüm sürecini devam ettirmek isterken PKK ve Amero Ermeni kanat asla bu süreci desteklemedi ve uykusunda o iki polisi şehit edip önce cinayeti üslendiler, sona kıvırdılar TAK yaptı dediler, sonra kıvırdılar Erdoğan o polisleri öldürdü çözüm sürecini bitirtmek için dediler, bu da yetmedi yemedi bazıları bu yalanıda, çözüm süreci bitsin diye Fetö CIA ortaklığı polisleri öldürüp ihale bizim üzerimize itildi diye masumları oynayıp bunu yandaşlarına yedirdiler. Yemeyen akıllı solcu Kürt kardeşlerimizde vardı tabi Onlar oyunu çok iyi gördüler. Ancak o solcu Kürt kardeşlerimizi susturmak için ellerinden gelen pislikleri yaptılar. Evlerine baskın düzenlediler, ölümle tehdit ettiler. Çocuklarını bile öldürmekle tehdit ettiler bunu yaparken arkalarına zaman zaman o bölgenin polislerini bile aldılar. İşte buna rağmen direnen elinden geleni gerçeklerle anlatan o Kürt kardeşlerimize de ajan, yandaş vb iftira atmadan da duramadılar. O gerçekten samimi Kürt kardeşlerimizin ne yaşadıklarına bizzat ben de şahit oldum....

Örgüt içinde Sakine Cansız gibi kıdemli Öcalan yanlılarını bile Çözüm Süreci bozulması için katledende AmeroErmeni yapılanmadır PKK içindeki o güçlü kanat. 

Garo Paylan Ermeni kökenlidir ve bizim onun Ermeni kökenli oluşuyla alakalı en küçük bir rahatsızlığımız olamaz. Türkiyede ermeni kökenli olan Hrant Dink gibi Hrıstiyan yada Çamlı Hemşin bölgesinde olduğu gibi Müslüman ve ülkesine bağlı (Ermeni kökenli) kardeşlerimize de asla sözümüz olamaz. Bizler faşist değiliz çünkü. 

Ancak gerek Garo Paylan gerekse ona sahip çıkan ve #garopaylanyalnızdeğildir ile ona destek verenler bilmeli ki, asıl kandan beslenenler Çözüm Sürecini Öcalan'ın itirazına rağmen bozan hendekte 18 bin gencin, dağda o dönemde İhalarla 4500 gencin, Afrinde 4500 insanın ölmesine yol açan PKK içindeki Amero Ermeni yapılanmadır. Bunlar Kürtlerin Müslüman olmasına bile tahammül edemeyip onlara İslamın Türkleşmeyi getirdiğini söyleyerek Suriye'de Amerikalı Subay Papazlarla Suriyeli müslüman halkı Hristiyanlaştırmaktadırlar da... 

Hani PKK komünist bir örgüttü? Hani anti Emperyalistti? Şu anda Fransasından Amerikasına kadar mücadele eden Türkiyenin yanında olan Küba Venezuella Kuzey Kore gerçekten Komünist ve Anti Emperyalist oldukları için Erdoğan'ın mücadelesine destek vermekte. Erdoğan'ı Amerika The CİAmaat üzerinden hasta etti. İyileşmesini sağlayan Kübalı ve Çin'li doktorlardır. Komünist olduğunu iddia eden PKK YPG HPG vb bunlara destek Emperyalist Kapitalist batıdan geliyorsa bunda düşünen her solcu için ibretler vardır.

Türkiyen'in en büyük sorunu Tevhit nedir bilmeyen sarıklı sakallı muhafazakar olan Medineye Varamadım Gül kokusu alamadımcı sağcılar ile
Şu anda Erdoğan muhalifi olsun da isterse Ermeniyle bile iş birliği yaparım diyen İzmirin Dağlarında oturup kalmış sözde solcu kafalardır....