Hz Muhammed'in eğitim anlayışının ip uçlarını kurmuş olduğu ilk Kuran Evi olan Müslüman İllüminatinin (İslami Aydınlanmanın) hücre evi Erkam'ın Evi'nden biliyoruz ve kendi ev halkına davranışından anlıyoruz.
Çocuk sahabeler olan Hz Zeyd, Hz Fatıma, Hz Ali, Hz Aişe'ye davranışı nasıldı? Diğer Mekkeli ve Medineli Müslüman ve yahudilere davranışı nasıldı?
Bu yazımda bunu anlayacağız ve inginç tespitlerde bulunacağız.
Daha önce Zeyd'in adının neden ZEYD diye isman Kuran'da adı geçen tek sahabe olduğunu ayrıntısıyla yazmış Tv'lerde bunu söylemiş ve Hz Muhammed'İn Mezarı Neden Medine'de diye Müslüman İllüminati kitabımda da ZEYD konusunu açmıştım. Ancak konu çok önemli ve Zeydle de ilgili olduğu için burada da vurgular yapmak zorunda kalacağım.
Bilindiği gibi Zeyd köle olarak Yemen'den çocuk kaçırıcıların kaçırıp Hz Muhammed'e sattığı bir çocuk. Hz Muhammed onu satın alır almaz hemen özgür bıraktı. Onu yanında evladı veya kardeşi gibi tuttu. Peki aklımıza şu soru gelebilir. "Hz Muhammed madem o kadar iyi birisi neden Zeyd'i yanında tuttu? Neden onu ailesine bulup götürmedi? Neden Zeyd'in yurdundan uzakta kalmasına razı geldi?
İşte bu sorular esaslı sorular. Malesef İslam dünyasında soru sorulması sorgulanması günah sayıldığı veya hoş karşılanmadığı için Müslümanlar İslam coğrafyasının gönül sınırlarını daha geniş alanlara yayamadılar.
Hz Muhammed'den kaçtane idi?
1- Arap Muhammed
2-Erkek Muhammed
3-Haşimi Muhammed
4-Kul Muhammed
5-Peygamber Muhammed
6-Arkadaş Muhammed
7-Baba Muhammed
Uydurulan Muhammed Kimlikleri
1-Kainatın Efendisi Muhammed
2-Kainatın yaratılış sebebi Muhammed
3-Nepotik Allahın Şefaatçi Muhammedi
Size bir kaç çeşit Muhammed örneği sunmam gerekiyordu çünkü son üçü geleneksel İslamın uydurduğu ve asla ilk yedi Muhammed'e bakamadığı onu anlayamadığı içinde sünneti penis derisinden veya odun ucundan, tabak kenarındaki aryan yemeklerden başka kısımda aramayıp bunu Sünneti Seniye sanma zavallığından kurtulunmadığı için görülememiştir. Oysa ilk 7 Muhammed tamamen Hz Muhammed'in Kişiliğini ve gerçek varlığını ortaya koymuştur.
1- Arap Muhammed: Mesela Hamza'nın katledildiği ve burnunun ağzının yanaklarının ve kalbinin kesildiğini gördüğünde "Derhal hepsinin ölülerine aynısını yapın " diyen kinci bir ARAP şahsiyeti ortaya çıkar. Ancak bu şahsiyet Kuran'la vahiyle uyarılır ve yapacağı şeyden vazgeçer.Hz Muhammed'in sakalı, saçı cübbesi vb tüm geleneksel Arap kıyafetleri sünnet değildir. Çünkü bunun benzeri Ebu Cehil'de ve Ebu Lehab'de de vardı. O dönemde sürekli traş olabilmek için jilet ve su pek yoktu. Peki bu konudaki Sünnet neydi? Elden geldiğince Müşrik ve Münafıklardan farklı olmak demektir. Mesela Alija İzzetbegoviç ve tüm boşnaklar sakallarını traş eder neden? Çünkü geleneksel Ortodoks Sırplar sakal bırakır da bu yüzden.
2-Hz Muhammed kendisinden yaşça büyük bir kadınla evlendi ve zengin bir kadındı o. Ayrıca onun vefatından sonra da bekar yaşamamış o zamanki Arap örfüne göre çok kadınla evlenmişti. Bazı hadislerden anladığımıza göre de "Bana bu dünyada en çok Namaz ve Kadınlar sevdirildi" derken bir erkek olarak cinsel hayatının da gayet renkli geçtiğini evliliğindeki kadın sayısından ve değişik ırklardan evlenmesinden bilmekteyiz. Ancak bu o dönem için yadırganacak bişey değilken işin tuhaf tarafı günümüzde erkeklerin bir çoğu zenginse ikinciyi üçüncüyü imam nikahıyla almakta yada dini yanı pek umursamıyorsa bir kaç tane sevgilisi olmaktadır. Hz Muhammed'in erkek yanını ve bulunduğu topluma göre gayet normal sayılan ve savaşlar dolayısıyla azalan erkek nüfusu ve dul kalan ve yetim çocuklarla ortada kalan kadınların sosyal güvence açısından evliliğe olumlu bakmalarıda sosyal yapı göz önünde bulundurulduğunda gayette normal sayılabilir. Ancak bu konu Türkiye'de şu an ki örfle adetle asla bağdaşmaz. Şu anki örf bağdaşmıyor diye de asla Hz Muhammed'in o dönem için normal olan evliliklerini saçma sapan eleştirilerle itibarsızlaştırmaya kalkmakta doğru olmaz. Şunun altı çizilmesi lazım; Hz Muhammed o kadar çok evlenmesine rağmen hiç bir eşini dövmemiş ve hiç birisine asla hakaret etmemiş kalplerini kırmamıştır. Onlara ev işlerinde yardımcı da olmuştur ki bunu kolay kolay Türk erkekleri Kürt erkekleri yapmaz. Ancak onlar Hz Muhammed'in kalbini defalarca kez kırmışlardır. Bu Hz Muhammed'in bir KOCA olarak eğitim yanını ortaya koymaktadır.
3-Hz Muhammed Haşimi soyundandı ama asla kendi kabilesi olan Haşimilere torpil geçmedi. Hatta Kuran Haşimi amcasının cehenneme atılacağını haber verir ama Yemenli Zeyd isman Kuranda geçtiği için yücelir. Zeyd, tüm çocukluğu boyunca asla Hz Muhammed'den dayak yememiştir. Hakaret işitmemiştir. Zeyd Abdullah Muhammed'i kendi öz babası anası gibi hatta daha fazla sevmiş asla Yemene gitmemiş ölene kadar İslam için çalışmış çerpışmış ve Şehit olarak ölmüştür. Burada Hz Muhammed'in insanlara yaklaşımının ırk ve klan üzerinden olmadığını net görmekteyiz.
4-Hz Muhammed'in KUL yönü onun kişiliğinin özetidir ve Kelimei şahadette Muhammed ilahlaşmasın Camilerde secde edilen tarafta ismi konmasın, Kainatın efendisi sayılmasın, yaratılışın gayesi diye varlığı asla abartılmasın diye ÖNCE ABDUHU sonra RASULUHU konmuştur. Hz Muhammedin kul yönü onun baba, asker, insan, komşu, dost, arkadaş, eş yönünü tamamen kuşatır. Bu nedenle zaten ölçülü ve dengeli davranma konusunda Mekkenin en iyisi olan Hz Muhammed Peygamberliğin sorumluluğunuda elbette taşır diye Mekke'de elçilik ona verilmiştir. Kul olmak basit bazı ibadetlere sığdırılamaz, belli farzlarla kısıtlanamaz. Kul olmak hayatın içinde dengeli yaşamak, Allah yokmuş gibi hayat sürmemektir. Allahın varlığından dolayı tatmin olmuş bir kalp sukuneti ve sekineti (Allah rızasından başka hiç bir şeyi kaybetmekten endişe etmeme) ile yaşama sanatına KULLUK diyoruz. Malesef bir çok cemaat kendi belirledikleri sınırlar dahilinde hareket etmeyi ve cemaat liderine uyarak yürümeyi Kulluk olarak görmektedir. Cemaatler yazılı kaynakların yaygın olmadığı dönemlerde önemli işler gördüler ama bilgi bu kadar yaygınken Cemaat ancak belli ibadet ritüelleri ile ruhsal orgazm yaşamak için değil yada manevi lezzet peşinde koşmak amacıyla değil yetime ve yoksula yardım ederken bile içi acıyıp tıpkı oruçta olduğu gibi bunu İlahi bir eziyet olarak katlanılması gereken bir konu olduğunu anlamalıdır. Yusuf'un yaşadıklarını biz yaşasak o kadeşleri gebertmiş o iftiracı kadının kafasına da sıkıp Ahmet Kaya gibi olmadan giderdik.
5-Peygamber Muhammed'den anlaşılması gereken var olan mesajın hal diliyle, konuşarak yaşayarak aktarılması konusudur. Bugünkü aktarılmaya çalışılan sarıklı cübbeli kadını siyah torbanın içine koyup gezmek aslında tamamen Yahudi gelenekleri ve hırıstiyan geleneklerine göre yaşamaktır. Zira Çarşaf giyenlere saygı duysamda bu giysinin geleneksel Yahudi ve Hıristiyan giysisi olduğunu ve sıcak çöllere uygun olmayan tamamen eziyet için gelenekselleşen müslümanın uydurduğu bir giysidir. Oysa siyah Kutuplarda giyilir, Beyaz ise çöllerde giyilir. Bu yüzden nica samimi güzel yürekli bacılarımız malesef yaz sıcağında pişmekteler. Keşke beyaz giyseler. Bu arada Medinede asla siyah çarşaflı sahabe annemiz yoktu. Hepsi de beyaz giyiyordu. Yüzleri de görünüyordu. Camilerde çıkıp Hz Ömerin bile yanlışlarını söylüyordu. Bu arada, Beyaz renk güneşi yansıtır ve serin tutar...
6-Hz Muhammedin arkadaş ve dostluğuda kalp çalmaktaydı. Çünkü zerre kadar kibir ve zerre kadar afra tafra satmak yoktu. Başta FETO lideri olmak üzere hepsinin en çok oturduğunu ve sürekli konuştuğunu görüp bir kere olsun eşit ve adil yaklaşımları göremediğimiz bu türlü davranışları ortaya koyamayan liderlerin kibirleri paçalarından akmakta.
Ebu Zer Hz Muhammedi Darül Erkamda ziyaret eder. İçeri girer bir de bakar ki herkes sohbet içinde gayet samimi mükemmel bir dostluk ortamı ve gözleri Hz Muhammed'i arar acaba hangisi Muhammed der kendi kendine ve kimin Muhammed olduğunu anlayamayınca da "Hanginiz Muhammed?" diye sorar. Bu bir devrimdir. Çünkü yabancı birinin gelip bir mecliste orada kimin lider olduğunu anlayamaması konusu yeryüzünde Peygamberlerin en büyük sünnetiyken biz hala sünnet diye beş parmağımızı kedi gibi yalıyoruz yemekten sonra. Bu kafa Sünnetten ne anlar? Arkadaşını kazılama, ticarette madik atma işte sana en büyük sünnet be yaw...
7-Kızı Fatmaya tek bir tokat vurmayan Hz Muhammed kalbinde kızına karşı nasıl bir sevgi beslediğini bakın kendi kızına ne dediğinden görelim "Babasının Annesi", düşüne biliyormusunuz? yeryüzünde kaç baba kendi kızını annesi gibi severken onu küçültmeden yücelterek ama şımartmadan bu kadar güzel sevebilir?
Kuşu ölen bir çocuğa baş sağlığına giden kaçtane lider vardır şu dünyada?
Zeyd'e ve Ali'ye çocuk değil yetişkin gibi davrandığı için tüm Mekke'nin gençleri Hz Muhammed'in yanına koşar. Biz ne yapıyoruz gençlere? Onları adam yerine koymuyoruz, bişey anlatmıyoruz ama çocuklar büyüdüklerinde de herşeyi bildiklerini sanmalarına da kızıyoruz. Günümüzde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Türk yada Kürt olsun gençlerin adam yerine konmadığını görürüz. CIA yıllar önce kurduğu PKK'ya bu konuda eğitim vermiş ve sosyolojik yapının göz önünde bulundurulması sayesinde gençleri adam yerine koyan ve onlara YDG-H da görevler vererek kendi benliklerini Yurtsever diye adlandırdıkları Kürt Faşizmi kolayca yedirilmiş ve her biri üstü örtülü Türk ve İslam düşmanı olmaya itilmiştir.
Gerek FETÖ olsun gerekse diğer birçok F tipi cemaatler yada PKK olsun gençlerimizin bu türlü yanlış yollara girmemesi yukarıda omurgasını anlatmaya çalıştığım hususlarlar ile Muhammedsel bir yaklaşım ile yeni nesillerin Okullarda camide ve kışlada eğitim alması son derece önemlidir. Bu sayede ülkemiz ve İslam coğrafyası daha da güçlenecektir.
Lütfen uçtu kaçtı hikayelere değil başta Kuran ve Kuran'ın ilkelerine uyan kaynaklara ve düşüncelere yönelelim aksi taktirde burnumuz b.ktan kurtulmaz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.