“Rabbim bana eşya’nın hakikatını göster” Hz Muhammed’in bir
duasıdır. Eşyanın hakikatı ne demektir? Bunun bilimsel ve teolojik anlamı neler
olabilir?
Konuyla ilgili bir de ayet var “وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ
فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ.”
(Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi
fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn (sadikîne).
Türkçe
anlamı “Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları
meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların
isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz." Bakara 31.
Bunun anlamı nedir?
Bunun iki yönlü anlamı var.
1- Eşyanın nesnelerin ister maddi isterse
manevi olsun anlamları var.
2- Bu anlamlar bilinen öğretilen isimler olması
dolayısıyla ezberden bilmek var bir de bilinen ismi gerçekten tam anlamak var.
Kavramların ve tüm isimlerin yanlış anlaşılması tamamen anlaşmazlıkların
temelini oluşturur. Bu anlamda sözlerin ne manaya geldiklerini bir görünen
birde görünmeyen yanlarını bilmek çok önemlidir. Bir örnek verecek olursak
mesela 2012 yılından önce yazdığım ama 2012 yılında ilk baskısı yapılan Kabe’nin
hayat şifreleri adlı kitabımda Fatiha’nın Kuran’ın anlaşılmasını sağlayan kapı
giriş ilklerini barındırdığını yazmış ve bu surenin içinde bulunan Sırat’ın
Hollandaca’da Straat, Almanca’da Strasse, İngilizcede Street, Latincede Strada,
Yunancada Sırat, Arapçada Tarik, Türkçe’de Cadde olduğunu Caddenin üzerinde
işaret bulunan yol olduğunu ve caddenin şehirde bulunduğunu şehrin Medine anlamına
geldiğini Medeniyet kelimesinin şehirden doğduğunu ve şehirdeki medeniyeti
caddenin yansıttığını caddenin İslam Medeniyetinin süreci olduğunu süreç
hayırlıysa sonucun da hayırlı olduğunu, Patikanın şehrin dışında bedevilerin ve
hayvanların yolu olduğunu ve İslamın Medeniyet inancı olduğunu ve bedeviyete
karşı mücadele ettiğiğini detayla yazmıştım.
Buradan yola çıktığımızda bize geleneksel İslamın masumca SIRAT bir
KÖPRÜDÜR ve ahrette bu köprüden geçişimiz eğer günah azsa kolay fazlaysa zor
diye öğretildi. SIRAT eğer ahirete köprü yapılırsa insanlar şehrin caddelerinde
Kuran ilkeleriyle yaşamaz. Fatiha ve ilkeleri (Bkz Kabenin Hayat Şifreleri)
asla dirinin umrunda olmaz. Fatiha ölünün ruhuna okunur. Oysa Kuran tamamen
hayatın kendisi için inmişti ama biz onu ölü mezarlık kitabı yaptık. Tüm
kutsallaşan ve putsallaşan nesneler önce hayattan kopar sonra şefaat edici şans
getirici baht açıcı hale dönüştürülür. Kutsallık Putsallığın besleyicisidir.
İşte bu verdiğim örnek eşyanın adını bilmenin yetmediğini onun
hakikatının bilinmesi gerektiğinin işaretidir.
Eşyanın hakikatını bilmek eşyanın yerli yerince kullanılmasını ve ona
adaletle muamele edilmesini sağlar. Mesela, bıçak bir eşyadır ve bıçağın
kullanım yeri bellidir. Mutfakta ve yemek yapılırken kullanılan bir alettir ama
biz onu alıp evimize izinsiz girip bize zarar vermeye çalışan insana karşıda
kullanabiliriz yada kendi ev halkımızdan birine karşı Allah korusun cinnet
geçirip cinayet içinde kullanabiliriz. Burada Bıçak kesinlikle suçlu değildir.
Burada suç bıçağa atılamaz bıçağı kullanana atılır. Ancak bizler eşyanın
hakikatını okumaktan çok uzağız. Mesela bir örnek verecek olursa, askerde bir
bankın boyanmadığını gördüm, çünkü bank cezalıymış. Askerlikte Mantık aranmaz
diye halk arasında bir söz var. Aynı Asker yıllarca kendi konumunun dışına
çıkarak halkın seçtiği seçilmişlere halkın adına kendine yetki verip darbeler
yapmışlardır. Bu TSK’nın görev ve sorumlulukları kapsamı dışında olan ve kendi
halkı olan Cumhurun yönetimsel yapısına müdehale de bulunma değil dışarıdan gelebilecek
tehditlere ve içerdeki teröre karşı ancak müdahil olabilir asla darbe yapamaz.
Allaha şükür o darbeci günler geride kaldı ve TSK Halkın ordusu oldu. Kendi
hakikatine dönmesi her ne kadar BATI tarafından hoş karşılanmasa da ülkede
halkın devletiyle olan uyumlu kucaklaşması sağlanmış durumdadır.
Eşyanın hakikati konusunda yaratıcı insana cinsel hayatın nasıl olması
gerektiği cinselliğin hakikati gibi konularda da örnekler sunmaktadır.
Mesela
“Sana (kadınların) ay halleri hakkında soruyorlar.
De ki: "O bir zayıflık halidir. Bu yüzden, ay hali sırasında kadınlardan
uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın; temizlendiklerinde ise Allah'ın emrettiği
şekilde onlara yaklaşın." Doğrusu, Allah pişmanlıkla kendisine
yönelenleri ve özlerini temiz tutanları sever. Kadınlarınız
sizin tarlanızdır, tarlanıza istediğiniz gibi gelin. İstikbal için hazırlıklı olun, Allah'tan
sakının. O'na, hiç şüphesiz kavuşacağınızı bilin, bunu inananlara müjdele.”Bakara
222-223.
Bu ayetlerde açıkça görülmektedir ki, cinsellikte haddin aşılmaması
gerektiği edep sınırları dahilinde çok iyi anlatılmıştır. Burada kadın bir mülk
veya meta değil karı koca ilişkisinde cinsel birleşimde Anal cinsellik
yapılmaması konusunda ikaz varken vajinal cinsel birleşimde hangi pozisyonda
cinsellik yaşanırsa yaşansın posizyonun önemli olmadığı çok güzel bir tarzda
nalatılmaktadır. Çünkü bu ayet inmeden önce Yahudiler kadınlarla doggy
posizyonda birleşmenin çocuğun şaşı olmasına yol açtığı gibi batıl bir inanca
sahiptiler. Allah cinselliğin hakikatının anlaşılmasında bile insanın bunu
anlayacağı edebi üslubu koruyarak hakikati olması gerekeni çok iyi
anlatmaktadır. Gerçekten kainatta her şeyin bir yaratılış ve kendi varlık
sebebi vardır. Bu sebepleri anlamak ancak DÜŞÜNSEL TAVAF ile mümkündür, elde
edilen sonucun doğruluğu ise VİVDANİ TAVAF ile mümkündür.
Biz şimdi burada bu yazıyla yapmış olduğumuz eşyanın hakikati düşünsel
çalışmamızı genişletebilir çok daha fazla sonuç oluşturabiliriz. Bu noktada hem
bizim dine karşı olan çarpık ve saçma sapan düşüncelerimiz değişir hem de
adalete ve barışa daha fazla katkı sağlarız zira her şey eşyanın hakikatının
anlaşılmaması ve yerli yerince kullanılmamasından dolayı kaosa döner.
Nükleer enerjiyi elektirik enerjisi elde ederek hayrada kullanabiliriz
birbirimizi yok edecek silahları kullanarak ta değersizleştirebiliriz.
Tercih bizim…
Ya eşyayı anlar ve onu kendi hakikatinde kullanırız yada zulm eder
onu kendi amaçları dışında kullanırız.
İslamın en büyük düşmanı Kuran'ın üzerine çıkmış kitapları kutsayıp putsayan PARALEL İSLAM inancının ortaya çıkmasına sebebiyet veren zihniyettir.
Yani biz aslında bilmeden Allahın düşmanlığını yapıyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.