Hükümet'in Fetullah Gülen ile yürüdüğü dönemde ben AK Parti'yi desteklemiyordum. Bunun nedeni Gülen'in ABD'nin ajanı olmasıydı ve daha önce belirttiğim 1994-1995 yılında "Orta Asyada Amerika'yı ÖVÜN" sözleriydi. AK Parti başlangıçta Amerika ve Batıyla emperyal siyonistlerle beraber yürümüştü. Bu yürüyüş ilk başlangıçta güçlenme adına AK Partinin halk tarafından da benimsenmesi için gerekliydi çünkü ABD desteği olmadan asla hiç bir sağ veya Sol parti Türkiye'de güçlendirilmezdi.
Balyoz darbe planı ve Ergenekon olayı'da işte bu yüzden Ulusalcı Kemalist subaylar tarafından yapılacaktı. Türkiye'nin ABD öncülüğünde ABD Dinciliği çerçevesinde yürüyüşüne karşı bir itirazdı bu. Balyoz darbesi kumpas mumpas değildi.
Niye mi?
Aşağıdaki yazıyı dikkatle okuyunuz...
Marmaris'te yaşadığım dönemde oranın nüfuzlu isimlerinden ve Aksaz Deniz Üst komutanlığı ile arası iyi olan bir arkadaşım bana "Hocam Yakında darbe olacak" demişti. Bunu söylediğinde takvim yaprakları 2004-2005'i gösteriyordu. Ona dedim ki "Türkiye'de darbe Amerika'nın izni olmadan Londra'nın onayı olmadan asla yapılamaz, göreceksin hepsi eline yüzüne bulaştıracak. Amerikadan ve Londra'dan onay almamış bu darbe asla sonuca gidemez" dedim ve sonunda benim dediğim oldu ve hepsi eline yüzüne bulaştırdılar ve Feto'nun ekmeğine bu darbe planı yağ sürdü ve FETO işte bu başarısız darbe planından sonra daha da güçlendi, uyduruk belgeler hazırlayarak onlara katılmayan herkesi de balyozcu ilan etti, güçlendikçe şımardı şımardıkça adamları azdı ve tamamen ülkeyi kontrol almaya başladılar Askeri okullarda TSK içinde Askeri yargıda her yerde pervasızca yükselişe geçtiler.
Dönüm noktası ne oldu?
Ta ki MIT'in başkanlığını almaya kalkana kadar. MIT'in başına Fidan gibi anti Emperyalist bir adamın geçirilmesiyle her şey tamamen değişti. Ben de o zamana kadar Amerika'nın ve Feto'nun iş birlikçisi, İslam aleminin başına geçirilmiş Haçlı BOP ajanı diye düşündüğüm RTE'nin kafasından geçenin Bağımsızlık olduğunu artık anladığım için desteklemeye başladım. İnternette ki blog ve köşe yazılarımda hala bazı Feto etkisiyle yapılan hataları eleştirsemde hükümeti desteklemiştim.
Neden Feto'ya bu kadar dikkat edilmeliydi?
1993-1995 yıllarında Cemaat içinde bulunduğum dönemden iyi biliyordum, Emniyette ki yapılanmanın tasfiyesi hiç bir şeydi. Darbe beklentim vardı. Ancak bu Darbe Amerika'nın ve Londra'nın onay vereceği dönemde olacaktı. Çünkü darbe yapmak eskisi gibi kolay değildi. Hükümetin içinden "Haziranda Erdoğan'dan kurtulacağız" diyen Feto ajanı bir bakan Bilderberg toplantısında Batı'ya güvence vermişti kışın yapılan bir araya gelmelerinde. Feto medyası Haziran'da dananın kuyruğu kopacak diyordu. Hem hükümetin içindeki Fetocular hemde devlet kademelerindeki Fetocular heyecanla Haziran'ı bekledi. Bende endişeyle bekliyordum darbeyi. Sosyal medyada da yazmıştım. Türkiye gerçekten kıskaç içindeydi, bir yandan PKK ve diğeryandan FETO. Cumhuriyet tarihi boyunca bağımsızlığımıza hiç bu kadar yaklaşmamıştık. Bağımsızlığımızı engellemek için Milli bir lidere karşı askeri ekonomik sosyal ve her çeşit engellemeci suikast yapsun diye FETO vardı.
Hapse giren ve ülkedeki muhafazakarlara bir zamanlar kötü davranıp ve onlara tepeden bakmanın yanlış olduğunu halkın gücünün önemli olduğunu hapisteki Ulusalcı ve Anti Amerikancı Subaylarda görmüştü. Ülkede iki tip subay vardı, biri ülkesini ve çıkarlarını bağımsızlıkta ve bu bağımsızlığı sağlayacak AVRASYA gücünde olduğunu düşünenler diğerleri ise Amerikan Londra ve NAto gücüne teslim olunması gerektiğine inanan boyun eğenler ve maaşını NATO'dan alan çete zihniyetliler vardı.
Bu kesimler Cumhurbaşkanına meydan okuyan ve MIT'i İç İşleri Bakanlığını Adalet Bakanlığını kendi adamlarına verilmesini utanmazca isteyen FETO'ya karşı ilk defa RTE'la uzlaşılabileceğini anladılar. Çünkü RTE samimi mert ve halkın desteğini almış ABD BRİTANYA NATO güçlerine meydan okuyabilecek cesareti olduğunu, İngilizlerin Arap zengin petrolcü bir iş adamından haksızca aldığı 800 Milyar doları avukatlar ordusuyla kurtarmasından ve Rus uçağını Fetocular düşürene kadar Putin ile yürümesinden dolayı gördüler. Ulusalcılar Feto'nun neler yaptığını iyi biliyordu ve bu beladan kurtulmak ancak RTE ile olabilir diye düşündüler. Askeri darbe yapan FETOcu subayların yerine FETO'nun adamlarının hapse attığı Subaylar yeniden geçmeye başladılar. Yaşananlar onlar içinde ders olmuştu. Asla halkı küçümsememeleri gerektiğini 15 Temmuzda her iki eski darbeci güruhta anlamıştı.
AK Parti'de yaşanan kırılma bu yüzdendi. Artık ne Ak Parti eski Ak partiydi ne de RTE eski RTE, Ne Ulusalcı Anti Emperyalist Kemalist Subaylar Eski subaylardı, ne de Halk Eskisi gibi liderine sahip çıkamayan korkak halktı. Halk zaten Menderes ve Erbakan'dan dolayı içlerinde kendisini suçlayan bir vicdan vardı. Menderi Özalı Erbakanı harcadınız Erdoğan'ı alamayacaksınız diyordu Batı'ya ve onların desteklediği Cuntalara...
RTE ve Türkiye şu an eskisinden daha güçlü.
Ancak RTE'na her an suikast yapabilirler. Çünkü yargılama ve hapse aşağılayarak atma umutları tükendi. RTE'nın arkasından oğlu Bilal lider olabilecek biri değil. Lider olacak kişi en az onun kadar ölümden korkmayacak, ülkemizin bağımsızlığı kalkınması için ne gerekiyorsa yapacak, halka hitap edebilecek biri olmalı. Yoksa bu film onun ölümüyle biter ve Türkiye sineması dağılır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.