Edebiyatımız son dönemde AŞK konulu bir çok kitaba şahit oldu. Aşk öylesine çok işlendi ki Elif Şafak'tan Ali Poyrazoğlu'na bir çok yazar sanatçı bu işe el attı. Şahsen bir yazar olarak trend konularından olan ve çok tüketicisi bulunan AŞK konusunda eğilmedim. Hatta bu konuda kitap yazılmasınıda trend eğilim olarak görmüştüm. Düşüncemi değiştiren kişi yazar Erkan HARAS oldu. Zira yazmış olduğu kitap AŞK'ın İslama göre konumunu yüzümüze vurmakta ve aşk'ın hangi marjlarda olması gerektiği konusunda yolumuzu da aydınlatmakta.
Erkan Haras Bey'le hafta sonu yaptığımız yeni çıkacak kitabı hakkındaki röportajımızı siz değerli okur ve takiçilerim için paylaşıyorum.
“Kendinizden bahseder misiniz?”
“Adıyamanlıyım. Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Edebiyat benim için bir yaşam modeli oldu. Yaşam biçimi olarak edebiyatı seçtim. Okuma ve yazmaya tutkun bir yaşamım var.
“Kitabınıza Aşk ve Şirk kapağını koydunuz. Bu kavramı nasıl tarif ettiniz? Kitabınızdan bahseder misiniz?"
“Aşk, aşırı sevmek anlamına gelir. Şirk ise Allah’ın sevgisinin önüne başka sevgiler koymaktır. Bugün maalesef insanlar çeşitli sevgileri Allah’ın sevgisinin önünde tutmaktadır. Para, kadın, mülk vb. kavramlar onun sevgisinin önüne geçtiğinden bu konuyu işlemeyi uygun gördüm.
Kitapta deneme türü yazıları bulacaksınız. Beyitlerin her iki manada da kullanılageldiğini görebilirsiniz. Dini ya da sözlerin Allah’a has kılınacağı yerde bireye, dünyaya has kılındığında şirke götüreceği gerçeğini okuyacaksınız.
“Başka kitap çalışmalarınız var mı?"
Elbette iki çalışmam daha var. Divan-ı Aşk adlı ilahi aşkın anlatımı, bir de İnsan Kelimelerle Düşünür adlı bir kitap çalışmamız var.
“Türkiye’de ve dünyada size ilham veren şair ve yazarlar oldu mu?"
“Elbette oldu. Ve hala da devam ediyor. Ben çok çeşitli okuyorum. Her kitabı okumak isterim ancak bunun için büyük bir zaman gerek. Necip Fazıl’ı Sezai Karakoç’u, İskender Pala’yı, İsmet Özel’i ve daha nicelerini sayabilirim. Ancak bunun yanında Aliya İzzet Begoviç, Halil Cibran, Garody, Nietsche, Dostoyevsky, Gogol, Anton Chehov, Emile Zola, Victor Hugo, Tolstoy’u da sayabilirim. Aklıma gelmeyen daha nicelerini sayamadığım için her birerine vefasızlık olmaması adına tüm edebiyat ürünü diyebilirim.
“Çocuklarınızı edebiyatçı olarak yetiştirmek istiyor musunuz?"
“Tabii ki istiyorum. Ancak edebiyat bana göre bir sanat işidir. Onun için edebiyata gönül verenlerin edebiyatla ilgilenmesi gerek diyorum. Bir de okullarda edebiyat bir öğretici, eğlendirici ve karışımı olan eğlendirirken öğretmek amacıyla işlenmeli. İstemeyene edebiyat verilmemeli. Bu şartlarda daha iyi edebiyatçıların yetişeceğini düşünüyorum."
“Son olarak okumayı sevenlere vermek istediğiniz mesaj var mı?"
“Evet okumak çok boyutlu bir olaydır. Maalesef ülkemizde bir dedikodu modeli başladı bu da okumanın eksikliğinden ve okuma kültürünün olmayışından kaynaklanmaktadır. Elbette gençlerimizde okuma hevesi yerine izleme hevesi oluşmuş. Kitapla bütünleşmek, kitapla dost olmak, ve tanışmak ancak onu alarak onunla bütünleşerek olabileceğini düşünüyorum. O nedenle bir okuma projesi olarak gençleri hedef almamız gerek.
Okuyan insanların okumayan insanların ayağına gitmelerini tavsiye ediyorum.
"Peki, zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyor ve kitabınızın hak ettiği yeri almasını diliyorum"
"Ben teşekkür ederim."
Sevgili okurlar, "Aşk" konusunda farklı bir bakış, düşünce arıyorsanız Yazar sayın Erkan HARAS Bey'in kitabı tam size göre.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.