www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

27 Şubat 2016 Cumartesi

KİSSİNGER PLANI, DİNCİ VE BÖLÜCÜ TERÖR ANALİZİ. ERBAKAN'IN KARŞI PLANI

 Hatırlanacağı üzere Türkiye 2005 yılına kadar neredeyse askeri vesayet altında demokrasisini süngülerle ayakta tutma çabası içindeydi. Demokratik ve Laik rejimin korunması ve kollanması sanki sadece TSK'nın elindeydi ve merkez sağ partilerden her hangi birisi iktidara geldiğinde ekseriyeti Kemalist Sol düşüncedeki generaller Lozan'da verilen sözlerin tutulması karşılığında Anadolu'da var olmamıza izin verilen antlaşmayı uygulamaktatdı, Ülkemizi İngiliz çıkarları doğrultusunda tutmaktaydı darbeciler. RTE'na kadar kimin Cumhurbaşkanı olacağına aslında Britanya Kraliyet ailesi dolaylıda olsa karar vermekteydi. 

1979 yılında İran'da başlayan Şii İslam Devrimi o zamana kadar iki tane olan devrim sayısını üçe çıkartmıştı.
-Fransız Devrimi: Milliyetçilik akımları başlattı ve Osmanlı gibi imparatorlukları eritti.
-Komünist Devrim: Rusyada ki devrim Çarlık ailesinin kökünü kuruttu ve dünyada büyük bir etki oluşturdu.
-İran Devrimi: Mekke'den beri hiç bir halk hareketiyle zalim sultayı devirme alışkanlığı olmayan İslam dünyasında ilk defa bir başkaldırı oldu ve etkisi Iraklı Şiiler, Türkiye'li Kürtler üzrinde olacaktı en çok.

Sonuncusunun etkisini kırmak için Kissenger, Saddam'ı Irakta göreve getirdi ve İranla savaştırdı. Bu sayede Sünni Arapçı islam Şii mezhebini Irakta boğdu ve orada da bir İslami devrim oluşması başarıyla engellendi.

Kissenger Türkiye'de 12 Eylük 1980 darbesini Kenan Evrene yaptırdı. Bu darbe için Türkiyeye çok büyük para verildi ( toplamda 30 Milyar dolar). Darbeciler bunun karşılığında ne yaptılar?
- Batı'da FETÖ'yü kurdu ve Türklerin İslami devrim anlayışıdan uzaklaşmasını sağlayacak Din üzerinden ülkeyi Nato'nun ve Batı'nın yanında tutacak bir yapılanma oluşturdular. Bu yapılanmanın en büyük hedefi TSK içine olabildiği kadar Subay sokmak olacaktır. Bunlar sigortaydı. Görünüşte TSK bunları istemeyecek ama gizli gizli bunlar TSK içine yerleşecek ve zamanı geldiğinde Anti Emperyal bir duruş sergilendiğinde TSK, Emniyet ve Adalet Bakanlıkları içindeki Dersanelerden ve okullardan gelen adamları ile hemen düğmeye basılacaktı. 
-Kissenger, Kürtlerin ümmetçi olduğunu ve Türkiye'nin batısına İslamcılığı Kürtlerin taşıdığının sosyolojik gerçekliğini biliyordu. Bu nedenle Türkiye'de Ümmetçi çizgideki ve İran Devrimi benzeri bir devrimi Anadolu'da yapabilemeyi isteyecek başta Dindar Zazalar olmak üzere Kurmançiler üzerinden Ümmetçi çizgi yerine Sosyalizm adı altında Marksist Yurtseverlik dedikleri Kürtçü Faşizmin yerleşmesini Kenan Evren'le planladı. Darbecilerin kasten yaptığı Sivas ve Diyarbakır işkenceleri, PKK'nın saflarına katılımları arttırılmıştır. Doğuda, Darbeci askerler din düşmanı ve Kürt düşmanı gibi davranıp Kürt halkının devlete olan bağlılığını bitirdiler. Darbeci zihniyetler asla PKK ile ciddi bir mücadele yapmadı. Yapıyor gibi göründü onu daha da büyüttü. İslamcılık üzerinden Ayyıldıza bağlı olan Kürtler yavaş yavaş İslami devrim söylemini akıllarında canlı tutmak yerine yükselen değer olarak onların önünde alternatif olarak sunulan PKK saflarına geçmeye başladılar. Doğu Anadolu'da Kürt halkına yapılan işkence hikayeleri bir sonraki kuşağı daha fazla kürtçü yapmış ve adına Jön Kürtler dediğim bu jenerasyon bugünün laf anlamaz YDG-H'ını oluşturarak PKK'yı bile dinlemeyen bir yapılanma haline dönüşmüştür.

İşte bu sayede Kissinger TSK üzerinden ve sigorta olarak gördüğü Fetö ve PKK yapılanması sayesinde Türki'nın sorunsuz olarak Batı bloğunda yer almasını ve Lozan çizgisini bozmamasını sağlamıştır.

Erbakan oyunu bozan kişidir...

Erbakan 28 Şubat Darbesi asnasında Demokratik yolla bu işin çok uzun soluklu olacağını görmüştü. RTE ile İyi polis kötü polis oyunu oynadı. Adil Düzen ve Milli Görüş gömleğini çıkartttı dediği RTE'nı öteki ilan edince Britanya vee İsrail RTE'ye sahip çıktı.

Erbakan, 28 Şubat Sürecinde Darbecilerle Fetöcülerin nasıl da ortak hareket ettiklerini çok iyi görmüştü. 

İyi bir plan olmalıydı bu. Dikkatli yürünmeliydi. Şifre belliydi "BERABER YÜRÜNMELİ"YDİ...

Fetöcüler ve RTE'nin arasının ayrıldığı nokta MIT'in Batı'nın elinden kurtarılması ile başladı. MIT'i Fetö istemiş RTE onlara vermemişti. Britanya ilk defa o zaman kıllandı ve RTE'nin niyetini anladı. Fidan'dan sonra Milli bir devlet kurulmanın düğmesine basılmıştı artık. Uludere olayı, Reyhanlı Patlaması, MIT Tırlarına baskın, GEZİ'nin kışkırtılmasının arkasında tamamen bu yapılanma vardı. Türkiye'de onların dersanelerinden çıkan hemen herkes fişlenmiş durumdadır ve bu fişler CIA ve FBI elindedir. Bilgi işlemde fişlenen herkesin raporu ABD'de ve Britanya'dır. TSK, EMNİYET; AYM ve Adalet Bakanlığı içinde kimlerin FETÖ'cü olduğunu en iyi MI6 ve CIA bilmektedir. Onların eğitim kurumlarında 92-95 yılları arasında bende yer almıştım ve fişlemelere bizzat şahidim. 92-93 yılının Çankırı'daki fişleme Floppy Diskini Ankara'da ki merkeze bizzat ben götürmüştüm.

Kazakistan'da "ABD'yi ve Kapitalizmi Orta Asya'da Övün" fetvasından sonra ayrılma kararı almıştım. Çünkü Emperyalizme hizmet eden ve İslam'ın önünde paralel bir islam oluşturan bu örgütün bir gün gelip Müslümanların en büyük Cemaati Dırarları olacaklarını biliyordum. 

Öyle de oldu...

Cemaatin içinde bir çok samimi insan var ve bu insanların bir çoğu Cehenneme giden yolun iyi niyet taşlarından örüldüğünü sorgulamamaları sorunun ana kaynağıdır. Bu da onların inanmış oldukları Katolik İslam inancının bir sonucudur...

Uzun yıllar Terör dizileri yapan ve Ülkeyi PKK ve İran'a sattığını ilan ettiği Hükümete karşı gizli bir darbe girişiminde bulunan Paralel çete "PKK ve Hükümet'in çözüm sürecini bitirip, PKK'yi Ateşkese zorlarken ve bunu başarmışken, HDP'ye oy verirken kendi Cemaat mensuplarına İran ve Hükümetin Suriye'deki savaşını açıklayamamıştır".

80-90'lı yıllarda Türkiye'de Demokratik ve Laik devleti koruma ve kollama görevi üzerinden askeri vesayetle ülkemizin Britanya'nın emir eri gibi bağımlı olmasını o zamanki darbeci TSK mensupları yapmıştır. Bir Subay çıkıp Başbakan'a "P.z.venk" demiş ve konuşmasında bu seahiyeti PKK ile mücadeleden almış olmak referansına bağlamıştır. O dönemin darbeci TSK'sı da bu görevi ifa ederken de Fetö kesinlikle 28 Şubat dahil Batı'nın ve siyonizmin yanında yer almıştır.

TSK'nın şu an, Milli devlet anlayışı ve Britanya'dan bağımsız siyaset güden Hükümetin yanında yer alması Nato ve Britanya'nın Türkiye'nin "demokrasi güçleri" söylemini geliştirmiş ve CHP'nin Kürtçü kanadının ikna edilerek Fetö ile beraber PKK ülke içinde daha büyük bir terör oluşumuna yönelimi sağlanmıştır. Aslında bu güçler kesinlikle demokrasi güçleri değildir. PKK'nın demokrasi söylemi gerçek olsaydı HDP ye oy vermeyen insanlara baskı yapmazdı. Fetö'nün demokrasi derdi olsaydı 12 Eylül ve 28 Şubat'ta Darbecilerin yanında saf tutmazdı. 

Fetö'nün elinde binlerce insanın Telefon konuşması ve videoları var. Baykal, CHP'yi Fetö'ye teslim etmek istemediği için ve Mart Teskeresindeki Anti Emperyalist tutumundan dolayı görevden alınması için basına videosu servis edilmişti. Savcı Sayan ve Baykal CHP'nin içinde Anti Emperyalist adamlardır.

Şu an İslami kimlikli Türk halkı ve Kürt halkı Anadolu'da büyük bir tehlike içindedir. 


Zira Kissenger ve adamları Putin'i bile ikna ettiler.
 İçerde Fetö, PKK vb Terör örgütlerine, dışarda ise Putin üzerinden Erdoğan'ı sıkıştırdılar. Halk sonuna kadar büyük çoğunlukla Erdoğan'ın ve devletin yanında yer aldı. 80-90 lı yıllarda darbecilerin yalandan mücadele verdiği PKK ile ilk defa ciddi manada mücadele başladı. Darbeciler asla PKK'nın bitmesini istememişlerdir zira onlar sayesinde Türk siyaseyinde vesayet ağlıyorlardı. Tıpkı Britanya'nın Daeş'i kurup Orta Doğu'ya yollayıp sonrada Daeş'e Kürt halkına bölge halkına zulm yaptırıp PYD'ye meşruiyet verip PYD'ye karşı mücadele eden Türkiye ve Erdoğan'ı teröre destek veren adam ilan ederek zayıf düşüme ve devrim yapıldığında Avrupa'da yargılamak istemeleri bu işin tamamen arka planını oluşturur.

Ülkesini azıcık seven bir vatandaş, ben ayyıldıza bağlıyım islama bağlıyım diyorsa Devletine, RTE'ye sahip çıkmak zorundadır.


RTE'ninde hataları var tabiki, o bir kul. Her kul gibi hata yapmakta. 
Britanya ile olan mücadelesinde büyük bir saray yaptırması, (120.000 adet) makam arabalarına onay verilmesi, Britanya karşı "tahta karşı taht s.d.k yarışı" tıpkı Bizansa karşı Emeviye'nin aynı argumanlarla mücadele etmesi gibidir. Bu tamemen İslami Nebevi ve Kurani mücadele anlayışına terstir ve kazanma ihtimalini düşürür. E-devlet üzerinden RTE'ye mektup yazdım. Yalvardım, yakardım, lütfen "Tahta karşı taht ile değil Minderin üzerinde oturan ve hasırda uyuyan Hz Muhammed medoduyla Britanya ya karşı mücadele ediniz" diye. 1300 TL asgari ücretle açlık sınırında insanlar yaşarken 120.000 makam aracının haram olduğunu bunların Emeviyeyi hatırlattığını bu nedenle harekete zarar vediğini de yazdım. Biz de müslümansak yazmak ve doğru bildiklerimizi anlatmak zorundayız. Bu neye mal olursa olsun bunu yapmalıyız. Korkamayız sinemeyiz pısamayız.

Eğer gerçekten dünyada Türkiye'nin yükselen bir değer olarak ülkemizi yüceltmek, islamı yüceltmek istiyorsak bu ancak ve ancak Hz Muhammed'in sadeliği, mütevazı devlet yönetimi anlayışı ile olur. Osmanlı Modeli veya Neo Osmanlıcılıkla olmaz bu iş. O denendi ve sonucu görüldü. Daha büyük ve evrensel bakılmalı.
1453 Neo Osmanlıcılığı bize 1918 Mondrosu'nu da getirir, ama 13 Ağustos 610 Mekke ve 622 Medine bize Osmanlı Haritasından daha geniş bir alanda nüfuz imkanı sağlar. Bu sinerji Şiileri ve tüm ezilen dünya halklarını içine alır. 

Önümüzde tarihi bir fırsat var.

Bu fırsata Neo Osmanlıcı yerel ve denenmiş bir vizyonla sığ şekilde değil, Evrensel 610 ve 622 Medine vizyonuyla medeniyete ulaşabiliriz.
Yoksa bizim çanımıza ot tıkarlar ve yeniden daha büyük bir savaş vermek zorunda kalırız. Bunun sonucunda Atatürk'ten daha fazla Batı'ya taviz vermek zorunda kalırız...

Bahar aylarında Paralel Dinci örgütün, Bölücülerin ve diğer sözde Anti emperyalist özde Britanyanın egemenliğine çalışan örgütlerin ayaklanma, yakıp yıkma eylemleri başlayacak. Bunun hazırlıklarına Kahvehane taramalarından başlandı. Bu taramalardan ölümlerden kesinlikle adına Demokrasi Güçleri denen bu demokrasi ve insan hakları saygısızları suçludur. Devlet, en adil ama en sert önlemleri almalıdır. Şimdiden bu işi planlayanları ve aracılık edenleri ifşa etmelidir.Herkes bu ayaklanma ve iç karışıklık planına karşı hazırlıklı olmalı....

Bu ayaklanma ve kışkırtlaların tek bir faydası olacak. Halkımız ülke içinde kimlerin Devletine, Ayyıldıza ve ülkesine sahip çıktığını kimlerinse (Britanyacı olduğunu ve) ülkeyi Suriye'ye benzetmeye ve ülkeyi Lozan'ın seviyesine veya altına sokmaya çalıştığını görecek.

Rabbim ülkemizin ve tüm ümmetimizin ezilen ve ümmetimizden olmasa da tüm insanların yar ve yardımcısı olsun....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.