www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

27 Mayıs 2017 Cumartesi

ERKEK ve KADIN'ın YANYANA YÜRÜMESİNİN ÖNEMİ, YÜRÜMEYEN TOPLUMLAR ANALİZİ

Kadın malesef geleneksel İslamcı ve Yahudi toplumlarında, hatta Hristiyan toplumların gelenekçilerinde SUÇLUDUR. Çünkü Adem'e ELMEYI O YEDİRMİŞTİR. Cennetten kovulmanın nedeni olan kadına bakış açısı son derece acımasızca ve ayrımcıdır. Hz Muhammed'in asla söylemediği söyleyemeyeceği Kadın'ı şeytan, aşağılık, köpeklerle bir tutan hadisi şerifler islam toplumlarının geri ve medeniyetsiz kalmalarının ve İslama karşı olan ön yargı ve nefretin temelini oluşturur (ki bunlar asla Hanifi Mezhebine göre Hadis değil, lakin Şafiler Hanbeliler Malikiler hadisleri Ayetle eşit tutarlar, bu nedenle sosyolojik olarakta en geri kalmış İslami coğrafya sözünü ettiğim mezheplerin olduğu yerlerdir).
Erkeklerin sünnet edilme hadisesinin eski Firavunlardan Yahudilere oradan da Medineli Yahudilerin izini takip etme geleneğinden Müslümanlara geçtiğini ilk defa twitter'da yazdığım yıl olan 2012 de bir anda "İsrail Ajanı", "İslamı bozmakla özel görevli","Bozguncu" suçlamalarını göğüslemek zorunda kalmıştım ve 2500 olan Twitter takipçim 1000'e düşüvermişti. Erkeklerin sünneti bazı ülkelerde suyun yetersiz olması pisliğin yaygın olmasından dolayı düşünülebilir sağlık nedenlerinden dolayı, ancak son tahlilde erkeklerin sünnet edilmesi gerekli sağlık nedenleri yoksa günahtır, çünkü Penisin derisini aldırmak "Her şeyi yerli yerince ve mükemmel yaratmış olan Allah'a 'Ya Rabbim bu deri gereksiz ve sen bunu gereksiz yaratmışsın' demektir. Bu konudaki vizyonumuzun ve Allah tasavvurumuzun yamukluğunu Hz Musa'nın Namazın vakitlerini 50 vakitten ( ki her yarım saatte bir Namaz kılma demek bu) 5 vakite düşürmedeki Musa tecrübesinin Allah'ın (haşa) vizyonsuz isteklerinden daha makbul olduğunun anlatıldığı abuk subuk Mitolojiler içine girmiştir. Bu ve buna benzer örnek çok.
Peki neden Sünnet derisinden başladım?
Çünkü Sünnet derisini aldırmamış çocuklara ben küçükken "Sen hala gavur musun lan?" deniyordu. Düşünebiliyor musunuz? Kodlarımızda İmanın kalpte değilde af buyurun ç.k derisinde olduğu saçmalığı var. Bunun erkeğe yansıması nasıl oldu?
Erkek sünnet olduktan sonra imanını artık Gavurluk derisini aldırarak kanıtlamış oldu. (Oysa Sahabiler sünnet-sizdi, kaynaklar hiç bir sahabenin sünnet olduğuna ve Hz Muhammed'in sünnet merasimine gittiği gibi bir rivayet asla yok.) Erkek sünnet olup imanını kanıtladığında artık rüşdünü ispatlamış olmaktadır. Günümüzdeki İslamcılıkta erkeğin Sünneti, Askerlik yapması ve Evlendiğinde Kızlık zarı bozmak gibi üç büyük ve kutsal görevle taçlanmıştır. Bu üçünü başarıyla ifa eden erkek erkektir. Ne yaparsa yapsın önemli değil diğer konular el kiridir. Erkek zina etse sorun yok, elini yıkar geçer gider. Kadın zina etti mi yandı.
İşte bu saydığım nedenlerden dolayı erkek çocuk isteme, onur, güç, soyun devam etmesi ve daha detaylandırılacak bir çok konu üzerinden kız çocuklarına karşı yanlış müşrikçe bir tavır sergilenmesine neden olmuştur. Oysa Hz Muhammed'in soyu kızından geçtiği halde nedense tüm seyyitler babasından seyid (Seyid, Hz Muhammed'İn soyundan olana denir. Ürdün Kıralı Hüseyin'de Seyid'di ama ülkesini İngiltere'nin sömürgesi yapan ajan kralın tekiydi).
Kadın ilam toplumlarında uzun süre (bir çok toplumda hala) erkeğinin yanında yürüyemiyor, arkasından yürümekte, üstelik İslamın bir örtüsü sandığı aslında Ortodoks Rumlardan gelen, Yahudi kadınlardan gelen bir adet olan Simsiyah çarşafla. "Eteği uzun aklı kısa", "Eksik etek", "Şeytan kadın" figürü inanışı çok uzun yıllar devam etti.
Kadının önden yürüdüğü ülkeler ne durumda peki? Kadının önden yürüdüğü ve erkeğe göre daha avantajlı olduğu ülkelerin başında Hollanda ve İngiltere gelmektedir. Norveç'i ve Danimarkayı da buna dahil edebiliriz.
Bu ülkelerde ve çevirilen filmlerinde kadın erkekten daha zeki ve önde görünümdedir. Peki durumları nedir?
İster geriden isterse erkeğin önünden yürüsün bu iki durumda ailenin, kadın erkek ilişkilerinin bitmesi ve dengesizleşmesi anlamına gelmektedir. Bu da ilkinde özgür düşünemeyen ezberci geleneksel İslam toplumlarını, ikincisinde ise son derece özgür olan ama bu özgürlüğün cinsel özgürlüğe de yansıması sebebiyle artık tek bir erkek veya tek bir kadınla yetinmemeye alışmış Batı toplumlarının aslında soyun devamı için hediye olarak verilen şehveti alabildiğince uç noktalara taşımalar da baş göstermiş, Kapitalizmin GDOlu gıdalarıyla kısırlaşma, hormon dengesinin de bozulmasıyla geyleşme ve lezbiyenleşme, grup, swinger ve daha nice insanın doğasına uygun olmayan kayışlar sapmalar meydana gelmektedir. Bunun en büyük nedenlerinden biride büyük kentlerde TOKİ tipi Betonlaşma sonucunda ( Çünkü mekanize olan hayat, ve pahalılık yüzünden eşlerinde çalışmak zorunda oluşu, eşlerin iş arkadaşına alaka duymaları, boşanmalar vs) artık birbirini de göremeyen çalışan eşlerin Türk dizilerindeki Enişte Baldız ensestleriyle yayılan algı bozulmaları da Batı'da (Türkiye'de dahil) hızlı bir çöküntüye neden olmaya başladı.
İşte görüldüğü gibi aslında konuş girift ve anlaşılmaz görünse de aslında son derece basit. Bizler Müslümanlar olarak Kapitalist yaşam tarzıyla, kafa yapısıyla, gayri safi milli hasıla ve kişi başına düşen milli gelir miktarıyla gelişmişlik ölçerken Adalet ve Kalkınma Partisinin adı da Adalet'i sağlama ve kalkınmayı da ahlaksızlığı önleyecek biçime gerçekleştirme sağlanamadı. Evet görünüşte Başörtüsüne özgürlük verildi bu doğru, ancak artık İstanbul'da başörtülü Eskortlar hizmet vermeye başladı. Muhafazakar aileler içinden Swinger grupları çıkmaya başladı, namaz kılan geylerde var artık İstanbul'da. Tüm bunlar 15 sene önce konuşabileceğimiz konular değildi. Türkiye ve İstanbul'un bu hale gelmesine yol açan şey kesinlikle AK PArtinin aklının ucundan bile geçmeyen "toplumda kalkınma sağlanırken ahlaki yozlaşma nasıl önlenebilir?" Sorusudur.
Şu anda Türkiyede kadın yavaş yavaş erkeğin önünden yürümeye başlamıştır ve belli bir özgürlük kazanmıştır ancak hala bu değişim sürecini kabullenemeyen babalar kendi eşlerine bu özgürlüğü vermek niyetinde değiller ve pompalılarla sokak ortasında artık bir işkence haline gelen uzun boşanma sürecinde vurmaktadırlar.
Peki ne yapmalı nasıl yapmalı?
1- Ak parti artık kalkınmayı SADECE ve sadece GSMH kişi başına düşen gelirin 10.000 dolardan 20.000 dolara çıkarma kafasını bir kenara bırakmalı. Kalkınma kişilik şahsiyet, kişi başına düşen onurlu duruş ve etik davranış miktarındaki artık olarak algılanmalı. Sanki her ay RAMAZAN gibi...
2- İçinde kaliteli eğitim olmadıktan sonra kaç tane İmam Hatip okulu kaçtane üniversite açıldığının zerre kadar önemi yok. Akademisyenler de İmam hatiplilerde başka okullarımızda eğitimi kalitesiz, yetersiz, abuk subuk ezberlerle dolu. Kutul Amare adı bile daha yeni duyulmakta. Bu eğitim kafasıyla asla gelişmiş toplum oluşturulamaz.
3- Camiler, daha yeni konsept olarak değişmeye başladı. İmamlar ev ziyaretlerine gitmeli, ailelerin sorunlarını dinlemeli, imamlar aile danışmanlığı bile yapmalılar, zor konuları Kaymakamlıklara, Aile ve Sosyal işler Bakanlığıyla yürütmeli. Kadınların sorunları dinlenmeli, kadın erkek eşitliği ve diyaloğunun önündeki tüm engeller kaldırılmaya yönelik eğitsel çalışmalar okulda, camide, kışlada özenle verilmeli. Aile olmanın önemi, aile ekonomisi, aileye yönelik eksikliklerin giderilmesi ülkenin ve geleceğimizin teminatı olacaktır. Gelecek sağlam ailelere sahip toplumlarındır.
4- Bu manada TİKA benzeri kuruluşlar ve Türkiye'nin dış temsilcilikleri yurt içinde başlatılan kadın ve erkek eşitliği, fırsat eşitliği, kız çocuklarına ve kadına Kuran'ın verdiği değeri, NİSA Suresi gibi önemli bir sureyi alıp mushafta Cebrailin sonradan en baştaki 4. sure yapmasının anlamı ve önemi detaylıca anlatılmalıdır. Diyanet "Medineye Varamadım Gül Kokusu alamadım" cı kafa yapısına sahip geleneksel şefaat köprücüsü ve ülkenin önünde FETÖ tipi tehlikeye neden olabilecek diğer METÖ veya ÇETÖ tipi yapılanmalara dikkat etmelidir ve onların eline geçmemelidir. Eğer diyanet böyle adamların eline geçerse Devlet yeniden tehlikeye düçar olur. Bu halk iki debir FETÖ'ye karşı ordusuna sahip çıktığı gibi bu seferde METÖ veya ÇETÖ'ye karşımı sokağa çıksın. Bilinmeli ki Metö ve Çetö türü diğer F tipi ciamaatsel yapılanmalar da Nato'dan bağımsız değiller. Bu konsept fikir babası Kissenger ve Nato tarafından 1980'de Nato Komutanı Amerikalı Bernard Rogers tarafından Türkiye'de hızlandırıldı. Özellikle METÖ yapılanması CIA'dan bağımsız değildir. METÖ'nün ne olduğunu halkımız ilerde anlayacaktır.
Uzun lafın kısası, eğitimde KADIN en merkezdedir ve bir numaradır. Çünkü Allah bile NİSA (Kadınlar) diye eğitsel bir sure indirmiş ve bunu Müslümanların daha ne olduğunu anlamadığı bilmediği "ÖNCELİK SIRALAMASI" Fatiha'dan, Bakara'dan, Ali İmrandan sonra Kabe'nin Güney köşesini, Okyanusların çok olduğu yeri işaret eden denizleri, Anne kökünden UMdan türeme Ummanları, HAC'da ümmet olmayı anne demek olan UM dan türeme Ümmet bilinci Hac ibadetinin köşesine yerleştirmiştir 4. Sure olarak NİSA'yı ve Kuran'a ters düşmeyen nice güzel hadiste de kadın için Hz Muhammed, "çok güzel ve özel sözler" söylemiştir. Hadis külliyatından kadınları "şeytan" gibi gösteren ve "kara köpeklerle bir sayan" abuk subuk hadisler çıkartılmadıkça, kesinlikle bu "paralel" "uydurma din" ürünleri İslam toplumlarında "terörün, kargaşa ve kaosun" çıkmasına neden olacaktır. Zaten şu anda en kötü durumda olanlar da biz Müslümanlarız dünyada.
Kadın erkekle eşit yürümelidir, ailede Sol beyin Erkektir, sağ beyin kadındır. Erkek mantıkta Kadınlar genelde sezgide ileride dir. Erkek karar alırken kadına, kadın karar alırken erkeğe danışması İnsan beyninin sağ ve sol lob ilişkisi gibidir. Kararlar tamamıyla ne kadına ne erkeğe bırakılmamalı ailede. Aile beyindir ve her iki lobda dengede çalışmak zorundadır.

(Son bir şey daha, ülkemize 3 milyon suriyeli gelmiştir, bu Suriyeli kardeşlerimizin de eğitimi çok önemlidir çünkü zihniyet ve düşünce olarak eğitim almaları şarttır ve şu halleriyle Suriye'deki kargaşa ve kavgayı Türkiye'ye taşıma halleri de vardır. Bu amaçla kesinlikle fakir semtlerde yaşayan Suriye'liler için Hollandadaki VVN ( Mültecilere yardım ve dayanışma) derneğinin kurulması lazım. Özellikle 5 senedir çabaladığım Altınşehir bölgesine bu tür bir kuruluşa çok büyük bir ihtiyaç var. Eskiden 2 cami imamıyla beraber Sosyal Medya'dan da dostlarla organize ettiğimiz yardımlar (maalesef azalarak) devam etmektedir ama Suriyelilerin sorunları çığ gibi büyüktür. Devlete ve bu konuda çaba gösteren kurumlara tavsiyem, "kesinlikle VVN türü bir kurum nasıl çalışıyor, ne yapıyor ne gibi çaba içindeler?" araştırsınlar. Ben eskiden o kurumda da Hollanda da tercümanlık yaptığım için biliyorum, varsa dileyen kurum seve seve tecrübelerimi ve önerilerimi paylaşmak isterim. Keşke olsa. Ancak nerdeeee.
Kendi sıkıntı içindeki vatandaşını 500 TL verip kapı dışarı eden Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakfının olduğu bir ülke burası. Bürokrasi ve ezberci kafa yapısı bu ülkede Terör kadar tehlikelidir çünkü Devlet mekanizmasını inanılmaz kilitliyorlar (hele de hala bürokrasinin kilit noktasında Fetöcüler duruyorken ve işleri yavaşlatmışlarken)...)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.