www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

19 Ağustos 2018 Pazar

HZ MUHAMMED GELİNİYLE Mİ EVLENDİ? O AHLAKSIZ BİR PEYGAMBER MİYDİ?

HZ DAVUT ve HZ MUHAMMED'in BENZER DURUMU
Kitabı Mukaddes'te Eski Ahitte Davut peygamberin ahlaksız bir peygamber olduğu anlatılır. Davut peygamber göz koyduğu evli kadını elde etmek için kocasını savaşa yollar kocası ölünce de kadınla evlenir diye anlatılır. İşin tuhaf tarafı Davut Peygamberin bu niyetle adamı savaşa göndermediğini karısına da göz koymadığını Kuran'ın yazmasıdır. Şimdi burada dikkatli bir Düşünsel Tavaf yapalım. Düşünebiliyor musunuz Bayrağında Davut'un Yıldızının olduğu İsrail'de Davut'un ahlaksız bir peygamber olduğuna inanan konuyu bilen yüzlerce haham var.
Ayrıca Kuran, onların (aslında bizim ) peygamberini temize çıkartırken şu an ki Yahudilik Hz Muhammed'i Zeyd'in karısına göz koyduğunu onu boşattığını ve kendisinin evlendiğini söylemekte.
Oysa Davut'un, kocası ölen bir kadınla evlenmesi ile Hz Muhammed'in Kocasının boşadığı bir kadınla evlenmesi gayet doğaldır. Doğal olmayan şey atılan iftiradır.
Peki işin aslı nedir?
Hz Muhammed'in vefat etmeden önce en çok başarmak istediği şeylerden biri de "Sosyal Sınıf Farklarını ortadan kaldırmaktı". Peki bunu başarabildi mi?
Asla kaynaklarda görmezden gelinen üzeri örtülen yığınla konu vardır. Mesela İlk Mescit yapılırken, beyaz yakalı Ticaret erbabı zengin sınıfların pek gücüne gitmişti amele olarak çalışmak ve o pamuk gibi manikürlü beyaz ellerinde çamuru gördüklerinde bozulmuşlardı hemen, oysa ellerinde çamurla kerpiç karıp türkü söyleyerek son derece mutlu alt sınıf insan tabakasından gelen Ammar bin yasir gibi sahabeler Medine Camisi yapılırken bu huzurlu kerpiç karma ( O zamanki Tuğlanın duvar yapımı için hazırlanması) eylemi sırasında (adını vermeyim ortalık karışır) zengin sınıf sahabe tarafından azarlanmış ve "Sus lan kara kadının-esmer yüzlü- kadının oğlu" diyerek susturulması ( ki o kadın yani Hz Sümeyye islam tarihinde ilk şehit kadındır) Hz Muhammed'in çok gücüne gitmiş bu sözler ve hemen Hz Muhammed de ellerini sıvayıp o da çamurun içine dalmıştı işe koyulmuştu. O lafı söyleyen beyaz yakalı sahabe sonradan bu sözü söylediği Sahabeden özür dilemiştir.
İşte böyleydi durum. Ancak bunlar Abdurrahman Şarkavi'nin Özgürlük Peygamberi adlı kitabı haricinde hiç bir yerde pek fazla karşımıza çıkmaz. Bize anlatılan İslam, Hz Muhammed döneminde herşeyin güllük gülistanlık ASRI Saadet şeklinde olduğudur. Asrı Saadet söylemine ilk itiraz eden kişiyim ben. NEDEN? Çünkü Saadet demek Mutluluk demek, Mutluluk islamda anılmaz, Kuran'ı okuyanlar bilirler Allah Kitabında MUTLULUK SAADET kelimesini kullanmaz bunun yerine HUŞU yu ve HUZUR u kullanır. Mutluluk Kapitalizmin iş birlikçisidir. Mutluluk yani Saadet Dünyevileşmenin ilk belirtisidir. O nedenle Asrı Saadet denemez Saadet Partisi diye islamcı parti kurulamaz. Asrı Huzur denebilir veya Huzur Partisi denebilir. Neyse Konu bu değil. Adı saadet olan bir kitabı bir müslüman alıp da okuyamaz. Ha dünyevileşmek isterse gitsin alsın. Ancak insan Huzurla Tatmin olur Mutlulukla değil.
Konu Hz Muhammed'in Zeyneb'le olan evliliği ki bu evlilik Shakespeare'in bir eserinde de geçer ama Hz Muhammed'i suçlayarak geçer. Bugün Ateistlerin veya İslam düşmanlarının en fazla saldırdığı konu Hz Ayşeyle olan evliliğinde 5-9 yaş meselesi değil Zeyneple olan evliliğidir. Çünkü Zeynep kuzenidir geleneksel toplumlarda Hz Muhammed onu azatlı kölesi ve evlatlığı olarak çağrılan Hz Zeyd ile evlendirdiği ama boşanan karısıydı Zeyd'in.
Zeyd köle kökenli Zeynepse Asil şehirli bir Hanımefendiydi. Zeyd kültürel ve sınıf farkı alışkanlıkları nedeniyle Zeyneple asla anlaşamadı. Yürümeyen evlilikleri boşanmayla sonuçlanınca Hz Muhammed önceden asla gönlünde bir yeri olmayan Zeynep'e aşık oldu ve kalbinde sakladığı bu sevgiyi de Allah ortaya çıkarı verdi.
Ayette "Zeyd senin evladın değil, onu boşadığında biz onu seninle göklerde nikahladık" (özetle geçtim) ayeti gelince ne yapacağını bilemedi. Allah evlatlık makamını kabul etmediğini ve Zeynepi isim vermeden onun gelini olamayacağını ima etti. Burada gerçekten kan bağlı evlat olmanın önemli olduğunu açıklamış oldu. Evlatlığın ise bir geleneksel anlayış olduğunu ve bunun gerçekle alakası olmadığını da üstelik İkinci Müslüman'ın adını zikrederek verdi. Oysa Allah Ebu Bekirin bile adını Kuranda zikretmemiş ona "İkinin İkincisi" deyi vermiştir. Zeydin neden bu kadar önemli olduğunu Müslüman İllüminati adlı eserimde "neden adı yazılan tek müslüman ve Asrı huzur dönemi insanı" olduğunu detaylıca açıkladım. Hatta adı yazan tek kafirin de neden "Ebu Leheb olduğunu neden Hz Muhammedin etrafından hiç kimsenin adının ismen geçmediğini" de açıkladım. Ancak bunlar ileriki on yıllarda sorgulanacak ve anlaşılacak hususlar şimdiki toplumun bunu anlamasını beklememiz çok zor.
Neyse geçelim bu olaydaki hikmete...
Kelimei Şahadette saadet yok huzur vardır, Hz Muhammedin Huzur yolunun ABDUHU da olduğunu da biliyoruz. O bir KUL du ve Kuranın tabiriyle Efendimiz değil ARKADAŞIMIZDI sadece, örnek bir kul ve ARKADAŞIMIZDI ama. Arkadaş ve Kul olması gerekiyordu da, çünkü insan arkadaşının dini üzerinedir, hiç kimse yarı tanrı bir peygamberi takip etmez günlük hayatta. Etse de eften püften şeyleri sünnet sanır. Mesela göbeksiz olmak göbeksiz atletik bir vücuda sahip olmak sünnetken, kuru fasülye pilav artıklarını beyaz ekmekle tabaktan sıyırmayı sünnet saydı çoğu insan. Oysa sünnet az yemekti. Kalanı paylaşmak değil tabağın tamamını bölüşmek gerekirse kendisi aç kalmaktı karnına da taş bağlamaktı. Biz böylemiyiz? Yok yahu nerdeeee. Kainatın Efendisi yani Rabbül Alemin olmuş bir Peygamberi kim takip edebilir "ben peygambermiyim Ümmet düşünecek" lafı eskilerin söylediği rezilce bir atasözüdür bu kafadan gelen bir yansımanın ürünü olarak....
Hz Muhammed bir insandı. Sonuçda onunda kalbi vardı, o bir Arap idi. Kızdığında araplaştığını ve öfekesini nasılda arap gibi yansıttığını adaletsizleştiğini ve onu engelleyen kişinin Hz Cebrail olduğunu (oysa buradan anladık gerçekten onun vahiy aldığını) anlatmadılar hiç ( Bkz Hz Hamza'nın cesedine Hindin yaptıklarına tepkisine, nasılda öfkeden üzüntüden kendinden geçen Hz Muhammedin aldığı kararı Cebrailin Kuran ayeti gelince "Muhammed eğer kısas yapacaksan misliyle yap, ama affedersen senin için daha hayırlı" sözü geldiğinde kendine gelip değiştirtmesi,
(Geleneksellere ve FETHULLAH GÜLEN islamcılığına sesleniyorum) Hani Ayet Hadisin gerisindeydi? Ki böyle inanan gerzekler çok . Bunlar laf anlamaz ki, çünkü kafalarını göğe kaldıran önünü göremeyen geleneksel islamcılarla kafalarını kuma gömen İslam düşmanları arasında bir orta yolu bulan gören insan çok azdır.
Hz Davut'un durumuda buna benzemekte, savaşta kocası ölen dul kadına aşık oldu ve o kadınla evlendi diye Hz Davut beğendiği güzel hatunların kocalarını kazanamayacakları savaşların komutanı yapıp öldürtüp hatunları da kendine nikahlıyordu iftirasını Hz Davutla beraber zaten Hz Muhammed'e de atmışlardı.
Her iki insanda İNSANDI KULDU. Aşık da olurlardı bu gayet doğal ancak aşık oldular da kocalarını savaşa yollayıp öldürttüler iftirası inanılmaz bir fantazi.
Zeyd'in karısı Zeynep Hz Muhammed'in gelini değil kuzeniydi. Zeyd Hz Muhammedin oğlu değil azat ettiği kölesiydi ancak en sadık dostuydu bunların iyi tespit edilmesi gerek, bakmayın siz Sünnilerin Ebu Bekiri Alevilerin Hz Ali'yi bu konuda öne çıkartma çabalarına.
Allah'a bakın Kuran'a bakın. Allah Kuran'ın içinde Ali'nin adını hiç yazmamıştır ismen, Ali bile Müslüman olurken tereddüt etti. Ancak Zeyd asla en küçük bir tereddüt etmedi.
Hz Ebu Bekir'de verdiyse malından tüccar olduğu için geleceğine yatırım yaptı, yani toprağın altına cennetine.
Ancaaaaakk Zeyd böyle değil. Zeyd, kendisini çölde yıllarca arayıp bulan babasına "Babacım anneme söyle ben gelemeyeceğim, benim burada bir davam var, bu adamı bu şehri bırakamam" deyip babasını anasını bırakıp da Medineyi bırakmaması Anasından babasından vatanından vaz geçmesi ne demek hiç bir Allah Dostu(!) yazmış mı bunu yooooo.
Niye?
Çünkü bunu bulup yazsalardı Sünniliğe veya Şiiliğe halel gelecekti. Mezhepçilik gümleyecekti, iki kol ve mezhep bu iki isim üzerinden yürürken benim gibi bir deli Zeyd'i çıkarıp ortaya koyarsa gelenekseller her iki kolda elbette beni hedef alıp "Bu israil ajanı 7 dil bilen adammı olur" diye arkamdan iftira attılar.

Biri Ebu Bekire diğeri ALİ ye tapan bir gürüh nasıl görecekti ki Zeyd'in Kuran daki konumunu?

Kendinize bir iyilik yapın. "Bilinmeyen Tarihi Gerçekler Müslüman İllüminati" adlı Kitabı satın alın mutlaka.
Hadi Allaha emanet olun....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.