www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

9 Şubat 2017 Perşembe

TÜRKİYE’YE YÖNELİK TÜM İÇ VE DIŞ TEHDİTLERİN ANALİZİ,

Dünyada konjonktürler hızla değişiyor, güç dengeleri hızla değişmekte ve bu değişimden sadece Türkiye değil hemen hemen her ülke ve hatta terör örgütleri yada Özgürlük(!) savaşçıları da etkilenmekte. Zira eskiden terörist olan şimdi müttefik, eskiden müttefik olan şimdi terörist veya tehdit sıralamasının başına yerleşti. Türkiye bağımsızlığını ele almak için çabalamakta zira YENİ TÜRKİYE’nin açılımında bağımsızlık ve güç ön plana çıkarken Türkiye’nin güçlenmesine ve bağımsızlığına yönelik tehditlerde arttı. Zira sözde bazı müttefiklerimizin çıkarlarına ters gelmekte yeni söylem. Nedir bu tehditler birlikte inceleyelim?

1- İÇ TEHDİTLER: ( Gladio, Paralel, Jön Kürtler, Jön Türkler (Beyaz Türkler), Mezhepçilik )


A) Türkiye’nin en öncelikli ve birinci tehditi adına PARALEL ÖRGÜT denen devlet içine yıllardır yapılanarak sorgulamadan üstten gelen emirleri cennete gitmek için imama itaati farz gören ve asıl tepedeki emirleri İllimünati’den ve dolayısıyla onun başı Kraliçe’den alan yapı var. Bu yapının en altta bulunanlarının tepede olanlardan asla haberi yok. Tepede olanlarda cemaat gazetelerinde daima ülke içindeki siyaseti gündeme getirip örgütün üyelerinin gözleri bağlanmakta asla İngiliz Kraliçesi ve İllimünati’nin yaptıklarından veya dış siyasi rüzgarlardan bahsedilmemektedir. Paralel Devlet’in dış siyasetten anladığı İsrail’in dostluğunu kazanmak ve İran’ın düşmanlığını sıcak tutmaktır. Bu noktada Ehli Sünnetin mezhepçi bakışından yaklaşarak Siyonizmle dost ama Şia ile düşman olunması gerektiğine inandırılmaktadırlar. Aynı yapı yine büyük bir iki yüzlülükle Türkiye’de ki Alevilerle kontak halinde olup onların sempatisini kazanma ikiyüzlülüğü siyasetini de ustaca yürüterek Türkiye’de genelde aykırı bir ses olan ve (geçmişte Dersim’de yapılan yanlış siyaset sonucu) tüm radikal komünist örgütlerin tepesinde bir güç olan Alevilere sahte gülücükler atmaktadırlar. Paralel unsur Yargıdan ve Emniyetten temizlenmiş değildir ve şu an üyeleri AK Partili görünme çabası ve şirinliği içinde ya yerlerinden olmama çabasında yada terfi yarışında hükümetten nemalanma gayretindeki diğer cemaatlerle yarıştadırlar. Her şekilde bu unsurun Devlet içindeki yapılanmasından kurtulmak kolay değildir kolay da olmayacaktır. AK Parti kendi içinde, bu cemaatin başardığı kardeşliği ve dava aşkını tam kuramamıştır. Devlet bu tehdidin ortadan kalkması için daha fazla güç ve çaba harcamak zorunda kalacaktır.



B) BEYAZ TÜRKLER: Yıllarca ülkenin kaymağını yiyen finans, medya, sanat ve sinemayı elinde tutarak halkın uyutulurken soyulmasını sağlayan kesimi şu an GEZİ’ye en büyük destek veren kesimi oluşturmaktadır. Gizli gizli yapılanarak SAVCI’nın katledilmesinden, Fenerbahçe Kulübüne suikasttan bunlar sorumludur. Görüntü’de DHKP-C vardır ancak geri planda GEZİ’deki tüm kadro buradadır. Bu grup PARALELLERLEDE İŞ BİRLİĞİ içerisindedir. Halkın iradesine karşı ellerinden geldiğince gücü kendi ellerine almaktadırlar. Bunlar halkı ve tercihlerini MAKARNACI, APTAL KOYUN vb sözlerle küçük görmekte aşağılamaktadırlar. Demokrasi’den aslında nefret eden bu grup halkı Demokrasi adına ve Laiklik adına geçmişte yaptıkları soygunlarla bıktırdılar.



C) KCK ve PKK içindeki Laf Anlamaz JÖN KÜRTLER: 38 yıldır süren kavgayı bitirmeye azmetmiş olan Hükümet aslında bütün şimşekleri bu yüzden çekti üzerine. Zira savaşın bitmesi demek Teksas silah fabrikalarına yeni siparişlerin ve yeni silah ihalelerinin yapılamayacağı anlamına gelecekti. TSK içinde Ergenekon davaları ile jakoben subayların uzaklaştırılması sonucunda siyaset barış adına adımlar atabilmiş ve kendi içinde akan kanın durmasını sağlamıştı. Başlangıçta Kürt Halkının kimlik mücadelesi şeklinde gelişen ve sonunda kimlik haklarının yavaş yavaş alınmasının arkasından aceleci genç Kürtlerin ( JÖN KÜRTLER)in KCK içinde Öcalan’ın barış ve silahsız mücadelesine en büyük karşı koyuşu ortaya attılar. Öcalan’ı Devletle iş birliği içinde gören bu kesim yaşlı ve masa başında barışın sağlanacağına inanan Kürtleri de “Türkleşmiş ve yeterinde Kürtçü olmamakla” suçlayan kendini yurtsever sanıp idealist faşist olduğunu göremeyen uzlaşmaz kesimler Hendek siyasetinin destekçileridir. Bu kesimleri doğu Anadolu’ya giden sözde gazeteci kılığındaki Alman, İNGİLİZ ajanlar kışkırtmaktadırlar. Kazdıkları hendeklere yaklaşık 18.000 Jön Kürtçü gömüldü. Dağlarda ise ölen PKK’lı sayısı yaklaşık 4500 kişidir. Şu an örgüt eleman bulamamaktadır. Kürt halkının nezdinde de “Çözüm Sürecini” bozdukları için gözden de düşmüştür.



D) MEZHEPÇİLİK YAPAN CEMAATLER: Paralel örgütün kışkırtmalarına kanarak ülkenin bağımsızlığı için çabalayan HALK Cephesini Millet iradesini MEZHEPÇİ muhafazakârlıkla tehdit etmekteler. Bu kesime Paralel yapı, “devletin İran ajanları tarafından ele geçirildiğini, devletin bu yüzden şiaya sempati beslediği” yalanını uydurarak fitne ve fücurun en alasını işlemektedirler. Cahil bazı geleneksel cemaatler siyasetten ve ilimünatiden ve ilimünati’nin sanatta ve siyasette yaptıklarından bir şey anlamadığı için onlara kanmaktadır.  Mezhepçiler ilerde çıkartılmaya çalışılan Alevi ve Sünni çatışması için en tehlikeli atarları yapmaktadırlar. Suriye olmamamız için buna dikkat etmek lazım.



E) DEVLETİN BÜROKRATİK YAPISI: Hantal devlet mekanizmasının oluşturduğu bürokrasi içerisinde onbinlerce Makam aracı, gereksiz kamu harcamaları, vatandaşı çileden çıkartan bürokratik hatalar, vatandaşı düşünmeyen umursamayan ve ona kamusal hizmetin verimli bir şekilde verilmesini için çabalama konusunda eksik ve yetersiz devlet yapısı da tehdittir. Zira devletin sosyal devlet olmanın gereklerini tam olarak yerine getirmeye çalışmak yerine, Almayandan lüks onbinlerce makam aracının satın alınması, bunların masrafları, Diyanet ve TRT Bütçlerinin çok büyük olmasına rağmen sosyal Yarımlaşma konusuna yeterince özen gösterilmeden halkın vergi gelirlerinin bu şekilde çarçur edilmesi devletin kendisinin yeterince mali disiplin içine sokmak istememesi ve bürokratik saltanat kafasından bir türlü uzaklaşılmaması, demokratikleşme ve ifade özgürlüğünün tam sağlanamaması ve buna benzer çeşitli nedenler yüzünden Terör örgütlerinin kendilerine meşruiyet zemini bulması ve bu alanı Britanya'nın medyası ile kışkırtması da tehdit bataklığının kurutulamamasına da etkendir.



2- DIŞ TEHDİTLER: (İlimünati, Emperyalist Efangelistler, Siyonist Aşkenaziler )



A) İLLİMUNATİ: Bu örgütle ilgili daha önce yazı yazmıştım. Okumayanlar için kısaca tekrar değineyim. İllimünati anlamı Latince “aydınlanma” demek olan ve Dinlerin karanlığından dünyayı kurtararak kendi Bilimsel aydınlanmalarına halkı çekerken zamanla sömürü düzeni şeklinde kendi gücünü oturtmuş bir yapılanmadır. Bu örgütün başı kesinlikle “Britanya Kraliçesi ve Makamı”dır. İllimünati Dinler içinde en fazla Emperyalist Anglikan Protestanlıkla ve Siyonist Yahudi Aşkenazilerle iş birliği içindedir. Örgütün alt yapısında ABD’li zenginler Rotschild gelmektedir. ABD’li Cumhuriyetçi Parti alt yapısı ve Demokratların üst yapısı en büyük kurumsal destekçisidir. Amaçları her on yılda bir büyük savaşlar çıkartıp TEKSAS’ın silahlarını satabilmek ve kapitalist çarkı ABD lehine döndürmektir. Türkiye’de savaşın bitmesini hem ekonomik hem de siyasal nedenlerden dolayı istememekteler. Onlar Türkiye’de mutlaka bir çatışma ortamının gerekliliğine inanmakta olup, Alevi-Sünni, Kürt-Türk, Laik-Müslüman, Gelenekçi-Kurancı çatışmalarının olmasını istemektedirler. Bu itibarla dış tehdit sıralamasında bulunmaktadır;


I) Britanya: Tarih boyunca İslam ve Türk Düşmanlığını gizli ve açık devam ettirmiş bir ülkedir. Haçlı Bayrağını ulusal Bayrak olarak kullanan İngiltere Britanya’yı yönetmektedir. Osmanlı’nın son döneminde hızla dağılıp parçalanmasını Britanya sağlamıştır. Tamamen yok edilmek yerine Batı değerleriyle ve Müttefikliğinde kontrolünde Lozan’la Türkiye Cumhuriyeti olarak kurulmasını o sağlamıştır. Şimdiye kadar Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ve Başbakan’ın kim olacağı konusunda icazet alınan makam da burasıdır. Bunlar tuhaf ve saçma sapan iddia gibi gelebilir ama değil. Bu devlet Londra’da dünyanın en büyük ve en etkin siyasal okullarını kurmuş ve inanılmaz şeytani bir bilgi birikimine sahiptir.

II) ABD Cumhuriyetçi Tabanı: Bunlar ekseriyetle ABD’nin güneyinde yaşayan, Zencilerden, Kızılderililerden, Asyalılardan, Türklerden, Müslümanlardan nefret eden “Mississipi Yanıyor” filmindeki Ku Klux Klan örgütü ile de örgütlenmiş Efangelist faşist kafa yapısındaki adamlardır. Alt zemindeki müritleri Yahudilerden de nefret eder. Üst zemindeki adamları Siyonistlerle iş birliği içindedir.

III) Siyonist Aşkenaziler: Bunlar Tayyip Erdoğan Öncesinde Türkiye kontrollerindeyken Türkiye’yi seviyorlardı ancak RTE’den ve yeni anti emperyalist bağımsız ve Büyük Türkiye sloganları onları ürküttü. Şu an Türkiye’den hoşlanmıyorlar ve Türkiye’yi tehdit olarak görmekteler. Türkiye’ye olan nefretleri ve kızgınlıkları üvey kardeşe duyulan nefret gibi zira Aşkenaziler Yahudi toplulukları içinde tıpkı Karaim Yahudileri gibi aslen Türk kökenli Yahudilerdir. Irki yönden Türklerle akraba olduklarını biliyorlar ancak Gazze, Filistin vb inanç ve emperyal dava konusunda Müslüman Türkiye ile ters düşmekteler. Türkiye için tehdittirler.


IV) IŞİD, VAHABİZM: Bir İngiliz mezhebi olan ve İngiliz Ajanlar tarafından kurulan Vahabilik tamamen İngiliz emperyalizmine ve çıkarlarına hizmet etmekte olan bir inanç sistemidir. İngilizler Vahabiliği daha önce Osmanlılara karşı kullandılar ve Osmanlıların Orta Doğu’dan çekilmesini sağladılar. Bunu yaparken İngilizler Hadis İslamcılığını da kullanmış ve Sünni Arapları da kışkırtmıştır. ( “İmamet Kureyş’e aittir” sahte Hadis’i yüzünden imametin Türklerde değil Araplarda olması gerektiğini, Arapların asla Türkler tarafından yönetilemeyeceğini bu sahte hadisle ikna etmişlerdir ). Vahabiliği daha sonra Şia ve Sünniliğe karşı düşmanlığın arttırılmasında da kullanan İngiltere onu Afganistan savaşında da sömürmeyi bilmiştir. Ayrıca Çeçenistan davasında Çeçenlerin savaşının içine sokulan Vahabilik Çeçen halkının Vahabilikten tiksinmesinden dolayı Rusya yanlısı olmalarını sağlamıştır. Aynı sorunlar Bosna savaşında da devam etmiş Vahabiler yakaladıkları Sırplara işkence ve kafa kesme seremonileri düzenleyerek Bosna savaşını da kirletmişlerdir. Bu da yetmemiş Çözüm sürecine karşı PKK’nın cezalandırılması görevi verilen IŞİD binlerce insanı katlederek Kürt halkına acılar yaşatmıştır. Şimdi İŞİD Türkiye’de terör eylemleri düzenleyebilmek için yeterince taraftar toplama çabası içindedir. Pakistan’da yetiştirilen Suudi Vahabi Ajanları şu an Türkiye’de olup sevimsiz mesajlarıyla ülkede taraftar toplama gayretlerini sürdürmekte olup bunlara hala fırsat verilmektedir. Eğer Suriye’de İŞİD başarı kazanmış olsaydı buradaki Militanları önce Uygur sonra Orta Asya’da faaliyet içine sokacak ve terörü Orta Doğu’dan Orta Asya’ya yayacaklardı. Ancak Türkiye ve Rusya’nın ortak müdahalesi İŞİD’i ve İngiliz Siyasetini yolun sonuna getirdi.



Britanya, Suudi Arabistan ve İsrail güdümündeki İŞİD, yaptığı terör eylemleriyle özellikle Somali'de Türkiye'ye karşı en büyük Emperyalist ve Siyonist tehdittir.



B) İRAN MUHAFAZAKARLARI: İran’ın rejim değişiminden sonra evrensel bakan devrimcileri ( ALİ ŞERİATİ’ÇİLER) olduğu gibi tamamen mezhep faşistliği ile gözü kör olmuş kesimde vardır ve bu kesim yayılmacı siyaset gütmek istemektedir. Zaman zaman kendi içinde evrensel bakan mollalarla kavga içinde olup Türkiye’nin İslam dünyasında etkin rol almasını da istememektedir. Eskiden Türkiye’de etnik savaşın körüklenmesine İsrail’le beraber en büyük desteği işte bu muhafazakarlar vermişlerdir. Bunlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Şia’nın muhafazakar Farsçı kanadı büyük bir tehdittir Türkiye için.



C) YURT DIŞI PARALEL OKULLAR: Bu okullardan yetişen dünyanın bir çok yerindeki gençler yavaş yavaş ekonomi ve siyasetin gücünü ele almaya başlamışlardır ve bunlar o ülkelerde gücü ele tamamen geçirdiklerinde en çok Türkiye düşmanı olacaklardır. Zira Emirleri Pensilvanya vermektedir oraya mirlerde Londra’dan gitmektedir. Bu itibarla Devlet bu işin halledilmesine önem vermelidir. Bu okulların Türkiye Devletine tesliminin sağlanması ve bu okullara sıradan öğretmenler değil o okullarda görev alırken Ülkenin itibarını yere düşürmeyecek, bir omzunda Kültür Türklüğünü diğer omzunda evrensel İslami değerleri taşıyacak adam lazım. Bu ülküde öğretmenlerin organizasyonlarını devlet yapamaz ama taşıyabilecek çağı okuyan DEVLETLERİ ELE GEÇİRME GAYRETİNDE OLMAYAN cemaatlere bu işi verebilir. Zira MEB’in kendisi kel ve başına ilaç bulamıyor.



D) ERMENİ, YUNAN ve AVRUPA FAŞİZMİNE KARŞI:



I) Gerek Ermeniler gerekse Yunanlılar nüfus olarak küçük ama nüfuz olarak büyük uluslardır. Zira Avrupalılığı Yunanlılık (Helen Kültürü) olarak yutturmayı başarıyla sağlamış olan İngiliz Yunan ortaklığı geçmişte ( 1800’lü yıllarda Balkanlarda) Osmanlının yıkılmasına neden olmuştur. Avrupa’da bundan etkilenmemiş yada en az etkilenen yerler Norveç, İsveç, İzlanda ve kısmen Finlandiya’dır. Ayrıca son zamanlarda Macar Milliyetçileri sayesinde Macar haklıda Türk olduğunun farkına varmış ve ırki nedenlerden dolayı Türkiye’ye sempati duymaya başlamıştır. MHP kendi içinde entelektüel ve vizyonu olan adamlar yetiştiremediği için Avrupa’da Estonya, Bulgaristan Finlandiya gibi geçmişi Türklere dayanan uluslara Türkiye anlatılamamıştır. Bu yapılırsa ve sağlanabilirse Avrupa’da Türkiye daha güçlü olabilir.



II) Özellikle Almanya’da olmak üzere Türkiye kendi vatandaşlarıyla bağ kuramamış yıllarca kendi halkını aşağılayan burnu büyük pislik adamları elçi diye buralara atamış, elçilik çalışanları kendi halkına pislikmiş gibi davranmıştır. Son zamanlarda bunlar değişse de halkla tam ilgilenilmemiştir ilgilenilmemektedir. Oysa bu halkın dejenere olmaması, ailelerin sağlam durması gerekmektedir, bu itibarla devlet kendi vatandaşını sadece askerlik hizmetinde doğum ve ölüm durumunda sormamalıdır. Kendi halkıyla yakından ilgilenmeli, doğum, ölüm, evlilik veya başka durumlarda ( Türk Günlerinde) mutlaka katılmalı yada Devletin mesajını okumalıdır). Halkla yan yana omuz omuza yürümelidir. Halkı sürekli eğitimde, kültürde dik tutacak etkinliklere destek vermeli, buna bütçe ayırmalıdır. Bu istihbarata bilgi sağlamak içinde kullanılmalıdır. Bu sayede yeni sağlıklı stratejilerin belirlenmesi ve düzenlenmesine imkan olabilir.



III) Geçmişte Anadolu halkına kan kusturan şimdide aynı şeyleri yapmaya kalkan Helenizmin yanında duran Britanya’ya karşı GALATYA ile İrlanda ile bağlar kuvvetlendirilmelidir. Zira Anadolu halkının damarlarında KELT kanıda bulunmaktadır. Elbette bu kan faşizmi için olmasa bile kültürel bağlar bulunmaktadır. Anadolu’nun müziği Keltlere güzel gelmesinin sebebi budur. Müzik ve Kültür ile Keltlerle bağlar kuvvetlendirilebilir. Yapılacak belgesellerle Galatya dünya Kelt halklarına tanıtılmalıdır bunun üzerinden Anadolu ile Keltlerin kardeşliği sağlanabilir. Bu Türkiye’nin elin güçlendirecek sayısız fırsatlardandır. Bu ve bunun gibi politikalar Türkiye imajına katkı sağlarken tehditlerin gücünü kıracaktırda.

Daha başka yazmak istediğim konular ve başlıklarda var ancak hiç duymadığınız başlıklarla bu yazı ancak kitaplaşırsa bağlantılar daha net yazılabilir..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.