www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

15 Aralık 2016 Perşembe

ERDOĞANİZM NEDİR? NASIL GELİŞTİ?


Aslında bu düşünceyi ilk fark edenler(!) Türkiye’de ki Erdoğan karşıtı solcular(!)dır. Onlara göre Erdoğanizm, Türkiyeyi batılı değerlerden kopartarak şeriat düzeninin hakim olduğu bir devlet düzeninin oluşmasını sağlamayı amaçlayan ve bu sürecin sonunda Türkiyeyi büyük devletlere parçalatacak bir işleyiş ve felaket zihniyetidir.

Peki gerçekte bu mudur Erdoğanizm?

Onu seven milyonlar Erdoğanizm’den ne anlıyorlar?Recep Tayyip Erdoğan ister beğenilsin isterse olumsuz eleştirilsin fark etmez, o Türkiye'nin gelmiş geçmiş Atatürk’ten sonraki en faal Cumhurbaşkanıdır. İkisininde ortak hedefi Türkiyeyi bulunduğu zor durumdan yukarı taşımaktır. Yalnız Atatürk Erdoğan kadar şanslı değildi. Çünkü başına geçtiği ülke sadece halı ve sigara satan, hiç yolu bulunmayan, halkının çoğu hastalık ve savaşlarla bitmiş, çocuk ölümleri dağ gibi olmuş, alt yapı sorunları büyük bir ülkeydi. Ayrıca Britanya’dan kaçsa Sovyetler, Sovyetlerden kaçsa Britanya vardı. Yani Britanya ve Sovyetler Atatürk’ün başka bir çıkışa gitmesini engellerdi. Atatürk emperyallerin ne yaptığını nasıl olduğunu analiz etmiş ve buna göre zor şartlarda halkın çoğunun pekte istemediği devrimleri yapmıştı. Halifeliğin kalkmasından harf inkılabına kadar her şey Lozan'da Britanya dayatmasıdır.
Erdoğan'ın göreve geldiği dönemde ülkemizde çok kötü durumdaydı, ekonomisi batmış, kasaları boşaltılmış, nüfusu kalabalık, terör sorunu büyük, sağlık, eğitim yol vb yenilenmeyi bekleyen bir ülkeydi. Ancak kesinlikle Atatürk'ten daha şanslıydı.

Çünkü Britanya ve Rusya rakipti. Rusya'yla beraber hareket ederek Britanya'nın Türkiye üzerindeki hâkimiyetine son verebilirdi. Britanya'yı Orta Doğuda zayıflatabilirdi.

Göreve geldiğinde Erbakan’ın onu ve arkadaşlarını siyasal evlatlıktan reddetmesiyle Erdoğan'a uluslararası Siyonist lobilerden büyük destek geldi, aslında Erdoğan onların ne istediğini biliyordu, tıpkı Atatürk gibi onlar ne istediyse verdi.

Özelleştirmelerle bir çok kar eden kurumlar satıldı. The Cemaatle arası yağlı ballıydı. 2008’e cemaat kendisine ne istediyse verildiği için ülkeyi AK Partiyle beraber yönetiyordu.

Ancak bu böyle gidemezdi. Türkiye'nin ilerlemesi ve açılımlar yapması ve Terör, Sağlık, Eğitim, Bayındırlık vb ağır sorunlarını çözmesi gerekiyordu. Bu sorunlar içinde en hassası da Terör meselesiydi…

Bu sorunu çözebilmek için ipleri eline alması gerekiyordu Erdoğan'ın. MIT, İçişleri, Adalet, Savunma, Dış işleri, Milli Eğitim Bakanlıkları FETÖ’den geri alınmalıydı. Bazı sığ solcuların “Yağlı ballıydılar ne oldu da ayrıldılar? Tabi Rantı paylaşamadılar” gibi son derece salakça yorumları başlatan ayrılık MIT’in kontrolünde başladı. Fetö, Britanya adına çalıştığı için MIT’in başına kendi adamlarından birinin mesela Baransu’nun getirilmesini istedi. Ancak RTE buna karşı çıktı ve Anti Amerikan ve Anti D’ingiliz kendi adamı Fidan’ı getirdi. Erdoğanizm burada şunu görmüştü “Güçlü istihbarat güçlü devlet ve ülke” demekti. Ordunuz ne kadar güçlü olursa olsun eğer sağlam güçlü bir strateji üretmek için doğru bilgi, tecrübe, hikmet ve istihbarat yoksa o ülke koca bir hiçtir. MIT içinde cirit atan Fetöcüler tek tek uzaklaştırılmaya başlandı. Ancak ülke içindeki saçma sapan İstihbarat dağınıklığından faydalanan Fetö Jitem’de, Emniyet İstihbarat’ta hala çok güçlüydüler. Hrant Dink’ten daha başka stratejik cinayetleri bu güçleri sayesinde yapıyorlar, PKK’ya istihbarat sağlıyorlar, ABD ve Britanya’ya bilgi sızdırıp ülkeyi Batı’ya satıyorlardı. En büyük hainliklerinden biride, kendince protesto yapan gençlerin kafasına gaz fişekleri sıkma emrinin verilmesiydi.
Erdoğanizm bu sürecin sancılı geçeceğini görmüştü zaten. The Ciamaat, sırtını Londra, Washington, Paris, Berlin’e yaslamanın rahatlığıyla şımardıkça şımarıyor azdıkça azıyordu. Erdoğanizm Felsefesini şöyle açıklayabiliriz.

1-      Ne olursa olsun liderler halkı için çalışmalı, emperyalist devletlerin kışkırtma ve saldırılarından asla korkmamalı.

2-      Sırtını Halka yaslanmalıdır.

3-      İstihbaratı gerçekten MİLLİ hale getirmeli ve güçlendirmelidir.


4-      Ülkemizi tehdit eden en büyük sorunlar Mezhepçilik, Etnik Terör. Bunun için asla mezhepçi ve bir etnik kökeni destekleyip diğerlerini aşağılayan faşist bir çizgi oluşturulmamalı.

5-      KCK yada PDY gibi devletin içinde alt devletçikler izin verilemez.

6-      Mücadele uzun soluklu olacaktır, bu nedenle ülkemiz ve halkımız sonuna kadar her şeye hazırlıklı olmalıdır ve kenetlenmelidir.

7-      Bürokrasi hantal işlemektedir bunun aşılabilmesi için yetki sahipleri inisiyatiflerini sonuna ülke menfaatlerine karşı olmamak kaydıyla toplum menfaatleri için sonuna kadar kullanmalıdır.

8-      Ülkemizin yeniden süper güç olmasının önü Noter Cumhurbaşkanlığı ile değil Meclisle uyumlu AKTİF GÜÇLÜ LİDER CUMHURBAŞKANLIĞI ile olur.

Yeni anayasa ile bu düşünce iyice yerine oturacaktır. Terör ve terörizmi destekleyenlerin eli zayıflayacaktır. Eğer bu felsefe ve vizyon oturursa Türkiye'deki D'ingiliz işgal güçlerinin artıkları ( Beyaz Türkler, Jön Türkler, Jön Ciamaat, Jön Kürtler vb) asla bir daha güçlenemezler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.