www.islamastrolojisi.com "Adalet denge ve huzurun temelidir"

FATİHA EYLEM MANİFESTOSU www.islamastrolojisi.com
1-Etiklik (Eunsü)
2-Müteşekkirlik(Elhamdü)
3-Vicdanilik(ErRahim)
4-Sorumluluk(Yewmiddin)
5-Tevhit(İyyakena)
6-Meşru hedef ve Umutvar olmak(Sırat-ıMustakim)
7-Kimseyi taklit etmemek ve kendin olmak, samimi olmak(Gayrilmağdubi) #KABENİNHAYATŞİFRELERİ KİTABIMDAN ALINTIDIR...

18 Mart 2015 Çarşamba

Lale ve Gül - Hilal ve Yıldız - Hidrojen ve Oksijen

Lale Hilal ve Hidrojen Kardeştir
Tıpkı
Gül Yıldız ve Oksijen Kardeşliği gibi....
Lale sıradan bir çiçek değildir. O Anadolu yarım adasının özgün çiçeği olmakla beraber içinde sembolik olarak bir çok anlamı barındırmaktadır. Bir döneme adını veren bu çiçek Allah ve Hilal kelimeleri ile aynı harflerle yazılır Arap dilinde. Bu nedenle Hilal ile beraber Allahı simgelemiştir hep. Elementlerden Hidrojen tek elektronu, tek protonu ve tek nötronu ile Allahın tekliğini belirtmekte. Atomlardan Tevhidi en iyi temsil eden Hidrojendir.
Dilerseniz bu üç kombinasyonu inceleyelim.

LALE VE GÜL ( Gül'e LA ve İLLA'yı LALE Söyletir )

Lale yukarda belirttiğim özelliğinden dolayı camilerimizde süsleme sanatında kullanılmış ve hale kullanılmakta. Lale yetiştiriciliği öylesine büyük bir tutku olmuşki bir döneme adını vermiş. Avrupa'da Hollanda'da da yetiştirilen Lale'nin Osmanlı İmparatorluğundan Hollanda’ya Hollanda elçisi Buspecq aracılığı ile götürüldüğü biliniyor tarihsel kayıtlarda. Hollandaca Tulip olan Lalenin adının ise Osmanlı sarığından geldiğini çok az insan bilir. Hollandalı elçi kafasına Lale takan birini görmüş ve işaret ederek Wat is dat? dediğinde Osmanlı vatandaşının sarığını işaret ettiğini sanıp ona Turban ( http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrban_%28erkek_ba%C5%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1%29 ) demiş ve Elçi Lalenin adını Hollanda’ya gittiğinde Turpen olarak anlayıp söylediğinden adı Batı Avrupa'da bu sözden türetilmiş ve ingilizceye de TULIP olarak geçmiştir.

Lale kısa sürede Türkiye'de Lale devrinde olduğu gibi Hollanda'da da tutku olmuş ve halkı lale sevgisi kaplamıştır. Çeşit çeşit laleler yetiştirilmiştir.

Camilerimizde motiflerde görülen lalelin adı İstanbul Lalesidir. O lale artık günümüzde maalesef yoktur ve sadece resimlerde kalmıştır. Bu lalelin yok edilmesinin nedeni fakir ve aç İstanbul halkının Osmanlı Padişahı 3. Ahmed'e karşı Patrona Halil’le devrimci bir ayaklanma başlatmasıyla oldu. Patrona Halil ve yanında bulunanların öfkesinden yapılan tüm rönesans özentisi eserler ve Laleler de aldı. Halk o kadar kızgın ve açtı ki gözü dönmüştü. Padişah'ta Halkın öfkesini yatıştırmak için damadı İbrahim paşayı halka verdi. Halkta onu linç etti. Lale işte böyle acıklı olaylara tanıklık etti tarihimizde. Ancak İstanbul Lalesinin yok edilmesi bu devrimsel anlayışta vandalizmin hakkaniyet ve adalet ölçülerini çiğnediğini ve asla İslami etki göstermediğini bize anlatmakta. Şöyle ki Hz Muhammed Mekke’yi fethettiğinde Kabe’deki putları yıkmıştı iyi ve faydalı olan eskiye dokunmamıştı. Bu noktada Komünist devrim ve Patrona Halil'in ayaklanmaları benzerlik göstermektedir. Her ikisi de iyi yada kötü olmasına bakmaksızın adalet ilkesini yerle bir ederek hareket etmiştir kendi devrimlerinde.

Lale, Hollanda'da da benzer etkiler oluşturdu ancak sonu bizdeki gibi olmadı. Hollandalılar Lale'ye sonuna kadar sahip çıktılar ve onlar bugün bizim bize has bu çiçekten dünyaya milyarlarca adet satıp ülkelerinin ekonomilerine katkı sağlamaya devam etmekteler.

Lale başta belirttiğimiz gibi Allah ve Hilal kelimeleriyle geleneksel inancımıza Yahudi Kabalasından giren EBCED hesabına göre de yine bu kelimelerle 66 rakamını paylaşmaktadır. ( 666 yı Şeytanın sayısı olarak görme buradan ve 6666 ayet diye belirtilen Kuran ayetlerinden esinlenme yapmıştır Batı ).

Gül ise peygamber efendimizi simgelediği inanılarak her zaman sevilen bir çiçek olmuştur. Edebiyat ve müziğimize bile etki etmiştir bu durum. Türk sanat müziğinin çok ünlü ve çok sevilen bir şarkısı Hz Muhammed (SAS) için yazılmış ve bestelenmiştir ( Lütfen dinleyiniz https://www.youtube.com/watch?v=Q8kUr0Tdl0Q ). Gülün dikenleri aslında insanın neye LA demesi gerektiğini neye dokunamamasının da ifadesi. La İlahe demenin bir ifadesi. Aynı zamanda Neyhi anhil münker ve haramları sembolize eder. Gülün kendi içinde açılımı iç içe olması kırmızısının en önce düşünülmesi Allah’ı aşkla sevmeyi İLLA ALLAH demeyi bunun karşılığı olarak emri bil marufu görmeyi sevginin temelinin iyilik yani maruf olduğunu anlamayı ifade etmektedir. Bir diğer ifadeyle Lale Allaha imanı simgeliyorsa Gül'de bu iman için neye dikenlerde dokunmamayı Münkire yaklaşmamayı ama sevgiyle Marufa yönelmeyi ifade eder. Gül Hayatın içinde zıtlıkları dualizmi en iyi ifade eden çiçeklerdendir.

HİLAL ve YILDIZ

Bayrağımızda da bulunan HİLAL aslında ilkel Araplarda da kutsal sayılan semboldü ve baş Put HUBEL'in kafasında bulunan semboldü. Aslında Hilal Arapça olsa da bu dilin kardeşleri Aramice ve İbranice de de benzer seslere sahiplerdir. İslamda özellikle zamanın Ay'a göre olması, Ramazan ayının buna göre belirlenmesi vb bir çok sebeplerden dolayı kutsal sembol olarak kabul edilmiş ve İslam süsleme ve sanatına mimarisine yansımaları olmuştur. Allah ve Lale ile aynı ebced 66 sayısına sahip olmasıda ona prestij kazandırmıştır. Bugün dünya üzerinde bulunan onlarca İslam ülkesinin bayrağında ( Türkiye, Pakistan, Libya, Malezya, Tunus, Cezayir, Özbekistan, Malay, Azerbaycan vb) Allahı sembolize eden Hilal bulunmaktadır.

Yıldız Hilal'e göre daha küçük ve beş köşeli olarak sembolize edilmekte. Bu aslında İslam’ın beş şartını, bunların pratiğine, Hz Muhammed'in AHLAKINA ve KURAN'A PARALEL sahih sünnetine işaret etmektedir. Yıldız ayrıca beş vakit Allah'ın huzurunda duruşu, Ateş Hava Toprak Su ve RUH'un insan da buluşmasını insanın beş temel ilke ( Hava: Kibre karşı tevazu, Ateş: Zulme ve Şehvete Karşı Adil Öfke/Hilmet, Toprak: Cimriliğe karşı cömertlik, savurganlığa karşı tutumluluk. Su: Geçmişin acısı ve tatlısı ile günü heba etmemek. Geçmişi ırkçı yaklaşımla BABA değil rahmetle ANA görmek. Ruh: Bütün bunlarla ARINMA ÇABASI ).

HİDROJEN VE OKSİJEN

Hidrojen yukarda da belirttiğim gibi tek elektronu tek protonu tek nötronu olan tek atomdur ve Elementler tablosunda Allah'ın tekliğini tevhidi ve Yaratıcıyı simgeleyen ilginç bir atomdur.

Hidrojen yanıcı bir maddedir. En hafif atomdur. Hidrojen'in anlamı Hidro SU dan gelir. Çünkü yandığında Oksijenle birleştiğinde ortaya enerji çıkar ve hayatın membağı Allahın evrimle getirdiği yaşamın başlangıç noktası SU oluşur. Hidorhen'in sombol harfi H dir. H önemli bir harftir çünkü AllaH'ın adında da bulunur. Ağızdan çıkan bir nefestir H Allahına dını söylediğimiz her an nefesimizi veririz tıpkı çok yorulupta ağzımızdan çıkan "huuuu" der gibi. Allahın adı aslında TEVHİDİDE barındırmakta. Gerçekte L ile kapanan kısım tüm putlara vücudu kapatmaktır LA ile. Ancak derin bir nefesle HHHH uzun bir AllaHHHHH demek sonda HU ruhta bir açılımdır. Hidrojen bu açılımı Oksijenle yapar.

En önemli bağını Oksijenle yapar HİDROJEN. Oksijen element tablosundaki sembolü " O " dur. Bu aslında kulun hayatın merkezine Kabe ve değerlerini almasıyla sağdan sola çizdiği tavafın şeklidir. Kul çizdiği tavaflarla hayata 360 derece bakar, sığ değil, statik değil, dogmatik değil, yerinde sayan değil yürüyen düşünen, merkeze Kabe'nin dört köşesi olan Adalet Ahlak Sorumluluk ve vicdan'ı koyan bir kafadadır. Oksijen Kul merkeze aldığı Hidrojenle cem olduğunda ve yandığında ortaya SU çıkar. O SU ki Araf Suresinde belirtilen Allah arınma gayreti içinde olanlarla beraberdir gereğince bir kulun aklının arınması olan LA ve İLLA'ları neye ve kimlere söyleyeceğini belirlemesinden sonra AB(SU)-DEST(EL) ile gelen arınma çabasını oluşturmaktadır. Arınma çabası noktasal değil zamana lineal (Doğrusal) ve paralel giden bir süreklilik arz eder. Belli bir zaman sıkışan arınma çabası yoktur bu tamamen zaman çizgisine paralel bir emeği kapsar. Bu doğrusal hareket insanın SAFA (İhtiyaçların karşılanması ) tepesi ile MERVE (Cömertlik) tepesi arasında gidiş gelişlerinin tefekkür dolu yürümesi olan SA'Ydır (ÇALIŞMADIR EMEKTİR). Tavaf inancın Fatiha manifestosu 7 ilkeyi İMANI MERKEZE ALARAK TAVAFIN hayatın membağı oksijen'in sembolü " O " şehlinde hareketi ile üstünde taşırken SA'Y ise bu ilkelerin Lineal olarak ZAMAN EMEK bağlantı ik paralel çizgisinde arada bir bağlantı kurmak olan H ile hidrojenle özdeşleşen semboldür. Bunlar insan aklının kendi doğasında bulunan bilinçaltı ve bilişsel birikimlerinin yansımasıdır. H ve O'nun birleşimi ile H2O (SU) Kuran'da RAHMET olarak anılan Yağmurlarla gelmekte. O yağmur ki biraz önce anlattığım H ve O 'nin birleşiminde kendini bulur. Her çartma temas bir hayat enstrümanı oluşmasına aksiyona gebedir. Gebelik bile sevginin RAHİM'de çarpışmasıyla hayata yol bulur kendinde. Rahim merhametin kaynağı Allah'ın ismiyken işte böyle verilmiştir ANAlara. Analık bir CEMden sonra oluşur, sevdiği Hidrojeni ile yanan Oksijenin çıkarttığı enerji olan sonrasında gereken emek için bir hediyedir orgazm. Evlat bu çarpışmanın akabinde hayata gelir. Aslında aile H2O'dur. Topluma rahmet damlacığıdır. Analar ve babalar sorumlu ebeveyndir. Bu birleşim topluma hayat verir kan verir can verir. Evlenmek aile kurmak ve bu ailenin desteklenmesi tıpkı çevreci mantıkla suların kirletilmemesi gibidir. Bu anlattıklarımı dikkatle düşünen ve bağlantıları yakalayanlar görürler ki paranın maddenin altının put olduğu ortamlarda su kirlenecektir. Bir Müslümanın Kabeyi gördüğünde yaşadığı ruhsal çarpılmada bu türdendir. Aynı çarpılmayı yaşayan binlerce milyonlarca insan anlam kökü analık olan ÜMMET ailesini oluşturur yada oluşturması gerekir. 

Oysa biz H2O ile başlatmamış mıydık arınma çabamızı?

Selam olsun arınma çabasından vazgeçmeyenlere, amel (emek) harcayanlara, emeği sadece işçinin değil, ananın, babanın eşin emeğini de görenlere, Allahın her varlıktaki emeğini gören akıllara, karşılıksız seven tüm yüreklere selam olsun. Selam olsun anlama, hissetme sınırlarını genişletenlere....

Yazıklar olsun marufu kısıtlayanlara, münkiri kutsayanlara ve hayatlarında bir kez olsun TEVHİT ne demek düşünmeyenlere....

En derin saygılarımla...
Ayhan Özcimbit

Not: ( Son kitabım "Kabe'nin Hayat Şifreleri Sembollerin Dili'nden yer yer alıntı içermektedir )







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.